KARAGÖZ VE HACİVATIN TARİHİ GELİŞİMİNİ ARAŞTIRMASI VE BEĞENDİĞİNİZ BİR KARAGÖZ OYUNUNU SINIFTA CANLANDIRMA / PERFORMANS GÖREVİ 2023-2024




KARAGÖZ VE HACİVATIN TARİHİ GELİŞİMİNİ ARAŞTIRMASI VE BEĞENDİĞİNİZ BİR KARAGÖZ OYUNUNU SINIFTA CANLANDIRMA / PERFORMANS GÖREVİ



Ekleyen: DersTurkce.COM | Okunma Sayısı: 14669

KARAGÖZ VE HACİVATIN TARİHİ GELİŞİMİNİ ARAŞTIRMASI

VE BEĞENDİĞİNİZ BİR KARAGÖZ OYUNUNU SINIFTA CANLANDIRMA / PERFORMANS ÖDEVİ / MİLLİ KÜLTÜR

 

KARAGÖZ VE HACİVAT NEZAMAN VE NASIL DOĞMUŞTUR?

KARAGÖZ VE HACİVAT'IN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

BU OYUNDA KARAGÖZ VE HACİVAT TAN BAŞKA HANGİ TİPLER YER ALMAKTADIR?

KARAGÖZ OYUNU NASIL BİR ORTAMDA CANLANDIRILIR?

GEÇMİŞTE KARAGÖZ OYUNUNU SAHNELEYEN EN ÖNEMLİ TEMSİLCİLER KİMLERDİR?

Karagöz ve HACİVAT Atışmaları

Karagöz ve Hacivat'ın Konuşmaları

 


KARAGÖZ VE HACİVAT HAKINDA BİLGİ

 

Karagöz ve Hacivat taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan, iki boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur. Karagöz oynatıcısına kurgusal, hayalbaz denir. Yardımcıları çırak, yardak, dayrezen, sandıkkar'dır. Oyunda konuşmaların değişmesi baş hareketleriyle yapılır.

Bu iki karakterin gerçekten yaşayıp yaşamadığı, yaşadıysa nerede nasıl yaşadığı kesin olarak bilinmemektedir. Anlatılanlar rivayete dayanır, zira gerçekten yaşamış olsalar bile büyük ihtimalle bahsedilen dönemde tarih kitaplarına girecek kadar önemli bulunmamışlardır. Halkbilimciler Karagöz'ün bazı oyunlarda Çingene olduğunu kendi ağzıyla itiraf etmesi, Bulgar gaydası çalması ve Evliya Çelebi'nin tanıklığına dayanarak Bizans imparatoru Konstantin'in Çingene seyisi Sofyozlu Bali Çelebi olduğunu ileri sürmektedir. Bir diğer rivayet ise Hacı İvaz Ağa ya da halka mal olan adıyla Hacivat ve Trakya'da bulunan Samakol köyünden demirci ustasıKaragöz, Orhan Gazi devrinde Bursa'da yaşamış cami yapımında çalışan iki işçidir. 

Kendileri çalışmadıkları gibi diğer işçilerin de çalışmasını engellemektedirler. Orhan Gazi'nin, "cami vaktinde bitmezse kelleni alırım" dediği cami mimarı, caminin vaktinde bitmemesine Karagöz ve Hacivat'ı şikayet eder. Bunun üzerine bu ikili başları kesilerek idam edilir. Karagöz ve Hacivat'ı çokseven ve ölümlerine çok üzülen Şeyh Küşteri, ölümlerinin ardından kuklalarını yaparak perde arkasından oynatmaya başlar. Bu sayede Hacivat ve Karagöz tanınır.

İsim:  hacivat1.jpg Görüntüleme: 18909 Büyüklük:  66,7 KB (Kilobyte)

Karagöz ve Hacıvat

Türk gölge oyununun tek temsilcisi olarak kabul edilen Karagöz oyununun kökeni konusunda değişik görüşler vardır. Kimi kaynaklara göre Orta Asya'dan, İran'dan ya da Hindistan'dan batıya göç eden Çingeneler aracılığıyla Anadolu'ya gelmiştir. Bir görüşe göre Bizans, İtalya ya da Yunan kökenlidir. Türkiye'ye Portekiz ya da İspanya'dan göç eden Yahudiler aracılığıyla geldiğini savunanlar da vardır. Ancak bu görüşleri kanıtlayacak yeterli belge yoktur. Oysa Yavuz Sultan Selim döneminin güvenilir kaynaklarından İbni İlyas, gölge oyununun Türkiye'ye XVI.yy.'da Mısır'dan geldiğini ortaya koymuştur. İlk zamanlar Mısır gölge oyununun etkisi altında olan Karagözün, kesin biçimini XVII.yy.'da aldığı ve tiplemelerin de bu dönemde ortaya çıktığı öne sürülmektedir.



Karagöz

 

Oyunun hiç şüphesiz başrol oyuncusu Karagöz’dür. Okumamış bir halk adamıdır. Hacıvat’ın kullandığı yabancı kelimeleri anlamaz ya da anlamaz görünüp, onlara yanlış anlamlar yükleyerek ortaya çeşitli nükteler çıkarırken bir taraftan da Türkçe dil kuralları ile yabancı kelimeler kullanan Hacıvat ile alay eder. Her işe burnunu sokar,her işe karışır, sokakta olmadığı zaman da evinin penceresinden uzanarak, ya da içerden seslenerek işe karışır. Dobra, zaman zaman patavatsız yapısından dolayı ikide bir zor durumlarda kalırsa da bir yolunu bulup işin içinden sıyrılır. Çoğu zaman işsiz, geçim derdindedir. Hacıvat’ın bulduğu işlere girip çalışır. Başında ışkırlak adı verilen oynak bir şapka vardır. Değişik oyunlarda rol icabı değişik kıyafetler içinde farklı Karagöz tasvirleri vardır. Kadın Karagöz, Gelin Karagöz, Eşek karagöz, Çıplak Karagöz, Bekçi Karagöz, Çingene Karagöz, Tulumlu Karagöz, Davulcu Karagöz, Ağa Karagöz v.s. (Velhasıl zavallının başına gelmeyen kalmaz.) 


Hacıvat

 

Tam bir düzen adamıdır.Nabza göre şerbet verir, eyyamcıdır. Kişisel çıkarlarını her zaman ön planda tutar. Az buçuk okumuşluğundan dolayı yabancı sözcüklerle konuşmayı sever. Perdeye gelen hemen herkesi tanır, onların işlerine aracılık eder. Alın teriyle çalışıp kazanmaktan çok Karagöz’ü çalıştırarak onun sırtından geçinmeye bakar (Günümüzde de ne kadar çok Hacıvat var değil mi.. Entel görünmek için cümle aralarına yabancı kelimeler sıkıştıranlar, başkalarının sırtından geçinenler, çıkarcılar...). Değişik oyunlarda rol icabı değişik kıyafetler içinde farklı Hacıvat tasvirleri vardır. Keçi Hacıvat, Çıplak Hacıvat, Kadın Hacıvat, Kahya Hacıvat vb.

 

 

 

KARAGÖZ HACİVAT ÖRNEK OYUN

 

Karagöz ve HACİVAT Atışmaları

 

HACİVAT -Hoş geldin sevgili Karagöz'üm!

KARAGÖZ - Hoş bulduk kel kafalı kara üzüm!

HACİVAT - Nereden gelip, nereye gidiyorsun bakalım?

KARAGÖZ - Bir yere gittiğim yok da, oğlumla kaç saattir

okuma-yazma

çalıştık... Biraz gezeyim dedim.

HACİVAT - Tabii iyi yaptın efendim, kafan balon olmuştur.

KARAGÖZ -Hay hay, kafam balon oldu da uçmasın diye boynuma

yapıştırdım.

HACİVAT - Hemen yanlış anlama, yani uzun zaman ders çalışmaktan

kafan şişmiştir.

KARAGÖZ - Kafam pişti de soğutmaya çıktım.

HACİVAT - Allah iyiliğini versin! Neyse, çalışmalar iyi gidiyor mu?

KARAGÖZ - Hem de nasıl iyi gidiyor bilemezsin Hacı Cavcav!

Sen söyle de müdür benim ilkokul diplomamı hazırlasın...


HACİVAT - Efendim sen hele hepsini iyi öğren de diploma işi kolay...

KARAGÖZ - Şey, okuma yazma öğrenirsem diploma başka başka ne

işime yarayacak?

HACİVAT - Bak, meselâ artık mühüre lüzum kalmayacak...

KARAGÖZ - Yerine kimse bakmayacak mı?

HACİVAT - Kimin yerine Karagöz'üm?...

KARAGÖZ -"Artık müdüre lüzum kalmayacak..." dedin ya!

HACİVAT - Efendim müdür değil mühür! Hani imza yerine bastığın

damga yok mu?

KARAGÖZ - Öyle söylesene köftehor!

HACİVAT - Pekâlâ mektup yazmasını biliyor musun?

KARAGÖZ - Biliyorum Hacı Cavcav, çok kolay!...

HACİVAT - Aferin, demek bilgini o kadar ilerlettin? O halde söyle

bakalım, mektup nasıl yazılır?

KARAGÖZ - Oğlum "Hazır Mektuplar" diye bir kitap getirmiş...

Onun içinden seçip seçip yazılır.

HACİVAT - Allah iyiliğini versin" desene oğlun da senin kafada yetişiyor.

Hiç kitaptan kopya edilerek mektup yazılır mı?

KARAGÖZ - Niye yazılmasın? Bir yere yazdım, oldu.

HACİVAT - Pekâlâ cevap geldi mi?

KARAGÖZ - Cevap gelmedi, mektubun kendisi geri geldi.

HACİVAT - Neyse... O zaman seninle biraz mektup üzerine konuşalım.

Örnek ister misin?

KARAGÖZ - Parasız olursa isterim Hacı Cavcav! Pişirip akşama yeriz.

HACİVAT - Yine ne anladın, mektup pişirilip yenir mi?

KARAGÖZ - Köftehor, "Ördek ister misin?" dedin ya!...

HACİVAT - Aklın yine başka yerlere gitti. Sen şimdi beni iyi dinle!

Bir defa tarihsiz mektup olmaz.

KARAGÖZ - Anladım, talihsiz mektup olmaz.

HACİVAT - Talih değil, tarih!... Yani mektup kâğıdının üst-sağ köşesine

o günün tarihi yazılır.

KARAGÖZ - Hay hay, yazılır!

HACİVAT - Mektubu kime göndereceksin Karagöz'üm?

KARAGÖZ - Yabancıya gitmesin, kendime gönderirim. Hem de çabuk

gelir.

HACİVAT - Saçmalama, insan kendine mektup göndermez. Diyelim ki

babana yazacaksın!

KARAGÖZ - Pataklarım ha! Babam mezarda, postacı mektubu ona nasıl

verecek?

HACİVAT - Allah Allah... Pekâlâ, mektubu bana yazıyorsun nasıl

başlarsan?

KARAGÖZ - "Keçi suratlı Hacı Cavcav, çabuk yanıma gel, canım seni

pataklamak istiyor!" diye yazarım.

HACİVAT - Efendim olur mu? "Çok sevgili arkadaşım, Hacivat Çelebi

Beyefendi" diye yazılır.

KARAGÖZ - Ben sana öyle yazamam, çok istiyorsan otur kendin yaz!

HACİVAT - Pekâlâ, bana yazma! Oğluna yazıyorsun "Çok sevgili

oğlum!" diye başlarsın.


KARAGÖZ - Gerisini biliyorum. Mektup bitince zarfa koyar, üstüne de

adres yazarım.

HACİVAT - Aferin Karagöz'üm, sonra?...

KARAGÖZ - Sonra da oğluma telefon edip, mektubu okurum.

HACİVAT - Yine sinirlerim oynamaya başladı.

 

Karagöz ve HAcivat'ın Konuşmaları

 

Hacivat’ın son zamanlarda işleri iyi gider. Çok para kazanır. Bu birikimi

değerlendirmek için, bir yarış

atı satın alır. Girdiği her yarışı kazanan meşhur bir at: Küheylan. Olayı

duyan Karagöz,

Hacivat’ın evine gidip kapıyı çalar. Hacivat pencereye çıkar ve sorar:

“ Buyur Karagöz’üm,

bir şey mi istemiştin? “ 

 

Karagöz: “ Evet Hacivat, bir şey istemiştim. Duyduğuma göre,

Küheylan’ı

satın almışsın. Onu bana satar mısın? “ 
Hacivat: ” Neden olmasın Karagöz’üm. İyi bir fiyat verirsen satarım.

De bakalım, ne veriyorsun? “ 
Karagöz: “ Hı?..” 
Hacivat: “ Yani kaç para verirsin? Küheylan’ı kaça alırsın? “ 
Karagöz: “ On altın veririm. Sattın mı? “ 
Hacivat: “ Dur bakalım, Karagöz’üm. Hemen sattın mı olur mu?

Bir pazarlık yapalım, değil mi? “ 
Karagöz: “ Nazarlık taktırırım, Küheylan’a. Anlaştık o zaman. “
Hacivat: “ Yapma Karagöz’üm. Alışverişi oldubittiye getirme.

On altına Küheylan mı satılırmış? Çık biraz, çık çık. “ 

Hacivat’ın ne dediğini tam olarak anlayamayan Karagöz evin

merdivenlerini çıkmaya başlar. Sonunda, burnu kapıya dayanır. 
Hacivat: “ Çık Karagöz’üm, çık çık. “ 
Karagöz: “ Kapıya kadar çıktım. Daha fazla çıkamıyorum. “ 
Hacivat: “ Ben sana merdivenleri çık demedim. Fiyatta çık,

yani on altın dedin ya onu arttır, yirmi de, otuz de. “ 
Karagöz: “ Yirmi, otuz. “ 
Hacivat: “ Çık, çık. “ 
Karagöz: “ Elli, altmış. “ 
Hacivat: “ Çık, çık. “
Hacivat’ın çok para istemesine kızan Karagöz bağırır:

“ Çık çıkı, çık çık. Sanki zil takıp oynuyorsun. Bre Hacivat,

sen ne istiyorsun bu ata, onu söyle bakalım. “ 
Hacivat: “ Bak Karagöz’üm, ben atı yüz altına aldım.

Üstüne kar da koy.Yüzü geç, yüzü geç.” 
Karagöz: “ Yüzgeç balıklarda olur, alık. “ 
Hacivat: “ Hemen sinirlenme Karagöz’üm.

Şunun şurasında ne güzel pazarlık yapıyoruz.

Bak Karagöz’üm, Küheylan’ı sana veririm ama yüz yirmi altınını alırım.

Bir kuruş aşağı olmaz. “ 
Hacivat’ın konuşmasına içerleyen ve Küheylan’ı alamadığına üzülen

Karagöz, Hacivat’a küser. Bir hafta ne Hacivat’ın evinin önünden geçer,

ne de onunla konuşur. Daha sonra iki eski dost tekrar barışırlar. 



Yazan: Serdar Yıldırım

 

 

Aptal Bekçi Oyunu

Tipler:

Karagöz
Hacivat
1.Zenne
2.Zenne
Çelebi
Tuzsuz Deli Bekir
Beberuhi
Eşek

 

 

Nâreke zırıltısı ve tef velvelesi ile göstermelik kalkar, Hacıvat Şarkı eşliğinde gelir.

(Şarkı, Şehnaz Sengin Semai)
Dîdem yüzüne nâzır, nâzır yüzüne dîdem
(Şarkı bittikten sonra Hacıvat perde gazelini okur)

Off hay hak
Gönül verdik perdeye dost, başlayan bir gazeldir
Hüner değilse de dünyaya gelmek ne güzeldir
Ölümlüymüş dünya, neler gelmiş neler geçmiş
Hüner, geçmişi gününde görüp güldürmededir
Gülen pek az, ağlayan ne çok, Tanrıyı saymazsak
Hüner, oynayan kim, oynatan kim, bilmededir
Tanrı gölgesini eksik eylemesin duamız
Hüner, gölgede solmadan açmayı bilmededir.

Hacıvat:Ah efendim ne olurdu şu dört köşe perdede bana da bir arkadaş olsa, eli temiz, yüzü temiz, sözleri tatlıııı 
Karagöz:(Evin penceresinden bakarak): Hoş geldin keçi suratlı 
Hacıvat:Geliverse şu meydana, o söylese ben dinlesem, efendim haddim olmayarak bendeniz söylesem, bizi seyreden dostlar gülseler eğlenseler, iş ne imiş diyelim işimizi mevlam rast getiree (Hacıvat musiki gazeli okur)Gelse o çeşm-i siyahım Handeler peyda olur 
Karagöz:(Pencereden bakarak) Hacıvat hayırdır yahu ezan mı okuyorsun 
Hacıvat:Ah bana bir eğlence medetttttttttttttttt 
Karagöz:Allah versin allah versin hadi başka kapıya 
Hacıvat:Yar bana bir eğlenceeeeee 
Karagöz:Hacıvat aşağıya gelirsem gösteririm sana eğlenceyi 
Hacıvat:Yar bana bir eğlenceeeee (Karagöz evden atlar, Hacıvat ile kavga ederler, Hacıvat kaçar Karagöz yerde yatar) 
Karagöz:Ahhhh amannnn, Hacıvatı kaçırdım ama galiba ben de altıma kaçırdım, sen bir daha gel bak ben sana neler yapıcam Hacıvat (Hacıvat gelir) 
Hacıvat:Aman Karagözüm akşamı şeriflerin hayır olsun 
Karagöz:Senin de sülaleni sansarlar boğsun (vurur) 
Hacıvat:Aman Karagözüm ben sana iltifat ediyorum sen ise bana vuruyorsun yazıklar olsun sana yazık 
Karagöz:Hoş geldin kazık oğlu kazık (vurur) 
Hacıvat:Aman karagözüm ağzından çıkanı hiç kulağın duymuyor 
Karagöz:A musibet adam, her akşam gelirsin kapımın önünde hay bana pancar hay bana pancar diyerek bağırırsın, hiç halimi sormazsın, başımdan geçenleri bilmezsin 
Hacıvat:Hayrola Karagözüm ne oldu 
Karagöz:Sorma Hacıvat sorma, bizim karıyla kavga ettik 
Hacıvat:Yaa, sebep ne peki 
Karagöz:İşte efendim komşu karının kocası ona elbiseler alırmış da çiçekler gibi gezdirirmiş de ben ona senede bir kat elbiseyi bile çok görürmüşüm de,derken iş büyüdü karı beni kapı dışarı attı 
Hacıvat:Aman Karagözüm hemen kaç 
Karagöz:Ben de öyle yaptım zaten Hacı cav cav 
Hacıvat:Eee, sonra 
Karagöz:Evden çıkınca kahveye uğradım, bir kahve içtim, birden üzerime bir ağırlık çöktü, hamama gideyim de bir yıkanayım dedim 
Hacıvat:Evet karagözüm güzel düşünmüşsün, insan hamama gidince rahatlar 
Karagöz:Hamama gittim, soyunup içeri girdim bir kurnanın başına oturdum, bir de baktım iki tellağın kolları arasında ipekli peştemallara sarılı birini getirdiler, göbek taşının üstüne bir havlu serdiler, o getirdikleri adamı yatırıp gittiler 
Hacıvat:Evet Karagözüm her halde terlesin diye yatırmışlardır 
Karagöz:Öyleymiş, adam biraz yattı, sonra ne oldu bilmem adam göbek taşından yuvarlanıp yere düştü 
Hacıvat:Her halde adamcağız sıcaktan fenalık geçirmiştir 
Karagöz:Hemen yanına gidip adama baktım, bir de ne göreyim Hacıvat adam tıpkı bana benzemiyor mu 
Hacıvat:Olabilir Karagözüm insanlar çift yaratılmıştır derler 
Karagöz:Birden aklıma bir şeytanlık geldi, usulca adamın belinden ipekli peştemalları çıkartıp kendi belime bağladım, benim peştemalları da onun beline bağladım, adamı ayağından çekip bir kurnanın başına bıraktım, geldim göbek taşının üstündeki havluya yattım 
Hacıvat: Aman Karagöz hamamcılar seni tanırlar 
Karagöz:Yahu tıpkı o adama benziyorum dedim ya 
Hacıvat:Sonra? 
Karagöz:Derken tellağın biri geldi, kese istemisiniz efendim dedi, ben de hiç istifimi bozmadım başımı salladım, tellak aldı beni bir kurnanın başına götürdü, beni bir yıkadı bir yıkadı ki Hacıvat, ben ben olalı böyle temizlenmemiştim hiç, sonra beni tertemiz ipekli havlulara sarıp o adamın soyunduğu odaya götürdü, bir güzel de kuruladı, efendim sıhhatler olsun çay kahve nargile ister misiniz diye sordu, bir nargile bir de kahve söyleyip afiyetle içtim 
Hacıvat:Peki Karagözüm seni hiç kimse tanımadı mı 
Karagöz:Tanımadılar, getirin benim çamaşırlarımı dedim, bir bohça getirdiler bohçayı açtım, içinden ipekli çamaşırlar çıktı güzelce giyindim, ceplerini karıştırdım bir de ne göreyim Hacıvat 
Hacıvat:Aman Karagöz çabuk söyle ne gördün 
Karagöz:Cepler para dolu Hacıvat, paraaaaa, beni keseleyene, kurulayana, bohçayı getirene, ayakkabıları getirene, hepsine bol bol bahşiş bıraktım, hepsi yerden temennalar eşliğinde “efendim Allah ömürler versin” diyerek beni uğurladılar, bir de baktım ki hamamın kapısının önünde son model bir fayton bekliyor, arabacı kapıyı açıp buyrun efendim dedi beni arabaya bindirdi. 
Hacıvat:Aman Karagöz o araba da nerden çıktı 
Karagöz:O beyin arabasıymış 
Hacıvat:Arabacı da seni tanımadı mı 
Karagöz:Dedim ya tıpkı o adama benziyorum diye 
Hacıvat:Eee sonra 
Karagöz:Derken Hacıvat araba güzelll bir konağın önünde durdu 
Hacıvat:Kimin konağıymış Karagöz 
Karagöz:O beyin konağıymış, kapılar açıldı iki uşak geldi kollarıma girdi “efendim sıhhat afiyet olsun” diyerekten beni içeri aldılar 
Hacıvat:Uşaklar da seni tanımadı mı 
Karagöz:Tanımadılar Hacıvat, neyse merdiven başında iki güzel kız beni uşakların elinden aldılar yukarı çıkardılar “efendim sıhhat ve afiyetler olsun inşallah” diyerek beni yukarı çıkardılar. Merdivenin başında ipekten gecelikler giymiş dünyalar güzeli bir hanım “kızlar efendimi incitmeyin yavaş çıkarın” diye kızlara çıkıştı beni kızların kolundan alarak bir odaya soktu, oda yatak odasıymış 
Hacıvat:Hanım da seni tanımadı öyle mi 
Karagöz:Yahu Hacıvat dedim ya sana tıpkı o adama benziyorum diye 
Hacıvat:Sesinden de tanımadılar mı 
Karagöz:Ben hamam yorgunuyum diye hiç sesimi çıkarmıyorum 
Hacıvat:Yaaa! Sonra? 
Karagöz:Hanım bana gecelikler giydirdi, “istirahat ediniz, çok yorulmuşsunuzdur” diyerek kuştüyünden yapılmış yatağa yatırdı, bir yelpaze aldı geldi başucuma oturdu yavaş yavaş yellemeye başladı, ben gözüm yarı açık yarı kapalı uyur gibi yapıyorum 
Hacıvat:(ağzını şapırdatarak) Aman Karagözüm sonra? 
Karagöz:Sulanma, ağzını sil tepelerim haaa 
Hacıvat:Anlat Karagözüm anlat sonra ne oldu? 
Karagöz:Anlatmayacağım işte 
Hacıvat:(yalvarırcasına) Kuzum Karagözüm ne olur anlat sonra ne oldu? 
Karagöz:Bey hamamdan geldikten sonra biraz istirahat edip kahvaltı edermiş, sofrayı hazırlamışlar hanım gelmiş beni uyandırıyor “efendim kalkar mısınız sofra hazırlandı” diyor, ben yine gözlerim yarı açık yarı kapalı uyuyorum, hanım baktı ki ben uyanmıyorum, herhalde efendinin içine baygınlık gelmiştir diyerek bir şişe lavanta getirdi yavaş yavaş yüzüme serpmeye başladı, ben yine uyanmayınca bolca dökmeye başladı, lavanta ılık ılık yüzümden aşağı doğru akmaya başladı 
Hacıvat:Aman pek de kibar bir hanımmış, sen hamamdan çıktın ya soğuk lavanta seni hasta eder diye ısıtmıştır besbelli 
Karagöz:Yok yahu Hacı cav cav, meğerse bir köpek gelmiş suratıma işemiyor mu 
Hacıvat:Aman Karagöz köpek de nerden çıktı şimdi 
Karagöz:Ben kahveye gidip kahve içince uyuyup kalmışım, rüya görmüşüm, o sırada kahvecinin köpeği gelmiş suratıma işiyor ben de rüyamda gördüğüm hanım bana lavanta döküyor sanmışım 
Hacıvat:Aman Karagöz deminden beri anlattığın rüya mıydı? 
Karagöz:Seni gidi muşmula suratlı adam seni, böyle şeyler gerçek olur mu hiç (vurur, Hacıvat gider) sen gidersin beni buraya mıhlamazlar pamuk ipliğiyle hiç bağlamazlar ben de çeker giderim, tavan arasında farelerle tavla atarım(gider)

(Muhavere burada biter, fasıl başlar)

Şarkı eşliğinde Zenneler gelir 
(Şarkı Hicaz Curcuna)Âteşi suzan-ı firkât yaktı cism-ü cânımı 
(Zenneleri Hacıvat karşılar) 
Hacıvat:Vay efendim hoş geldiniz safalar getirdiniz, böyle şarkılar söyleyerek ne tarafa gidiyorsunuz 
1.Zenne:Allah ömürler versin Hacıvat Çelebi, şöyle biraz gezmeye çıktık 
Hacıvat:Anladım hanım kızım, evde otura otura canınız sıkıldı herhalde 
1.Zenne:Ahh evimizi hiç sormayın Hacıvat çelebi, evin damı akıyor ama ev sahibi hiç aldırmıyor, bir dolaşalım bakalım bir ev bulabilirsek hemen taşınacağız 
Hacıvat:Aman hanım kızım iyi olacak hastanın doktor ayağına gelirmiş, benim elimin altında güzel bir ev var eğer beğenirseniz hemen size vereyim o evi, yeter ki evi beğenin sizden iyi kiracı mı bulacağım 
1.Zenne:Evi görebilir miyiz Hacıvat çelebi 
Hacıvat:Hay hay evladım, buyurun (eve girerler içerde konuşurlar) işte hanım kızım burası mutfak, burası yatak odası 
1.Zenne:Çok güzel Hacıvat Çelebi 
Hacıvat:Yukarıda da iki oda var, çok kullanışlıdır, bakınız arkada bahçesi de var 
2.Zenne:Tavuk kümesi de var mı efendim 
Hacıvat:Elbette var hanım kızım 
1.Zenne:Pek güzelmiş efendim (perdeye gelirler) Kirası ne kadar Hacıvat Çelebi 
Hacıvat:Evladım siz yabancı değilsiniz sizin için elli milyon olur 
2.Zenne:Peki efendim biz bu evi tuttuk, buyurun bir aylık da peşin veriyoruz 
Hacıvat:Sağolunuz evladım güle güle oturunuz (gider) 
2.Zenne:Biz de gidip evi temizleyelim bari (giderler)

Şarkı eşliğinde Tuzsuz Deli Bekir gelir 
(Şarkı Hicaz Düyek)Külhanbeylik omuzdaşlar bize pek şandır 
Tuzsuz:(Nâra atar) Eyy gidii felekkkk, eyyy gidii felekkk beeeeeeee 
Karagöz:(pencereden bakarak) Hey gidi dümbelekk bee, bu da kim yahuu 
Tuzsuz:Bana bak öyle tepeden konuşma erkeksen aşağı gel de boyunu görelimmm 
Karagöz:(gelir) Ne var be ne bağırırsın ayağına basılmış ayılar gibi? 
Tuzsuz:Eyytt beeee, bana bak breee sen beni tanır mısın, bana adıyla sanıyla Tuzsuz Deli Bekir derler 
Karagöz:Senin tatsız tuzsuz olduğun belli zaten 
Tuzsuz:Bana bak var mısın benimle bir güreşe bakalım haaa 
Karagöz:Seninle değil, senden daha kabadayı pehlivan varsa o gelsin onunla güreşirim ben 
Tuzsuz:Bana bak yere bir mendil ser bakalım 
Karagöz:Ne olacak mendil 
Tuzsuz:ben şimdi bir vuruşta senin kelleni kesicem, kellen yere düşüp toz olmasın diye, eğğ bakalım başınıııııı yere 
Karagöz:Sen beni biraz bekle bakalım burda(Karagöz eve gidip bir sopa alır, sopayı arkasına saklayıp perdeye gelir) Bana bak Tuzsuz, başımı nasıl eğecektim bennn? 
Tuzsuz:(Başını aşağı eğerek) İşte böyle 
Karagöz:(sopayı Tuzsuz’un kafasına indirir) Al sanaaa 
Tuzsuz:Aman bree kelleyi kırdınn 
Karagöz:Kırarım ben, sana Tuzsuz Deli Bekir derlerse bana da Karagöz pehlivan derler 
Tuzsuz:helel sana bee, ben kendimi kabadayı sanırdım meğer sen benden daha kabadayı imişsin 
Karagöz:Elbetteee öyleyim 
Tuzsuz:Sen hakikaten kabadayı bir adama benziyorsun, bana bak ben seni bu mahalleye bekçi yapıyorum tamam mı, 
Karagöz:Olur Tuzsuz efendi olurr, 
Tuzsuz:Yalnız şu karşıdaki eve yeni taşınan zennelere dikkat et, yabancılar girmesin haydi eyvallah (gider) 
Karagöz:(eve gider başına bir külah takıp perdeye gelir) haydi bekçi vereliimmmm, peynirli, kıymalı, sade bekçiiiiiiii 
Zenne:(içerden) Aaa gündüz vakti de bekçi dolaştığını bu mahallede gördüm ayoll

Şarkı söyleyerek Çelebi gelir 
Şarkı Nihavend İstanbul Türküsü) Üsküdara gider iken aldı da bir yağmur 
Zenne:(perdeye gelerek) Vay beyim böyle şarkılar söyleyerek nereden gelirsiniz, nerelere gidersiniz 
Çelebi:Nereye olacak, sizi aramaktan ayaklarıma kara sular indi, evden ayrılmışsınız 
Zenne:Evet efendim çıktım, buraya taşındım, yeni evimiz çok güzel 
Çelebi:Müsaade ederseniz görmek isterim efendim 
Karagöz:(pencereden) Ooo burada pazarlık başlamış 
Zenne:Tabii efendim ama buralarda bir bekçi dolaşıyor siz yarım saat sonra gelin olmaz mı bekçi anlamasın, hem aramızda bir parola belirleyelim, siz parolayı söyleyince ben kapıyı açarım içeri girersiniz 
Çelebi:Çok iyi olur 
Karagöz:Hem de parolalı haa 
Zenne:Siz kapıyı çalınca ben size parola derim siz de lofça çivisi dersiniz, kapıyı açarım 
Karagöz:Parola çiviymiş anladım 
Çelebi:Allahaısmarladık efendim (gider) 
Zenne:Güle güle efendim uğurlar olsun 
Karagöz:(gelip zennelerin kapısını çalarak) Açın ben geldim 
Zenne:(içerden) Parola? 
Karagöz:Çivi 
Zenne:Ne çivisi 
Karagöz:(Kendi kendine) Çivinin adını anlamadım ki yahu.. Şeyyyy hanım çivi işte yahuu 
Zenne:Çivi anladık ama ne çivisi 
Karagöz:Temel çivisi 
Zenne:Değil 
Karagöz:Döşeme çivisi 
Zenne:Değil 
Karagöz:Nal çivisi 
Zenne:Değil 
Karagöz:Ayakkabı çivisi 
Zenne:O da değil 
Karagöz:Canım işte çivilerin birisi 
Zenne:Tamam ama adı ne 
Karagöz:Ölünün körü çivisi (gider, yavaşça çelebi gelir) 
Çelebi:(kendi kendine) Buralarda kimseler yok galiba (kapıyı çalar) 
Zenne:(içerden) Kim o 
Çelebi:Çivi 
Karagöz:(pencereden bakarak) Oo çivici başı gelmişş 
Zenne:(içerden) Ne çivisi 
Çelebi:Lofça çivisi 
Zenne:Buyrun efendim buyrunnn (kapıyı açar) 
Karagöz:(pencereden) Tühh lofça çivisi imişş (perdeye iner, zennelerin kapısını vurur) 
Zenne:(içerden) Kim oo 
Karagöz:Çivi 
Zenne:Ne çivisi 
Karagöz:Lofça çivisi 
Zenne:Buyrun içeri 
Karagöz:(içeri girer) Ooo maşallhh sofra da kurulmuş 
Çelebi:(içerden)Hoş geldin bekçi baba 
Karagöz:(içerden)Hoş bulduk çivicibaşı 
Zenne:(içerden)Ne içersiniz bekçi baba rakı şarap likör vermut? 
Karagöz:(içerden)Rakı var mı rakı 
Zenne:(içerden)Var efendim buyrun 
Karagöz:(içerden)Ohhh yarasınnn 
Zenne:(içerden) Mezelerden de buyrun efendim 
Çelebi:(içerden)Yavaş iç bekçi baba sarhoş olursun 
Karagöz:(içerden)Sen karışma, ohh yarasınn (içer sarhoş olur, bu sırada Tuzsuz Deli Bekir perdeye gelir) 
Tuzsuz:(Nâra atarak) Eyy gidi felekk beee, nerde o bekçi olacak adam beeee 
Zenne:(içerden) Aman kaçın Tuzsuz geldi 
Çelebi:(içerden)Nereye kaçalım 
Zenne:(içerden) Arka kapıdan kaçın 
Karagöz:(içerden) Ya ben nereye kaçayım 
Zenne:(içerden)Sen de bahçeye saklan 
Karagöz:(içerden) Olur ben de bahçedeki kümese gireyim (kümese girer içerden tavuk horoz sesleri gelir) ötme kerata keser dolmanı yaparım haa 
Tuzsuz:(içerden) Ooo rakı sofrası da hazırmış 
Zenne:(içerden)Sizin için hazırladım efendim 
Tuzsuz:Mezeler fiyakalı ama piliç kızartması yok 
Zenne:(içerden) Şimdi kümesten bir tane alıp keserim efendim 
Tuzsuz:(içerden) Olmaz ben gider keser getiririm bir tane 
Karagöz:(içerden) Eyvah Tuzsuz kümese geliyor galiba (Tuzsuz kümese girer karagözü görür) 
Tuzsuz:(içerden)Vay bekçi baba senin burda işin ne 
Karagöz:(içerden)Tavuklara hırsız dadanmış da onu bekliyordum 
Tuzsuz:(içerden) Aferin bekçi baba sen git artık ben hakkından gelirim

o hırsızın 
Karagöz:(perdeye gelir) Ohh yarabbi şükür kurtuldum Tuzsuzun elinden 
Zenne:(içerden)Tuzsuz gel efendim ben şimdi pilici kızartır getiririm 
Tuzsuz:(içerden) Hele bir tane daha doldur bakayım şu rakıdan 
Zenne:(içerden) Buyrun efendim 
Karagöz:Bu iş böyle olmaz bu Tuzsuzu kapı dışarı etmeli (gider beberuhileri toplar kendi de bir eşeğin üzerine biner gelir) bana bakın beberuhiler bu eve tatsız tuzsuz bir adam girdi bunu yakalayıp kapı dışarı atıcaz tamam mı 
Beberuhiler:(hep bir ağızdan) Sen merak etme Karagöz biz arkandayız 
Karagöz:Ama bana bakın adam hem sarhoş hem de bıçaklı 
Beberuhiler:Sen merak etme Karagöz biz sarhoştan da bıçaktan da korkmayız 
Karagöz:Hadi bakalım göreyim sizi, ben şimdi Tuzsuzu dışarı çağıracağım 
Beberuhiler:Çağır gelsin biz ona yapacağımızı biliriz 
Karagöz:(eve doğru bağırarak) Hey bana bak Tatsız tuzsuz herif senin bu evde işin ne çık bakayım dışarı (beberuhilere dönerek) bana bakın hazır mısınız herif geliyor 
Beberuhiler:Hazırız gelsin 
Karagöz:Bana bak Tuzsuz erkeksen dışarı çık 
Tuzsuz:(dışarı çıkar) Eyyytt bee kim o eşeğin üstünde bağıran 
Karagöz:Mahalle bekçisi (bu sırada beberuhiler kaçar) 
Tuzsuz:Ne istiyorsun bee 
Karagöz:Biz mahalleliler seni bu evden çıkarmaya geldik (arkasına bakar ki beberuhiler gitmiştir) Ee şey yani Tuzsuz sana bir eşek getirdim belki binersin diye 
Tuzsuz:Hani beni evden atacaktınız bee 
Karagöz:Yok yahu şaka yaptım ben sana 
Tuzsuz:Ben eşek meşek istemem defol 
Karagöz:Gel bakalım eşek efendi biz gidelim 
Tuzsuz:(evdeki zenneler hitaben) Bana bak güzelim ben şimdi meyhaneye gidiyorum yarın akşam yine gelirim hadi eyvallah (gider , hacıvat ve karagöz perdeye gelirler) 
Hacıvat:Aman karagözüm nedir bu işler 
Karagöz:kafanı kırsın geyiklerle keşişler 
Hacıvat:Yıktın perdeyi eyledin viran varayım sahibine haber veryim hemann 
Karagöz:Burada oyunumuz erdi sona her ne kadar sürç-i lisan ettikse affola kalın sağlıcakla. 
(Işık söner oyun biter)

Not:Önemli olan oyunu yazılı olduğu şekliyle ezberleyip oynatmak değildir. Önemli olan karagöz oyunlarının en temel özelliği olan doğaçlama geleneğini kullanarak oyunun temel örgüsünü bozmadan uygun yerlerine güncel espriler ve motifler ekleyerek ilgi çeker bir hale getirmektir. Bu metinde örnek olarak kullanılmış olan müzikler de değiştirilip seyircinin ilgisini çekebilecek güncel müzikler kullanılabilir, ancak kullanılacak müziğin ilgili tiplemelerin genel karakteristiğine uygun olması gerekir.

*Karagözün aptal bekçi oyunu Mehmet Muhittin Sevilen (Hayali Küçük Ali) tarafından yazılan Milli Eğitim basımevi tarafından 1969 yılında basılan KARAGÖZ adlı kitaptan alınmıştır.

 

 




 Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece dersturkce.com'a aittir. Sitemizde yer alan dosya ve içeriklerin telif hakları dosya ve içerik gönderenlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Telif hakkına sahip olan dosyaları lütfen iletişim bölümünden bize bildiriniz. Dosya 72 saat içerisinde siteden kaldırılır.Telif Hakkı Hakkında|Editör, ziyaretçi ya da üyelerimiz tarafından eklenen hiç bir içerikten dersturkce.com sorumlu değildir.İLETİŞİM:dersturkcem@gmail.com
casibomJojobetjojobetCasibom GirişJojobet Giriş YapcasibomCasibomMarsbahisMeritking Giriş
Sitemiz hiçbir şekilde kar amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.