10 Kasım için geçmiş senelerde yazdığım bir konuşma metnini paylaşıyorum. İhtiyacı olan vardır belki.
10 KASIM GÜNÜN ANLAM VE ÖNEMİNİ BELİRTEN KONUŞMA-1
71…
71 numaralı oda… Nedir bilir misiniz? Ata’mın Dolmabahçe’de verdiği son nefesin duvarlarına sindiği oda. Bugün de şu an da binlerce, on binlerce nefesin ona olan özlemini bir nebze gidermek için koştuğu oda. Bir yatak, bir dolap, masada 9’u 5 geçe durmuş bir saat… Duvarda en sevdiği tablo: 4 Mevsim…
Bu odaya çok daha önce dönmeliydi aslında. Doktorlar “Dönmeliyiz.” dediğinde… Derhal tedaviye başlamalıyız, dediğinde… Ama dönmedi. Bekledi. Bedeninde büyümekte olan illeti bile bile... Her gün ölüme biraz daha yaklaştığını bile bile... Dönmedi. Savarona’daydı uzun zamandır. Hatay’dı tek düşüncesi. Orayı almadan geri dönmeyecekti. Varlığını Türk varlığına armağan etmişti bir kere. Gerisi teferruat idi. Nitekim aldı da. Halsizdi. Bitkindi. Ama düşmana karşı yine dimdikti. Vazifesini tamamlamanın rahatlığıyla artık geri dönebilirdi.
Bir gece vakti yanaştı Savarona Dolmabahçe’ye. Gece zifiri karanlık. Dolmabahçe’de hiç ışık yok. Karanlıkta girmek istemişti içeri. Mehmetçiği onu böyle görmesin istemişti. İstemişti ki güçlü, heybetli haliyle bilsinler onu hep. Tıpkı Sakarya’daki gibi…
Çocuklar, dedi. Artık tedaviye başlayabilirsiniz. Ne var ki artık çok geçti. Buradan sonrasını hepimiz biliyoruz elbet.
Ama Ata’m, Ulu Önderim, Başöğretmenim,
İsterim ki sen de şunu bil:
Biz evlatların seni hep senin istediğin halinle hatırlıyoruz. Kocatepe’ye çıkarkenki düşünceli duruşunla… “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” derken kalkan parmağınla… İşgal donanmasına bakıp “Geldikleri gibi giderler.” deyişin ve gerçekten de gönderişinle… Çanakkale’de, Sakarya’da yazdığın destanlarla… Çocuklara bakarken dalga dalga olan bir çift deniz göz ile… Ülkü ile oynarken bir çocuk gibi şen oluşunla… Her zaman şık, her zaman saygın görünüşünle… Ama en çok da küllerinden doğan bir ulusu tekrar şahlandırışınla… Sen bizim her anımızda, hep sol yanımızda…
Ve evet Ata’m. Şu sözlerin hep aklımızda:
“Elbet bir gün beni unutturmaya çalışanlar olacaktır. Ama Türk gençleri buna asla izin vermeyecektir."
www.dersturkce.com
2024