HAYAL PERDESİ
(...)
Birinci Dünya Savaşı sonrası yıllarında Karagöz ve Hacivat’la ilk karşılaştığım “Hayal
Perdesi”, şimdi Atatürk Bulvarı’nda, Fatih’ten Unkapanı’na giderken bir yan sokaktaydı. Atlamataşı’nda. İki ev arasında boş bir arsaya küçük bir tahta kapıdan giriliyordu. Arsada, arkalıksız kahve iskemleleri ya da odunlar üstüne çakılmış uzun kalaslardan oturma yerleri vardı. Hayal perdesi, bahçe duvarının hemen önündeydi. Bahçe yarı karanlıktı. Seyirciler ben yaşta çocuklardı. Herkesin gözü hayal perdesindeydi. Beyaz bezden perde, arkadan aydınlatılmıştı. Ne olduğunu kestiremediğim gülünçle korkunç karışımı bir figür, beyaz perdenin sarımsı aydınlığında, orta yerde hiç kımıldamadan durmaktaydı. Buna karagözcü dilinde “göstermelik” denildiğini o akşam öğrenivermiştim.
Ben yerime oturduktan sonra ne kadar geçti bilmiyorum. Bir ara bütün çocuklar bağrışmaya
başladılar:
“Başlayalım mı, başlar mısın?
Karagöz’ün evini taşlayalım mı?” diye.
Bu incecik seslerin korosu arasında “hayal perdesi” nden sert bir vızıltı yükseldi ve “göstermelik”
yukarılara doğru uzaklaştı. Şamatalı bir tef açılış müziğinden sonra, ak bez perdenin
ci. sarı aydınlığında, renkli giysili bir gölge-kişi belirmişti. Çocukları, “Hacivat!” diye bağrıştılar. Hacivat, ağdalı bir dille uzun bir tekerleme yapmış; sa. köşede evinin penceresinden birkaç
defa başını uzatıp öfkeli öfkeli söylenen Karagöz, sonunda dayanamayıp aşağı atlamış ve
bir boğuşma başlamıştı.
O ramazan her akşam, hep o yarı karanlık ve küçük arsada “hayal perdesi”nin önündeydim.
Belki de ilk gelenlerden biriydim. “Kanlı Nigar”, “Yalova Sefası”, “Tahir ile Zühre” öteki
bütün hayal oyunlarını gördüm. Karagöz oyunlarının “Tuzsuz Deli Bekir”, “Beberuhi”,
“Yahudi”, “Arnavut”, “Rum”, “Kekeme”, “Kanlı Nigar” ve öteki kişilerini sesleri ve konuşmalarıyla yakından tanımış, benimsemiştim. Evde karagöz oynatmak için kıvranıyordum. Basılı karagöz oyunlarını da satın almıştım. Fakat mahalle aktarından aldığım boyalı mukavvadan karagöz figürleri, annemin tülbent baş örtüsünü gererek kurdu.um hayal perdesini büyükçe bir gaz lambasıyla arkadan iyice aydınlatmama rağmen, pek seçilmiyordu. Bereket, bir okul
arkadaşım akıl verdi. Dediklerini yaptım. Mukavvadan yapılmış karagöz oyunu kişilerini, zeytinyağına daldırdıktan sonra bahçede çamaşır ipine asıp bir sure bırakıyordum. Benim mukavvadan
“suretler”, tıpkı deve derisinden karagöz kişileri gibi bütün renkleri ve biçimleriyle tülbentten
perdede bir güzel beliriyordu böylece. Tefi kimin caldı.ını pek anımsayamayacağım
fakat Karagöz’ü ve öteki kişileri ben oynatıyor, ben seslendiriyordum. Basılı metinden okuyarak.
On iki-on üç yaşların çatallı sesi, değişik kişilerin seslerini taklit etmemi kolaylaştırıyordu.
O yıllarda sünnet oldum. (...) Canımın acıyıp acımadı.ını bilmem ama sünnet odasından karyolaya kadar yürüyerek gittiğimi iyice anımsıyorum. Gık dememiştim. Belki de aşırı onurumdan. Ne var ki az sonra karagöz ve hokkabaz yerine ince saz başlayınca on iki yaşımı bitirmek uzere olduğumu hic düşünmeden, feryadı basmıştım. Belki de canım acıyordu. Fakat ağlamamın gerekçesi başkaydı. ‹nce saz istemiyordum. ‹lle de karagoz oynasın diye direniyordum.
(...)
Burhan ARPAD
HAYAL PERDESİ METNİ HAKKINDA / HAL PERDESİ ÖZETİ
Bu metinde yazar, Karagöz ve Hacivat ile ilgili çocukluk
anılarını anlatmaktadır. Yazar, metne Karagöz ile Hacivat
oyununun perdede oynatılmasından hareketle “Hayal Perdesi”
adını vermiştir. Metnin girişinde “hayal perdesi”nin
bulunduğu ortam betimlenmekte, yazarın oyunla ilgili ilk izlenimlerinden
söz edilmektedir. Metnin devamında, ramazan
gecelerinin vazgeçilmez eğlencelerinden olan karagözün
kısa zamanda yazar için de vazgeçilmez oluşunun hikâyesi
verilmekte, belli başlı oyunlar ve karagöz kişilerine de-
ğinilmektedir. Metnin son paragrafında yazar için özel bir
günde büyüklerin, Karagöz ile Hacivat yerine ince saz getirmelerinin
yarattığı hayal kırıklığından bahsedilmektedir.
Metin, bugün de çoğumuzun severek izlediği Karagöz ve
Hacivat gösterileri ve buradan hareketle millî kültürümüzün
önemli bir unsuru olan geleneksel Türk tiyatrosu hakkında
kazandıracağı bilgilerle öğrencilerimizin gelişimine katkıda
bulunacaktır.
Not: Metin kısaltılarak alınmıştır.
www.dersturkce.com
2024