Bütün milletler yeryüzünde var oluş mücadelelerini sürdürebilmek ve bu mücadeleyi kazanabilmek için bazı değerlerini korumak zorundadır.Genlik, önem bakomından diğerlerine nazaran ön sırada yer alan değerlerdendir.
Genç nesil ülkelerin ileriye atacakları yeni ve taptaze bir adımdır. Bu adımın güçlü ya da cılız olması genliğin durumuna bağlıdır. Gençlik bir milletin hem kalbi hem beynidir hem de iskeletidir.yaşamını sürdürmek isteyen bir varlık bu derece önemli olan uzuvlarını korumak zorundadır.eğer korumazsa ne olur? Gayet açık: Bir insan düşünelim ki kalbi çalışır iskeleti muntazam ama beyni alınmış yani fotosentez bile yapamayan bir bitki gibi.yine bir insan düşünelim iskeleti var beyni de var ama kalbi durmuş.İşte size gençliği mahvolmuş bir milletin kabataslak manzarası.
Gelelim kendimize:Osmanlıların özellikle son dönemlerinde Türk gençliği hep ihmal edilmiş kendine has mevkiye bir türlü oturtulamamıştır.Bunu devletin o günkü şartlarına bağlamak çok doğru olur.Gerçi o zamanın genci zaten okumayı şurada burada çalışmayı kendine aşağılık sayıyıordu.O kendini ancak bir savaşçı olarak biliyor ve yetiştiriyordu.Hatta o dönemde gençlik diye bir şeyden bahsetmek hemen hemen imkansızdı.Köy ve kasabalardaki çalışan insanların genelini ihtiyarlar,çocuklar ve kolsuz bacaksız insanlar oluşturuyordu.Neden mi? Anlatayım:
Daha hayatının baharına yeni kavuşan ,tabiri caizse “ağzı daha süt kokan” Türk delikanlısı on sekizine bile varmadan askere alınıyor ,çiftini,çubuğunu ,bir günlük gelinini ,karasevdalısını terk edip silah omuzda cepheye koşuyor ,dirsekleri ,dizleri paramparça yara bere içinde .Üzerinde lime lime olmuş elbisesiyle ,parmaklarının dışarıya fırlamsına engel olamamış çarığıyla , bir gün Sarıkamış’ın soğuk yaylalarında diğer gün Arabistanın kızgın çöllerinde koşturup duruyor.Ve an geliyor göğsüne saplanan kara bir kurşunla toprağa uzanıyor.Tıpkı M.Akifin “ Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor .”dedişği gibi.Hal böyleyken İstanbulun şımarık Rum ve Yahudi genci gündüz kesesini şişirirken geceleri meyhane meyhane dolaşıp gönlünü eğlendiriyordu.
Cumhuriyetin ianınıyla bu pürüzlerin ortadan kaldırılmasına çalışılmış ,başta Büyük Önder Mustafa kemal olmak üzere tüm millet kolları sıvamıştır gençlik için.Ulu Önder :” Memleketin evlatlarını silahaltında bulundurmak süretiyle ,çalışmaktan , ailesi ile birlikte olmaktan mahrum etmeyeceğiz”diyordu.Artık gençlerimiz cepheden cepheye koşan bir silahşör değil diğer milletlere örnek ve önder olma yolundadır.Onun silah tutan elleri gerektiğinde kalemi alır ,onu bırakır tarlada orağı tırpanı kavrar.Zira o Cumhuriyetin yegane bekçisidir.
Gençlerin iyi yetişmesi için her türlü maddi imkanlar onların önüne getirilmiştir.Fakat bir gençlik için bunların yeterli olduğu söylenemez.Ne yazık ki tecrübeler ve olaylar gençlerin çok önemli bir şeyden mahrum bırakıldıklarını gösteriyor.O , bizi yüceltecek ve sonsuzluğa eriştirecek olan şey MANEVİYATTIR.Evet hep maddeye sürüklemişiz gençleri Avrupanın kapılarını göstermişiz fakat o kapının arkasında neler olduğunu anlatmamışız.O kapıdan giremn gençlik maneviyattan, milli kültür ve terbiyeden soyutlanmış olarak çıkıyor.Geçmişten bihaber olup ecdada küfreden gençler de maalesef az değildir.Halbuki Büyük Önder böyle yol göstermemişti bize.O, ecdada saygı duyulmasını milli kültüre ve inançlara bağlı kalınmasını istemişti.
Kulak ver delikanlım sen sorumsuz yaşayamazsın.Aksi takdirde teneffüs ettiğin hava üzerinde gezdiğin toprak ,içtiğin su senden davacı olur.Zira bu vartan sana emanet edilmiştir.Emanete ihanet edersen toprağın her zerresinden yükselen şehitlerin ahı seni tutacaktır.Senin yerin gece kulüpleri ,diskotek ve barlar değil okullardır .Bırak elindeki lanet olası o edepsiz mecmuaları .Sen,n okuyacağın şey Kuranı kerimdir fendir,matematiktir ,tıptır
Astronomidir.Bırak o Avrupa denen illeti taklit etmeyi ,sen onların ilmini al kültürünü değil!
Kalk artık o içki ve kumar masalarından! senin oturacağın yer üzeri kitaplarla olu masalardır!Gezme artık avare avare sokaklarda başkaları uzayda seyahate çıktı.Kendini küçük görme ! Niye kabuğuna çekilmiş gibi duruyorsun!Sen ki koskoca Asyaya sığmayıp Avrupa ve Afrikayı nal seslerine boğan sonrada okyanuslara meydan okuyan bir ceddin torunusun! Eğer bir silkinsen bir kendine gelsen daha nice Fatihler ,Yavuzlar çıkartacak kudrettesin!Artık durma o yüce yolculuğuna çık! Bil ki bu yolculukta seni aslanlar gibi vuruşup cennete intikal eden Fatihlerin,Barbarosların,gazi Osmanların ruhları yalnız bırakmayacaktır!
Ve tarihin altın sayfalarına adını altın harflerle yazdıran kız kardeşim! O kjendine has vakur duruşunla sen de başkalarına örnek ve önder olmalısın!İmrenme kendini zamana kaptıranlara ! Sen Ferdinantlara Şarlkenlere boyun eğdirecek Kanuniler Fatihler yetiştirmek için kendini hazırla!Ömrünü makyaj masalarında geçirenlere aldanıp kanma!Çocuğunu ilk defa “Ya şehid ya gazi “diye emzirmeye başlayan annelerin kemiklerini sızlatma!Popçuları,mankenleri değil Nene hatunları kendine örnek ve önder al!Sen zamanıyla aleme parmak ısırtmış Türk kadını ve annesisin.Değerini bil , iffetini koru!
Çalışanlara Ata’nın gösterdiği yolda ilerleyenlere sözümüz yok ! Sözümüz uyuşanlara ,tembelleşenlere.Haykırmak istiyorum şairin diliyle gayesiz ,lakayıt davasından bihaber gençliğe!
“Aslını inkardasın unuttıun Hak olanı
Uyan gizli emeller süpürüyor kalanı
Boşaltıyor gövdene yılan zehirlerini
Dön artık benliğine öperim ellerini.”
Hazırlayan: Yusuf TEZCAN / Türkçe öğretmeni
www.dersturkce.com
2024