EMİNE TEYZE NiN ÇiLEK REÇELİ Metni Word Halinde 2023-2024




EMİNE TEYZE NiN ÇiLEK REÇELİ Metni Word Halinde



Ekleyen: DersTurkce.COM | Okunma Sayısı: 5501

EMİNE TEYZE’NiN CiLEK RECELi

 

Emine Teyze, apartmanın bitişiğindeki evde oturur.

Orası eskiden apartmanın kömürlüğü olarak kullanılırmış.

Herkes yakıt olarak doğal gaz kullanmaya başlayınca

orayı temizlemişler. Kırık dökük yerleri onardıktan sonra

da kiraya vermişler. Kira parasıyla apartmanın giderlerini

karşılamayı kararlaştırmışlar. İlk kiracı da Emine Teyze

oldu.

Biz onu çok seviyorduk. Köyden taşınmışlardı. iki

kızı bir oğlu vardı. Boş durmayı hiç sevmezdi Emine

Teyze. Apartmanın çevresindeki küçücük bahçe o gelince

yeşillendi. Renk renk kasımpatılar, aslanağızları, güller

dikti. Annemi görünce yakınırdı:

“Güneşe hasret zavallı çiçekler. Günde yarım saatçik

yalayıp geçiyor. Bu kadar güneş yetmez ki onlara.”

Annem hak verirdi ona. Başını sallar:

“Haklısın Emine Teyze, çok düzensiz yerleştirmişler

yapıları. Yalnız çiçekler değil, biz bile göremiyoruz

güneşin yüzünü.” derdi.

Emine Teyze çok şakacı bir kadındı. Anneme takılır:

“Sizin ayağınız var, yürüyüp gidersiniz parklara. Ya

bu elsiz ayaksız yavrucaklar ne yapacak?” der, çiçekleri

gösterirdi. Onları hep insanmış gibi düşünmesi çok

hoşuma giderdi. Bitkileri sevmeyi, onları incitmemeyi

Emine Teyze’den öğrendim, diyebilirim.

Evinin işini ve çiçeklerle ilgilenmeyi bitirdikten sonra

kapı önüne bir sandalye çıkarırdı. Orada oturur, dantel

işlerdi. Gelen geçen kadınlar ilgiyle bakardı eline. Dantel

motifini inceler, hayran kalırlardı güzelliğine. Kimisi eve

koşup biraz ip alır gelir, aynı örneği çıkarmaya çalışırdı.

El işi yapamayan kadınlar:

“Bize de işle Emine Teyze. ipini alırız, el emeğini de

öderiz.” derlerdi.

(...)

Ben ders çalışmaktan sıkıldığımda balkona çıkar,

onu gözlerdim. Benimle de ilgilenir, şakalaşırdı. Bana

“Salon Çiçeği” derdi, evden pek çıkmadığım için.

Babam, Emine Teyze’nin oğluna kendi çalıştığı yerde

çaycılık işi bulduğunda kadıncağız bizi yere göğe

sığdıramaz oldu. Herkese ne kadar iyi insanlar

olduğumuzu anlata anlata bitiremiyordu. Bizim aileyi

dünyanın en iyiliksever ailesi ilan etmişti neredeyse.

Mahallemizdeki işsizler bu olaydan sonra babamın

yolunu gözlemeye başladılar. Kimi zaman onu sokakta

yakalarlar; oğullarına, kızlarına iş bulmasını isterlerdi.

Babam kimseyi kırmak istemezdi ama o kadar kişiye

nereden iş bulacaktı? Yine de sağa sola telefon eder,

arkadaşlarına sorar, çevresindeki insanlar için iş arardı.

(...)

Bir akşam Emine Teyze bize oturmaya geldi. Elinde

de küçük bir kavanoz reçel vardı, çilek reçeli.

“Ben yaptım, afiyetle yiyin.” dedi.

Ben de babam da çilek reçelini çok severdik. Emine

Teyze daha kapıdayken hemen tatmak istedik. Koşarak

mutfağa gidip iki çay kaşığı getirdim. Reçeli tattık,

gerçekten çok güzeldi. Babam ağzını şapırdatarak Emine

Teyze'yi kolundan tutup oturma odasına götürdü:

"Gel bakalım Emine Hanım, otur şöyle. Önce şu

reçeli nasıl yaptın, onu anlat, sonra hâl hatır sorarım.

Aklıma herkesi rahatlatacak bir düşünce geldi." diyerek

bizi de meraklandırdı.

Emine Teyze, reçelinin beğenilmesinden kıvanç

duymuştu. Rahatça kuruldu koltuğa ve ballandıra

ballandıra anlattı. Babam:

“Başka reçeller de yapabilir misin peki?” diye sorunca

Emine Teyze, bu da bir şey mi anlamında elini salladı.

“Sen ne diyorsun Mehmet Bey oğlum, elli çeşit reçel

yaparım ben. Patlıcan reçelinden tut, muz reçeline kadar.

Elime ne geçerse onun reçelini yapabilirim.”

Ben de Emine Teyze’nin yanına oturmuş hayran

hayran onun anlatışını izliyordum. Bana sarılarak:

“Bu salon çiçeğinden bile reçel yaparım.” deyip öptü

beni.

Babam ellerini ovuşturuyor “müthiş”, “çok güzel”

diye kendi kendine konuşuyordu. Sonunda aklındaki

düşünceyi açıkladı.

“Bir reçel yapımevi kuracağız. Emine Hanım da baş

aşçımız olacak.”

Elindeki listeyi sallıyordu babam.

“Burada adları olan on beş kişi de reçel yapımevinde

çalışacak.”

Hepimiz şaşkınlıkla izliyorduk onu. Her şeyi planlamış

gibi anlatıyordu. Meyvelerin nasıl alınacağını, kavanozları,

satışın nasıl yapılacağını, bu iş için ne kadar para

gerektiğini oracıkta anlatıverdi. Emine Teyze:

“Aferin Mehmet Bey oğlum, sen büyük adamsın

vallahi!” diyerek onayladığını ve bu işe katılacağını

belirtmiş oldu.

Babam ertesi gün listede yazılı olanları akşam bizim

evde toplantıya çağırdı. Evleri bir bir dolaşan tabii.

Herkes ne olduğunu merak ediyor, benden öğrenmeye

çalışıyordu. Babamın tembihlediği gibi kimseye bir şey

söylemiyor:

“Akşam babam her şeyi anlatacak.” diyordum.

Saat sekiz buçuk olduğunda herkes gelmişti. Salorda

oturacak yer kalmadığından çoğunluk yerde oturuyordu.

Babam, elinde not aldığı kâğıtlar, seslerin kesilmesini

bekliyordu. Sağında Emine Teyze vardı. Yaptığı çilek

reçelinin bir iş alanı oluşturmasından gurur duyduğu

yüzünden belliydi.

Babam konuşmaya başladı:

“Arkadaşlar, hepinizin toplantı nedenini çok merak

ettiğinizi biliyorum. Bu yüzden sözü uzatmadan konuya

giriyorum. Size bir müjdem var... Mahallemizdeki işsizlerin

severek çalışıp para kazanabileceği bir iş bu...”

Salonda bir uğultu başladı. Herkes şaşkınlığını değişik

ünlemlerle dile getiriyordu:

“Ne işi bu acaba?”

“Allah Allah!”

“Sen biliyor musun komşu?”

Babam masaya kalemiyle birkaç kez vurduktan sonra

uğultu azalarak kesildi. Babam konuşmasını sürdürdü:

“Emine Hanım’ın reçel yapım yöntemiyle bir reçel

yapımevi kuracağız. Buradaki herkes işin içinde olacak.

Bir dayanışma oluşturacağız. Gerekli ürünleri, araç ve

gereçleri satın alacağız. Herkes kendi bütçesine göre

para koyacak ve ortaklaşa yürüteceğiz bu işi. Kazancımızı

da bölüşeceğiz. Ne diyorsunuz? Yapabilir miyiz bu işi?”

Salondakiler babamın sorusunu alkışlayarak yanıtladı.

Alkış uzun süre dinmedi. Babam heyecanlanmış,

yanakları kızarmıştı. Onu ilk kez böyle görüyordum.

Alkışlar dindikten sonra birkaç kişi reçel yapımevi ile

ilgili sorular yöneltti. Babam onları yanıtladı ve herkes

bu işin olabileceğine inandı.

O akşam toplantı geç saatlere dek sürdü. Para miktarı

belirlendi. Reçel yapımevinin neresi olacağına karar

verildi. Artık herkesin uykusu geldiğinden bir hafta sonra

toplanmak üzere babam toplantıya son verdi.

Sonraki günler her şey yolunda gitti. Ortak üyeler oy

çokluğu ile babamı reçel yapımevine müdür yaptılar.

Böylelikle babam diğer işinden ayrılmış oldu.

Reçellerin markası ne oldu biliyor musunuz? EMiNE

TEYZE REÇELLERi... Bu adı toplantıda ben önermiştim.

Oy birliği ile kabul edildi.

Miyase SERTBARUT

 




 Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece dersturkce.com'a aittir. Sitemizde yer alan dosya ve içeriklerin telif hakları dosya ve içerik gönderenlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Telif hakkına sahip olan dosyaları lütfen iletişim bölümünden bize bildiriniz. Dosya 72 saat içerisinde siteden kaldırılır.Telif Hakkı Hakkında|Editör, ziyaretçi ya da üyelerimiz tarafından eklenen hiç bir içerikten dersturkce.com sorumlu değildir.İLETİŞİM:dersturkcem@gmail.com
jojobetCasibom GirişJojobet Giriş YapcasibomMeritking Girişholiganbet girişbaywincasibom güncelcasibom girişdeneme bonusuCASİBOM GÜNCEL
Sitemiz hiçbir şekilde kar amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.