Şazeli hazretleri diyor ki:
Gençliğimde bir seyahatteydim. Tek başıma seyahat ediyordum. Akşam oldu ve yoluma devam ettim. Gece yolculuk yapıyorum. Çölde yürüyorum, bir noktadan sonra yoruldum, oturdum ve sesli zikretmeye başladım. Gözlerim kapalı zikrediyordum, ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Bir aralık gözümü açar gibi oldum ki ne göreyim. Çölde ne kadar vahşi hayvan var ise çevremde halka olmuşlar ve çok tuhaf birbirine saldırması gereken hayvanlar yan yana duruyorlar. Onlar etrafında halka ben Allah diyorum. Tekrar gözümü kapattım ve zikrime devam ettim. Sabaha kadar. Derken sabah vakti girdi. Abdestimi aldım namazımı eda ettim. Sonra biraz kestirdikten sonra yoluma devam ettim. Gündüz oldu, güneş açtı. Her taraf aydınlık oldu. Yolum bir ormana düştü. Sen bana derinliklerinde bir dere ve kenarlarında da kurbağalar varmış. Ayak sesimin korkusundan hepsi suya atlamışlar. Atlama ile birlikte su şapırtısından öyle korktum, öyle dehşete kapıldım ki döndüm arkamı kaçmaya başladım. Kalbim duracak gibi oldu, o sese bir anlam veremedim. Sonradan fark ettim ki kurbağalar benden korkmuşlar ve suya atlamışlar. Hayret ettim ve dedim; Ya Rabbi, gece o karanlıkta ve tek başıma ve o kadar vahşi hayvanatın içinde korkmayan ben; hem gündüz, hem kurbağalar, hem su sesinden korkan ben. Niye korktum o kadar ben. İlham olundu diyor Şazeli hazretleri: Gece bizimleydin şimdi nefsinlesin. (Demek ki Allah diyen mahrum olur mu? Her murada erişir Allah diyen.)
www.dersturkce.com
2024