İstiklâl Marşı'nın Kabulü
Milli Mücadele devam ettiği sırada, ordunun ve halkın moralini ve heyecanını artırmak amacıyla bir milli marş hazırlanmasına karar verilmiş, bir duyuru yapılarak 25 Ekim 1920 günü “İstiklal Marşı” başlığıyla bir yarışma açıldığı bildirilmişti. Seçilecek şiirin şairi 500 lira ile ödüllendirilecek, daha sonra bir beste yarışması açılacaktı.
Duyurunun ardından ülkenin dört bir tarafından yollanan şiirler arasından seçim yapılamayınca, Maarif Nazırı Hamdullah Suphi Bey 5 Şubat 1921 günü, yarışmaya katılmamış olan Mehmet Akif Bey’den bir şiir yazmasını rica etti. 26 Şubat 1921 tarihli Meclis oturumunda, Mehmet Akif Bey’inki de dahil olmak üzere yedi ayrı güfte ele alındı. Kesin bir seçim yapılmadan evvel bu yedi şiirin basılması düşünülüyorsa da, 1 Mart günkü oturumda Hamdullah Suphi Bey kendi seçiminin Mehmet Akif Bey’in şiirinden yana olduğunu söyleyerek kürsüden bu şiiri okudu.
Meclis’te yaşanan yoğun tartışmaların ardından bir oylama yapıldı. Bu sırada farklı görüşleri olanlar dertlerini dile getiriyor, onların bu görüşleri de oya sunuluyordu. Sonuç olarak Mehmet Akif Bey’in şiiri oy çoğunluğuyla seçilince, mebusların ısrarı üzerine bu şiir Hamdullah Bey tarafından bir kez daha kürsüden okundu ve ayakta alkışlandı.
İstiklal Marşı’nın güftesi seçildikten sonra, beste için yine 500 lira para ödüllü bir yarışma açılarak mayıs ayı sonuna kadar süre tanındı. Yarışmaya gönderilen eserlerden Ali Rıfat (Çağatay) Bey’in bestesi kabul edilip 1924 yılından 1930 yılına kadar İstiklal Marşı bu besteyle çalındı. 1930 yılından itibaren ise Osman Zeki Üngör’ün bestesi esas alındı.
Kaynak: Başından Sonuna Her Yönüyle Kurtuluş Savaşı
www.dersturkce.com
2024