Akılcılık ve Bilimin Önemi / Akılcılık ve Bilime Verilen Önem 2023-2024




Akılcılık ve Bilimin Önemi / Akılcılık ve Bilime Verilen Önem



Ekleyen: DersTurkce.COM | Okunma Sayısı: 13327

Akılcılık ve Bilime Verilen Önem

 

“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” prensibi yurdumuzun kalkınması, gelişmiş ülkeler seviyesine çıkabilmesi için bilimin rehber (yol gösterici) alınmasını gerektirir. İnsanlar ve toplumlar kendilerine yol gösterici olarak bilimi kabul ederlerse başarıya ulaşırlar. Akıl ve bilim o kadar önemlidir ki, tarihimizde de bilime, kağıt ve kaleme büyük önem verilmiştir. Ortaçağ Avrupasının tersine, bizim geçmişimizde bilim ve fennin sahip olduğu değer yaşamsal bir yer tutmuştur. Hayatımızın her aşamasında bilim önemli bir yer tutmaktadır. Akla ve bilime gereken önemi verememiş toplumlar gelişemezler.

 

Ancak, insanlar için bilimsel değerler, somut veriler ve maddi ölçüler tek başına yeterli olamaz. İnsanların bilimsel ve akılcı değerlerle ölçülemeyen hisleri, duyguları vardır. Örneğin anne şefkati; çocuk için anne sevgisi bilimsel ve maddi değerler ile ölçümlenemez. Bilimsel ilerleme, teknik gelişme bizi başarıya götürür ama akıl tek başına hayatımızın yükünü taşıyamaz ve akıl asla her şey değildir. Akıl bir araçtır tek rehber kabul edilmesi yanlış olur.

Akılcılık, Ortaçağ'da Avrupa'daki Hıristiyan din adamlarının dayatmalarına karşı ortaya çıkmış felsefi bir akımdır. Bundan dolayıdır ki, günümüzde bilinen akılcılar genellikle ateistlerdir. Bu nedenle “akılcılık” genellikle ateizmle birlikte anılmaktadır. Akılcılık, bazı noktalarda hümanizm ve ateizm ile benzerlikler göstermektedir. Bu durum, dönemin Avrupa Kiliselerine karşı oluşan tepkinin bir ürünü olarak varlığını devam ettirmektedir.

Akılcılığın tek dayanak olarak kabul edildiği tek zaman Ortaçağ, tek yer de Avrupa’dır. Akılcılar, bilginin kaynağının sadece ve sadece akıl olduğunu iddia ederler. ilkçağda Sokrates, Platon, Aristo; yeniçağda ise Descartes, Spinoza, Leibniz ve Hegel akılcılık akımının en büyük temsilcileridir.

Gelişmiş ülkelerde bilim ve aklın adeta tanrılaştırılarak, değişmeyen gerçekler gibi kabul edilmesine Avrupa içinden de tepkiler gelmiştir. Viyana Okulunun temsilcisi Karl Popper günümüzde geçerli olan bilimsellik anlayışını: "ELEŞTİREL RASYONALİZM" olarak tanımlamaktadır. Eleştirel rasyonalizm ise, bilimsel kuralların kesin olmadığını, aksi ispat edilene kadar geçerli olduğunu, bilimin sınırları olduğunu esas alır. Aksi kabul edilseydi bilimin ilerlemesi mümkün olamazdı. Çünkü bilimsel kuralların kesin ve değişmez olmasını kabul etmekle, aksinin ispatını geçersiz hale getirmiş ve bilimin gelişmesini imkansız hale getirmiş oluruz. Akıl, sadece bir araçtır. Seçeneklerimizi çoğaltmaya ve karşımıza çıkan seçeneklerden en mantıklı olanı seçmeye yarar. Akıl araç olmaktan çıkarsa bencilliklerimiz devreye girer ve böylece akıl bizi yanlış yollara sürükler. Medeniyetin doruğunda, bilimselliğin zirvesinde olan ülkelerin bilim ve aklı savaş makineleri üretmekte kullanmaları, başkalarının hayatlarını hiçe saymaları bunun en güzel örneğidir.

 

Akıl ve bilime önem vermeliyiz. Onu önemli bir “yol gösterici” olarak görmeliyiz. Fakat aklın, irfanımız için tek başına yeterli olduğunu asla düşünmemeliyiz.

 

AKILCILIK VE BİLİM

Akılcılık,insanın aklı ile gerçekleri anlama yeteneğidir.Akılcılık,insanların doğru karar vermesi,bilimsel davranış göstermesi ve başarılı uygulamalar yapabilmesi için sağlam düşüncelere sahip olmalarını ister.Çünkü akılcılık bireye sorumluluk verir.Sorumluluğunun bilincinde olan birey de ülkesine ve ulusuna daha yararlı olur.Akılcılık,milli birlik ve beraberliğin sağlanmasında da önemli bir etkendir.
Türk ulusunu geri bırakan başlıca neden,cumhuriyet devrine kadar bilim ve teknolojinin
yeterince kullanılmamış olmasıdır.
Bilimin insan yaşamındaki yeri ve önemi çok büyüktür.Çünkü bilim,doğruluğu denenmiş,başarılı iş yapma teknikleridir.Akılcılık,bilim ve teknoloji,yapacağımız her işte bize doğru yolu ve tekniği gösterir.Ne yazık ki günümüzde bile bilime ve akılcılığa inanmayan,kendilerini Allah’ın yeryüzündeki elçisi gibi gören,korkaklıkları nedeniyle gerçek kimliklerini saklayarak takma adlarla şiir ya da yazı yazan ,birilerinin yalakalığını yapanlar bulunmaktadır.Umuyorum ki bu tür insanlar ,kafadan dolma bilgilerle değil okuyarak akılcılığın,bilimin,Müslümanlığın ne olduğunu öğrenir ve ona göre davranır yazar
ve çizerler.Yoksa perdede Hacivat-Karagöz oyunu oynamakla Müslüman olunmaz,akılcılık
ve bilim dışlanamaz.Yobazlıktan ve orta çağ fikrinden kurtulunamaz.
Türkiye Cumhuriyetinin temeli akılcılığa ve bilime dayanmaktadır.Atatürk"Hayatta en
hakiki mürşit ilimdir." özdeyişi ile milletimize gideceği yolu gösterirken dünyanın her türlü 
bilminden,buluşlarından,ilerlemesinden ve teknolojiden yararlanmasını istemiştir.Bu
düşüncesini bilerek her yerde tekrarlamıştır.
Bilim ve teknik çağdaş uygarlığa göre her an değişebilir.Tüm insanlara düşen görev yeni buluşlar ortaya çıkınca onları benimseyip yaşama uygulamaktır.Bunun için bilim ve teknolojideki değişiklikler,yenilikler sürekli izlenmelidir.Bilim adamlarımız,izledikleri yeni bilimsel ve teknolojk gelişmeleri olduğu gibi kabul etmekle yetinmeyip kendileri de araştırmalar ve incelemeler yaparak daha ileriye gitmeye çalışmalıdırlar.
Çağdaş insan bilim ve teknolojiden yararlanmasını bilen insandır.Hastalıklar için
bilimsel tedaviler varken ,alternatif tıp hariç bilim dışı tedaviler önermek ,örneğin hasta çocuğu doktora götürmek yerine yatıra götürmek çağdışılıktır,yobazlıktır,aymazlıktır.
Devletimizin kurucusu eşsiz önder Atatürk’ün şu özdeyişleri cahillerin,yobazların kulağına küpe olmalıdır:"Bizim akıl,mantık,zeka ile hareket etmek belli özelliğimizdir.Bütün
hayatımızı dolduran olaylar bu gerçeğin belgesidir.Bundan sonra pek önemli zaferlere kavuşacağız;fakat bu zafer,süngü zaferleri değil,BİLİM ve teknik zaferleri olacaktır.Dünyada her şey için,uygarlık için,hayat için,başarı için en gerçek yol gösterici
bilimdir,fendir.Bilim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir,CAHİLLİKTİR,doğru
yoldan sapmaktır." (21Mayıs 2010) 

Müfit AKSAKAL




 Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece dersturkce.com'a aittir. Sitemizde yer alan dosya ve içeriklerin telif hakları dosya ve içerik gönderenlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Telif hakkına sahip olan dosyaları lütfen iletişim bölümünden bize bildiriniz. Dosya 72 saat içerisinde siteden kaldırılır.Telif Hakkı Hakkında|Editör, ziyaretçi ya da üyelerimiz tarafından eklenen hiç bir içerikten dersturkce.com sorumlu değildir.İLETİŞİM:dersturkcem@gmail.com
Sitemiz hiçbir şekilde kar amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.