KAPI İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ VE AÇIKLAMALARI
Kapı arkası bile gurbet: (atasözünün anlamı) Bir insan evinden pek uzağa gitmese de ayrıldıktan sonra gurbette sayılır.
Kapını iyi kapa komşunu hırsız etme: Malını mülkünü güvenceye al, bir şeyin çalınırsa komşuna hırsızlık yapmış gözüyle bakma.
KAPI İLE İLGİLİ DEYİMLER VE AÇIKLAMALARI
(Bir şeyden) Kapı açmak: (deyiminin anlamı) 1. Bir şeyin sözünü etmek. 2. Fiyat vermek.
Kapı ağzı: 1. Kapı yanı. 2. İpucu.
Kapı almak (yapmak): Tavla oyununda bir hanede iki pul toplamak.
Kapı baca açık: Korunmasız (yer).
Kapı dışarı etmek: Kovmak, dışarı atmak.
Kapı duvar: Çalındığı halde açılmayan kapı.
Kapı gibi: İri vücutlu, iri yarı kimse.
Kapı kadar: Eni ve uzunluğu çok olan.
Kapı kapamaca: Evde kimse kalmamak üzere.
Kapı kapı dolaşmak: 1. Her yere uğramak, ev ev gezmek. 2. Her devlet dairesine başvurmak.
Kapı (bir) komşu: Bitişikte oturan komşu.
Kapı mandalı: İşe karıştırılmayan, kendisine önem verilmeyen kimse.
Kapı tutmak: İşe yada hizmete girmek.
Kapı yapmak: 1. Bir şey istemek yada söylemek 2. Ev gezmesi yapmak. 3. Tavla oyununda bir haneye üst üste iki pul koymak.
Kapı yoldaşı: Aynı hizmette bulunan hizmet arkadaşlarının birbirine göre durumu.
Kapıdan çevirmek: Bir kimseyi kabul etmemek, içeri almamak.
Kapıdan kovsan (kovulsa) bacadan girer (düşer): Yüzsüz olduğu için kovulsa da yine gelir.
Kapının ipini çekip gitmek: Evden çıkıp bir daha uğramamak.
(Şu kadar) Kapının pinini çekmek: O kadar eve yada yere uğramak.
(Birinin) Kapısı açık: Konuksever.
Kapısı açık sofrası meydanda: Kimseden gizlisi olmayan, konuksever, misafirperver.
Kapısı olmak: ... kadar para gerektirmek.
(Birisinin) Kapısına düşmek: Muhtaç olmak.
Kapısına kilit vurmak: Bir yerin çalışmasına son vermek.
Kapısında büyümek: Bir kimsenin yanında büyüyüp yetişmiş olmak.
(Birinin) Kapısını aşındırmak: Onun yanına sık sık gitmek.
(Birinin) Kapısını çalmak: (Birine) Başvurmak.
Kapısını yapmak → Kapı yapmak.
Kapısının köpeği olmak: Birine köle gibi bağlı olmak.
Kapıya bacaya çıkmamak: Evden dışarı çıkmamak.
Kapıya dayanmak: 1. Gelip çatmak. 2. Bir şey elde etmek için bir yeri zorlamak. 3. Kapıya yanaşmak.
Kapıyı açmak: 1. Başlamak. 2. Bir işte başkalarına örmek olmak üzere ilk hareketi yapmak.
Kapıyı büyük açmak: Çok masraflı bir işe girişmek yada hesapsız harcamak.
Kapıyı dışarıdan kapa! Defol git.
Kapıyı kırıp odun etmek: Çok sıkışık bir durumdan kurtulmak için en değerli malını feda etmek.