Karacaoğlan, Dadaloğlu, Aşık Ömer, Pir Sultan Abdal gibi halk ozanlarından birisini seçerek hayatı, sanatı ve eserleri hakkında bilgi 2023-2024




Karacaoğlan, Dadaloğlu, Aşık Ömer, Pir Sultan Abdal gibi halk ozanlarından birisini seçerek hayatı, sanatı ve eserleri hakkında bilgi



Ekleyen: DersTurkce.COM | Okunma Sayısı: 6360

AŞIK ÖMER HAYATI / AŞIK ÖMER ESERLERİ

 Konya'nın Hadim ilçesinin Gezlevi (günümüzdeki adı Korualan'dır.) köyünde veya Kırım'ın Kezlev (Yevpat?riya) şehrinde 1620-1621-1651 yıllarında doğmuş olduğu rivayet edilen halk şairidir.Ölüm tarihi 1707 olarak rivayetlere geçmiştir.

 

AŞIK ÖMER Hayatı ve Eserleri 

Ömer 20 yaşına kadar bölgede kalır askere gittikten sonra uzun bir süre 10-15 yıl asker şairi olarak, Avrupa ve Rusya sınırlarında dolaşır. Bu nedenle şiirlerinin çoğunda vatan hasretiyle yanıp tutuştuğu görülür.

Ömer aruz ve hece ölçüsüyle şiirler yazmıştır. Divan şairlerinden oldukça etkilenmiştir. Şiirlerinde ilk başta divan şairlerine özenerek "Adli" mahlasını kullanmış daha sonrasında ise "Ömer" mahlasını tercih etmiştir.Heceyle yazdığı şiirleri aruzla yazdıklarına nazaran daha başarılı olduğundan dolayı hece şiirleriyle tanınmıştır.Bu alanda çağdaşı Kayıkçı Kul Mustafa'dan etkilendiği görülür. Ayrıca binin üzerinde şiir yazmış olup, aşık edebiyatının en fazla eser bırakan sanatçısıdır.

Halk edebiyatının iyi eğitim görmüş ozanlarından biri olan Aşık Ömer Mevlevi tarikatına girmiş,Derviş Nihani takma adını kullanmıştır.

Pek çok yerler dolaşan Ömer'in Divan'ında, "Hafız Aşık Ömer" ibaresinin yer alması, çeşitli kaynaklarda saz çaldığının kayıtlı olması nedeniyle "Aşık" ünvanının verilebileceğine de işarettir.

Divan nüshaları Konya yazma eser kütüphanesinde, Mevlana müzesinde, bir de Hamza Yanar nüshasının kopyası Harun Seker de mevcuttur ve aynı kişinin 2001 yılında Korualan Folklörü adlı lisans tezinde de bu konu daha açık belirtilir.

 

Temmuz ayının 2. haftası Konya'nın Hadim ilçesinin Gezlevi(Korualanda) anma şenlikleri yapılmaktadır. Aşık Ömer ölümünün üzerinden 301 yıl sonra 13 Temmuz 2008 günü köyünde anılarak çeşitli etkinliklerle hatırlanmıştır. Eskiçağ Tarihçisi Hasan Bahar,bölgenin tarihçesini,Harun Şeker de Aşık Ömer'in Gezlevi'yle ilgili şiirlerini okumuştur.

Bu kasabada Helim Mehmet ORHAN (88 yaşında) Âşık öMER'in anne tarafı ndan olduğu kendisi tarafından da söylenmiştir. Aşık Ömer'in baba tarafından ise köydeki (Omarlar-Ömerler) soyundan olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Bu konuda son dönemde "Aşık Ömer üzerine Mülahazalar" adlı çalışmayı da Orhan YAVUZ ve Y.KARASOY yapmıştır. Halen konu üzerinde araştırmalar devam etmektedir. Günümüzde akrabası olan Mehmet ORHAN hayattadır.

Bu konuda "Aşık Ömer'in ŞECERESİ" adlı çalışmada da Harun ŞEKER kimlerden hangi kuşaktan olduğunu belirtmektedir. Araştırmalar sonucun da Konya-koyunoğlu müzesinde eser tespit etmiştir. 5244 numarada aslından kopya edilmiş, harekesiz 80 sahifedir.1920 yılında basılmıştır.

3096 ve 3102 numaralarda Türkçe baskısı mevcuttur.51945 numarada ise Hamza YANAR nüshasının aynısı mevcut. Ancak kenarlarında Şah İsmail hikâyesi vardır. Harekeli ve tarihi yoktur. Yani şu an 3 adet eser Konya Yazma Eserler Müzesi'nde, 3 adet eser Konya Koyunoğlu Müzesi'nde,ayrıca 1 adet Hamza YANAR nüshası bulunmaktadır.

Hayra Hizmet Vakfı Nüshası , 1925 Marifet matbaasında basılmıştır.Bu yazmada Harun ŞEKER tarfından tespit edilmiştir.

Azerbaycan dan da Ali Barzende TÜRK ,adlı araştırmacının elindeki Kerem ve Aslı hikâyesinin kenarında elyazma olarak üç şiirinden kesitler olduğunu göndermiştir. Bu konudan sonra anlaşıldı ki Aşık Ömer Türki cumhuriyetlerinde de tanındığı sonucuna varıldı. Bir başka yazma ise İstanbul Süleymaniye nüshasıdır. Ali Barzende Türk tarafından Harun Şeker'e Azerbaycan'dan gönderilen elyazma 3 yaprakta da Ömer'in şiirlerinden birkaçı bulunuyor. Aslı Kerem hikâyesinin kenarına yazılan şiirlerle bu nüsha Türkiye dışındaki Âşık Ömer şiirlerinde bir ilktir.

Son dönem araştırmalarında ortaya çıkarmıştır ki Aydın'da Âşık Ömerî ile Âşık Ömer karıştırılmıştır.Yani Aydın'da 1800 lü yıllarda ölen Âşık Ömerî adında yaşayan Aşık Ömer'i taklit etmeye çalışan bir şair olduğu bilinmektedir.

Dönemin araştırma şartlarını da göz önünde bulundurursak karıştırlması normaldir.İki Ömer'in karıştırılmasını ilim alemine ilk kez Harun Şeker adlı araştırmacı ortaya çıkarmıştır.


Ünlü Aşık Edebiyatı şairimizin bazı eserleri;


1


Şu karşıdan gelen dilber

Gelir amma neden sonra

Bir selama kail oldum

Verir amma neden sonra


Bahçede açılan güller

Dalında öten bülbüller

Bizi zemmeyleyen diller

Çürür amma neden sonra


Gördüm yarimin yüzünü

Öptüm dostumun gözünü

Aradım buldum izini

Buldum amma neden sonra


Kolumdan uçurdum bazı

Yeter ettin bana nazı

Aşık Ömer'in niyazı

Geçer amma neden sonra

 

2

 

Bu gün ben bir güzel gördüm

Yeşiller giymiş ağ üzre

Aklımı başımdan aldı

Durabilmem ayağ üzre


Beni mest eden camıdır

Gonca gülün eyyamıdır

Her biri bir haramidir

Kirpikleri kapağ üzre

 

Mah cemaline bakılır

Ben kulun yanup yakılır

Söyledikçe bal dökülür

Leblerinden dudağ üzre

 

Cemali hüsnü alişan

Ol Yüsufdan almış nişan

Siyah zülüfler perişan

Dökülmüş al yanağ üzre


Aşık Ömer geldi ise

Hak inayet kıldı ise

Ferhad dağı deldi ise

Ben koyam dağı dağ üzre


3


Ela gözlerine kurban olduğum

Yüzüne bakmağa doyamadım ben

İbret için gelmiş derler cihana

Noktadır benlerin sayamadım ben


Aşkın ateşidir sinemi yakan

Lütfuna irer mi cevrini çeken

Kolların boynuma dolanmış iken

Seni öpmelere kıyamadım ben


Terk eyledim ağalarım beylerim

Bozbulanık seller gibi çağlarım

Anın içün ben ah idup ağlarım

Ayrılık oduna doyamadım ben


Kaldı deli gönül kaldı hep yasta

Mevla'm erdir beni murada kasda

Aşık Ömer eydur sevgili dosta

Allah'a ısmarladık diyemedim ben

KARACAOĞLAN HAYATI / KARACAOĞLAN ESERLERİ

17'nci yüzyılda yaşadığı sanılıyor. Göçebe Türkmenobalarında yetişti. Asıl adının İsmail, Halil ya da Hasan olduğu yolunda görüşler var. Hatta aynı mahlasla şiirler yazmış birçok Karacaoğlan'ın varlığı bile savunuluyor.Ahmet Kutsi Tecer ve Şükrü Elçin'in araştırmaları, yaşamının büyük bölümünü Rumeli'nde geçiren ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde Avusturya seferine katılan bir Karacaoğlan'ın varlığını ortaya koyar. Fuad Köprülü veCahit Öztelli gibi araştırmacılar da, 17'nci yüzyılda yaşadığını savunuyor. Bu araştırmacılara göre Karacaoğlan, şiirlerinde Abaza Hasan paşa'nın öldürülmesi, Köprülü Fazıl Ahmed Paşa'nın Avusturya seferi gibi bu döneme ait tarihsel olaylardan sözeder.

Karacaoğlan'ın şiiri aşk ve doğa üzerinde kuruludur. Ayrılık, gurbet, sıla özlemi ve ölüm en çok değindiği konulardır. Şiirlerinde sıkça adları geçen Elif, Zeynep ve İsmikan adlı kadınların sevgilileri olduğu sanılıyor. Duygularını, yaşadıklarını, düşüncelerini içten, gerçekçi ve özgün bir şiir yapısı içinde anlatır.

Karacaoğlan, Türk aşık edebiyatına yepyeni bir söyleyiş biçimi getirdi. Doğa benzetmelerini sık sık kullanır. Çok yalın ve temiz bir Türkçe kullanır. Kendisinden sonra gelen birçok ozanı derinden etkiledi. Bu olumlu etkiler günümüz Türk şiirine kadar uzanır. Şiirlerini ilk kez Nüzhet Ergun derleyip yayınladı. Cahit Öztelli'nin Karacaoğlan-Bütün Şiirleri adlı derlemesi de önemli Karacaoğlan araştırmalarından. Birçok şiiri bestelendi.

Karacaoğlan Şiirlerinden Örnekler

DADALOĞLU HAYATI / DADALOĞLU ESERLERİ / ŞİİRLERİ

19'uncu yüzyılda yaşadı. Asıl adı Veli. Türkmen aşıklarının önde gelenlerinden. Kul Mustafa mahlasını kullanan Aşık Musa'nın oğlu. Az da olsa eğitim aldı. Avşar beylerinden Küçük Alioğlu ile Kozanoğlu'nun yanında imamlık, katiplik yaptı. Şiirlerinde göçerlik koşullarını, döneminde orta Anadolu'da hüküm süren aşiret kavgaları ve aşiretlerin Osmanlı ile savaşlarını yansıtır. Dili Anadolu Türkmen boylarının kullandığı halk Türkçesidir. Asıl ününü kavga türküleri ile yaptı. Yüz kadar şiiri sözlü kaynaklardan derlenerek günümüze kadar ulaştı.

 

ASLIMI SORARSAN AVŞAR SOYUNDAN

Aslımı sorarsan Avşar soyundan
Ayrı düştüm aşiretten beyimden
Pınarbaşı'ndan da beş yüz evinen
Çıkıp da cana kıyanlardanım

Çekerim çileyi böyl'olsun bugün
Alırım mı sandın şol Kozan Dağın
Biz bir kurt idik de Bozoklu köyün
Ürkütüp sürüsün yiyenlerdenim

Dadaloğlum der de böyle olmazdım
Gördüğüm günlerin birini görmezdim
Kavga kızışınca geri durmazdım
Meydanda kardaşa kıyanlardanım

******************************************

HER SABAH SEYRAN GEZERKEN

Her sabah, her sabah seyran gezerken
Iras geldim selvi boylu fidana
Top top olmuş kirpikleri bölünmüş
Hoş benzettim samur kaşlar kemana

Al yanağın elmas m'ola kar m'ola
Capraz vurmuş düğmeleri dar m'ola
Acep mislin şu cihanda var m'ola
İnsem gitsem Hindistan'a Yemen'e

Eliftir kirpiği İra'dır kaşı
Bu güzellik sana Mevla bağışı
Arasam cihanda bulunmaz eşi
Hiç mislin gelmemiş devr-i zamana

Dadaloğlum der de, hûbların hası
Ferhat'ın Şirin'i Mecnun Leyla'sı
Aklım eğlencesi gönlüm yaylasi
Bir yel esti başımdaki dumana

******************************************

KALKTI GÖÇ EYLEDİ AVŞAR ELLERİ

Kalktı göç eyledi Avşar elleri
Ağır ağır giden eller bizimdir
Arap atlar yakın eder ırağı
Yüce dağdan aşan yollar bizimdir

Belimizde kılıcımız Kirmani
Taşı deler mızrağımın temreni
Hakkımızda devlet etmiş fermanı
Ferman padişahın, dağlar bizimdir

Dadaloğlu'm birgün kavga kurulur
Öter tüfek davlumbazlar vurulur
Nice koçyiğitler yere serilir
Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir

******************************************

YEDİ İKLİM DÖRT KÖŞEYİ DOLANDIM

Yedi iklim dört köşeyi dolandım
Meğer dünya her tarafta bir imiş
Ben dünyayi Al'Osman'ın sanırdım
Meğer dünya yüz sultanlık yer imiş

İrili ufaklı insan piç oldu
Onlar doğdu geçinmesi güç oldu
Altı Arap atı şahbaz nic'oldu
Mamur sandım yalan dünya çürümüş

Okuduğun tutmaz oldu alimler
Kalktı da adalet arttı zulümler
Terlemeden mal kazanan zalimler
Can verirken soluması zor imiş

Kulak verdim dört koşeyi dinledim
Meğer gıybetimi eden coğ imiş
Çok yaşayıp mihnet ile ölmeden
Az yaşayıp dem sürmesi yeğ imiş

Dadaloğlu'm der ki sözüm vasiyet
Benim sözümü dinleyene nasihat
Besmelesiz kazanılan piç evlat
O da dünyada ziyankar imiş

******************************************

YİNE TUTTU GAVUR DAĞ'IN BORANI

Yine tuttu Gavur Dağ'ın boranı
Hançer vurup açarlardı yaramı
Sana derim Mıstık Paşa ereni
İçindeki bunca beyler nic'oldu

Sabahaca kandilleri yanardı
Soytarılar fırıl fırıl dönerdi
Ha deyince beşyüz atlı binerdi
Sana inip konan beyler nic'oldu

Ağlayı ağlayı Dadal'ım söyler
Vefasız dünyayı şu insan n'eyler
Bir yiğidi bir kötüye kul eyler
Şimd'en sonra yaşaması güç oldu

******************************************

YÜCE DAĞ BAŞINDA KAMBER TAY OLUR

Yuce dağ başında Kamber tay olur
Korkarım ki emeklerim zay'olur
Sevda sevda derler üç beş ay olur
Bizim sevda senesini doldurur

Arkını yaptım da suyu akmıyor
Kahpe felek hiç yüzüme bakmıyor
Çok yuva bekledim cücük çıkmıyor
Boş yuva bekleyen yoz kuşa döndüm

Şu felekle bir oyuncak oynadım
Oynadım da oyunumda yenildim
Farzını kıldım sünnetinde yanıldım
Beş vakit namazı kılmışa döndüm

Der Dadaloğlum da nedip n'etmeli
Sözlerimi birem birem tutmalı
Mirasçıya kalacak malı n'etmeli
Üç beş oğlan olmadıktan gerü

******************************************

SANA DERİM HASAN KALESİ

Sana derim Hasan Kalesi sana
Alt yanında döğüş oldu, yön oldu
Yiğit olan yiğit çıktı meydana
Koç yiğitler arap ata bin oldu.

Akşamki gördüğüm şu kara düşler
Hesaba gelmedi kesilen başlar
Eyerlen atımı küçük kardaşlar
Hünkâr tarafından bize gel oldu.

Akşamınan ikindinin arası
Aldı beni şu düşmanın yarası
Ecel geldi ölmemizin sırası
Ağladı el-oba gözü kan oldu,

Dadaloğlu'm der ki belim büküldü
Gözümün cevheri yere döküldü
Üçyüz atlı ile cenge çıkıldı
Yüzü geldi iki yüzü dön oldu.

******************************************

ILGIT ILGIT SEHER YELİ ESİYOR

Ilgıt, ılgıt seher yeli esiyor
Gâvur dağlarının başı dumanlı.
Gönül binmiş aşk atına aşıyor
Bire beyler cünunluğun zamanı mı?

Aşağıdan iskân evi gelince
Sararıp da gül benzimiz solunca
Malım mülküm seyfi gözlüm kalınca
Kaypak Osmanlılar size aman mı?

Aşağıdan iskan evi geliyor
Bezirgânlar koç yiğide gülüyor
Kitabın dediği günler oluyor
Yoksa devir döndü âhir zaman mı?

Aşağıda akça çığın ötünce
Katar başı mayaların sökünce
Şahlan ferman Türkmen ili göçünce
Daha da hey Osmanlı'ya aman mı?

Dadaloğlu'm sevdası var başımda
Gündüz hayalimde, gece düşümde
Alışkan tüfekle dağlar başında
Azrail'den başkasına aman mı?

 





 Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece dersturkce.com'a aittir. Sitemizde yer alan dosya ve içeriklerin telif hakları dosya ve içerik gönderenlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Telif hakkına sahip olan dosyaları lütfen iletişim bölümünden bize bildiriniz. Dosya 72 saat içerisinde siteden kaldırılır.Telif Hakkı Hakkında|Editör, ziyaretçi ya da üyelerimiz tarafından eklenen hiç bir içerikten dersturkce.com sorumlu değildir.İLETİŞİM:dersturkcem@gmail.com
casibomJojobetjojobetCasibom GirişJojobet Giriş YapcasibomCasibomMarsbahisMeritking Giriş
Sitemiz hiçbir şekilde kar amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.