Çoğu zaman güldürü öğeleri taşır. Kurnazlığı ve bahtı temsil eder. Zor durumlardan aklı ve şansı sayesinde kurtulur. Taşşa ile bağlantılıdır. Kalçapır (Kelce Batur) olarak geçtiği şiveler vardır. Helce biçimiyle de söylendiği olur. Pek çok Türk dilinde “Kal” sözcüğü kel demektir. Azericede “Keçel” (ç ve l değişimi ile) olarak bilinir. Keloğlanın Altay masallarındaki eski biçimi olan Kelçe; çokbilmiş, kurnaz ve talihlidir. Ukala ve alaycı olarak da görünür. Kendisini kele dönüştürerek öteki dünyaya bile gidebilir, göğün yedi katını ve yıldızları dolaşır. Altay efsanelerinde kel kadın şaman ölüleri bile diriltir. Bu nedenle kellik bir güç simgesidir. Güneşli bir günde kar yağdırır, fırtına çıkarır. Manas Destanında Targıl Taz adlı bir kahin vardır (Taz, kel demektir). Kel/Kal sözcüğünün Moğolca Gal “Ateş” sözcüğü ile de bağlantısı vardır. Ateş kutsallık ve güç içeren bir enerjiye sahiptir. Moğolların Gal Han adlı bir Tanrıları vardır.
Keloğlan, Anadolu Türk masalları arasında önemli bir yere sahiptir. Annesi ile yaşayan Keloğlan, yoksul bir delikanlıdır. Geçinmek için birçok işe girip çıkar. Sakar ve saftır, ancak yeri geldiğinde hazırcevap olması ve karşılaştığı sorunlara akılcı, pratik çözümler bulmayı bilir. Bu özellikleriyle de, her masalın sonunda mutlaka muradına eren bir kahramandır.
Keley – Altay mitolojisinde adı geçen yarı tanrıdır. Ülgen’in kızlarından biriyle, yerden doğan bir şamanın evliliğinden dünyaya gelen bir kişidir. Peltek dillidir. Keloğlan adlı masal kişiliğinin oluşmasında rol oynayan arkaik tiplerdendir. Yani Keloğlan'ın Türk mitolojisi içindeki en eski biçimi olduğu söylenebilir. Moğollar ve Avarlar da ilk atalarının kel olduğunu söylerler.
Keloğlan şarkısı şöyledir:
www.dersturkce.com
2024