Yemeklerden Ne Alırsınız? | |
KANDİL KAZANI KAYNATMAZ MI?
Bir kış günü komşular bahis tutuşarak ziyafet verdirmeyi aralarında kurarlar. Nihayet meseleyi Hoca’ya açarak işi inada bildirmek için: “Bir iş var ama sen bunu yapamazsın.” derler. Hoca işi sorunca anlatırlar. Bu gece sabahakadar şehrin meydanında duracaksın. Sabah namazında büyük camide birleşeceğiz. Yapabilirsen biz sana ziyafet çekeceğiz. Yapamazsan sen bize. Fakat yanında hiç bir ateş bulunmayacak. Karşı evlerden de seni gözetleyecekler. İyice düşün, taşın. Hoca: Böyle budalaca işe girişmem ama size inat, ne adam olduğumu göstereceğim, der. Nihayet yeri tayin ederler. Hoca sabaha kadar bekler. Sabahleyin camide buluşunca nasıl vakit geçirdiğini sorarlar. Hoca sabahleyin camide buluşunca nasıl vakit geçirdiğini sorarlar. Hoca: - Kardan her yeri bembeyazdı. Sabaha kadar fırtına devam etti. Çok uzaktan bir mum ışığından başka aydınlık görülmüyordu der demez: - Olmadı, olmadı. Anlaşmamızda ateşe ait birşey bulunmayacaktı. Sen o ışıktan ısınmışsındır. Anlaşma bozuldu, iddiayı kaybettin, derler. Herkes tasdik edince Hoca ziyafete mahkum edilir. Ertesi akşam Hoca’nın evi dolup taşar. Fakat bir türlü yemeğin çıkacağı yok. Nihayet Hoca’yı aramaya avluya çıkar bakarlar ki Hoca bir ağacın dalına kocaman bir kazan asmış, altına bir mum koymuş. Karşısına oturmuş bakıyor. Nedir bu hal, ne yapıyorsun? Demelerine karşı: Ne yapacağım, size yemek pişiriyorum, der. Ayol, gök yüzüne bir kazan asmışsın. Altına bir mum yakmışsın. Hiç mum ile kazan kaynar mı? Hoca cevap verir: - Ne çabuk unuttunuz. İki gün evelki gecenin karşı mahalledeki mum ışığında ısındığıma hüküm edersiniz de, mumda kazan kaynayacağına neden inanmazsınız? SANA NE? Gevezenin biri Nasrettin Hoca’nın yanına geldi. “Hoca, Hoca. Az önce birisi bir tepsi baklava götürüyordu.” Hoca“Bana ne?”dedi. Adam “Ama galiba tepsi size gitti.”diye zevzekliği sürdürünce bu kez Hoca “Sana ne?” deyip boşboğazı susturdu. CİĞER VE ÇAYLAK Nasrettin Hoca birkaç arkadaşıyla söyleşirken söz yemekten açıldı. Birisi bildiğibir ciğer yemeğini öyle ballandıra ballandıra anlattı ki, Hoca’nın ağzı sulandı. Bir kağıda nasıl pişirileceğini yazdırdı. Doğruciğerciye gidip iyisinden ciğer aldı. Birelinde ciğer, bir elinde yemek tarifi evinin yolunu tuttu. Karısına yaptıracağı yemeğin hayaliyle dalgın, dalgın yürürkenciğeri gören bir çaylaksüzülüp indi. Hoca’nın elindeki kaptığı gibi uzaklaştı. Bir süre donakalan Hoca silkinip çaylağın peşinden koştu ama boşuna.vazgeçti. mahzun, mahzun elindeki kağıda baktı. Sonra onu çaylağa sallayıp bağırdı: “Ciğeri kaptın ama tarifesi bendedir.!” NE ALACAKMIŞ? Çok şişman olan Yahya Kemal, bir yokuşun önündeki lokantanın önünde dinlenirken, içeriden çıkan garson: - Buyurun beyim, ne alırsınız? Diye atılır. Yahya Kemal gülümseyerek: - Evlat, müsaade edersen biraz nefes alacağım, der. AKŞAM YEMEĞİ Yahya Kemal, dostlarından birine: - Bu akşam yemeğini benimle yer misin? Diye sorunca, arkadaşı: - Hay hay! Der. Çok memnum olurum. Hiçbir mazeretim yok! Yahya Kemal gülümseyerek cevap verir: - İyi öyleyse, bu akşam size geliyorum. |
Trafik Kurallarını Biliyor musunuz?
Araba Hırsızı | |
Mahallenin bir tanasinde sık sık araba teypleri çalınıyormuş. Adamın biri de arabasına, "Araba teybi yok, boşuna uğraşmayın." diye yazı yazmış. Sabah bir de baksa araba yok ve arabanın durduğu yerde bir kağıt; "Üzülme ben taktırırım."
|
Sinyal veriyor | |||||||||||||||||||||||||
.Adamın biri köyün birinin yanından geçerken, bir köylü ineğiyle beraber otostop çekiyormuş. Adam durmuş almış köylüyü ama ineği ne yapacakları meçhul. Koylu: "Arka tampona bağlarız, o peşimizden gelir", demiş. Düşmüşler yola, derken adam gaza asılmaya başlamış, 50 km...inekte tıs yok.70 km... inekte tıs yok, koylu de: "Benim inek iyi koşar",diye şişiyormuş. Adam takmış beşinci vitese... Hız 120 ve inek dilini sallamaya başlamış. Şoför "Senin inek kesildi herhalde, bak dili bir karış dışarıda" demis. Köylü de: "Sen yanlış anlamışsın, o seni sollayacak sinyal veriyor", demiş.
|
www.dersturkce.com
2024