TÜRK TİYATROSU
Tiyatro, insan yaşayışından alınan çeşitli kesitlerin
gerçeğe uygun şekilde gösterilmesi sanatıdır. Eğlendirici
olduğu kadar eğiticidir. Seyirciyi düşünmeye, karar vermeye
ve yargılamaya yöneltir. Toplum içinde yaşamayı
öğretir. Tiyatro, topluma hitap eder. Toplumun dinî, kültürel,
toplumsal ve tarihî özelliklerini gösterir.
Türk tiyatrosunun geçmişi çok eskidir. Eskiden tiyatroların
amacı insanları eğlendirip güldürmekti. Tiyatro oyununda
taklide ve dansa yer verilirdi. Bizde çağdaş tiyatro
kuruluncaya kadar tiyatronun yerini Karagöz ve orta oyunu
almıştır.
Sanata ve sanatçıya önem veren Atatürk, cumhuriyeti
ilan ettikten sonra tiyatroya da önem verdi. Bir gün “İstanbul
Şehir Tiyatrosu açılsın mı, açılmasın mı?” münakaşası
yapılıyordu. Bazı Meclis üyeleri “Böyle şey olmaz.
Bu kantoculara para verilmez.” diye isyan ettiler. Atatürk,
onları susturdu, İstanbul Şehir Tiyatrolarını kurdurdu. Burada
çalışan sanatçılara maaş bağlattı. Ülkemizde ilk
konservatuvarın kurulmasına öncülük etti. Sahne oyuncularıyla
bile ilgilendi.
1923’te Darülbedayi İzmir’e gelmişti. Kordon’daki Tayyare
Sineması’nda bir oyunu oynayacaklardı. Atatürk,
“Ateşten Gömlek” filminde oynayan genç kadının nerede
olduğunu sordu. “Burada efendim.” dediler. Bunun üzerine
Atatürk:
— Öyle ise bu oyunda o da oynasın, dedi.
O günleri hatırlayan Bedia Muvahhit şöyle der:
— Bir günde rolü ezberleyip sahneye çıktım. Temsilden
sonra gördüğüm takdir ve teşvik dolu sözleri, üzerimde
öyle etki yaptı ki Ege’deki bütün temsillere iştirak
ettim. Türk kadınının sahneye çıkmasına resmen izin verilmiş
olduğu için tiyatro sanatçılığını meslek olarak seçtim.
Beni sahne artisti yapan Atatürk’tür.
Atatürk, tiyatroyu yurt çapında yaygınlaştırarak çağdaş
Türk tiyatrosunun oluşmasını sağlamıştır.
Şenol KALAYCI
İlköğretim Okullarında Atatürkçülük
(Düzenleme yapılmıştır.)
SES DOSYASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLA...
www.dersturkce.com
2024