BURSA’NIN ADI
Efsaneye göre vaktiyle alnında Peygamberliknuru yanan, başında hükümdarlık tacıparlayan bir Hz. Süleyman varmış. Efsane buya, Allah ona “Mührü Süleyman” denen tılsımlıbir mühür ihsan etmiş.Bu mühürle dağa taşa hükmeder, kurdakuşa sözünü geçirirmiş. Oturduğu taht da, efsanebu ya, dur dese durur, yürü dese yürür,uç dese uçarmış. Hz. Süleyman tahtının üstündedünyanın dört bir yanını dolanır; ağlayanlaağlar, gülenle gülermiş.Günlerden bir gün sağ yanına sağ vezirini,sol yanına sol vezirini alıp havalanmış göklere...Dağ taş dolaştıktan nice sonra, Uludağ’ıntepesine inmişler. Hz. Süleyman çok şaşırmış,büyülenmiş gördüğü güzellik karşısında. Dağınbir yanı ses, bir yanı renk, bir kanadı su,bir kanadı ışıkmış!..Hz. Süleyman, “Yaradan neler yaratmış.”diyerek gördüğü âlemi seyre dalmış, uzun süregelememiş kendine. Neden sonra sağ vezirinedönüp sormuş:“A benim vezirim; sen çok gezdin, çok gördün.Şimdi söyle bakalım; dünya gözüyle bakıncabu yerleri nasıl görürsün?..”Sağ vezir yanıtlamış:“Ey benim sultanım, efendim; Allah hergüzelliği buraya vermiş ama bunları görüpduyacak, derleyip koklayacak biri olmayıncaneye yarar?..”
Vezirinin ağzından dökülen bu sözleremührünü basmış Hz. Süleyman. Sonra sol vezirinedönüp sormuş:“A benim vezirim; sen çok yaşadın, çokbilirsin. Dünyada bu güzelliklerden üstün birgüzellik var mı?..”Sol vezir yanıtlamış:“Var sultanım, var! Dal dal ötüşen kuşlarınsesi güzeldir ama gönül yarasını sarar insansesi daha güzeldir... Burcu burcu kokan güllergüzeldir ama hiçbiri gül yanakları gibi domurdomur açılmaz...Şu uçsuz bucaksız mavi su güzeldir ama birdamla gözyaşının, yanan yüreklere verdiği ferahlığıveremez... Şu pırıl pırıl gökyüzü güzeldirama altında insan olmayınca neye yarar?”Hz. Süleyman ne desin?: Bu sözlere demührünü basıp aklından geçenleri söylemiş:“Ey benim vezirlerim; ikiniz de ağzı öpülecekadamlarsınız. Doğru söylersiniz, bu yerlerinbir insan eksiği var. Bu güzellikleri görüpduyacak biri olsaydı ya dile ya tele getirir de böyle kaybolup gitmesine göz yummazdı.Şimdi sözüme kulak verin de şu yaylaları yurtedinelim...”Periler hemen işe koyulmuşlar. Bir saraykurmak üzere kolları sıvanmışlar.Hz. Süleyman’ın emriyle periler kuş kanadıile her yana haberler göndermiş, tüm elagözlüleri “davet” etmişler. Nerde ne kadar elagözlü varsa gelip yerleşmiş şehre. Şehir de şehirolmuş...Sağ vezir şehrin güzelliğine bakmış bakmışda, “Cennet burası!” demiş. Meğer sol vezirinbir kulağı ağır duyarmış. Bu sözü “CennetBursa!” diye anlamasın mı? İşte o gündenbugüne şehrin adı “Bursa” olmuş. Dilden diledolaşıp günümüze gelmiş...Hz. Süleyman da bu şehirde BelkısSultan’la murat alıp murat vermiş... Bir günikisi de bahtını yerlere, tahtını ellere bırakıpdünyadan göçüp gitmişler...Bu dünya kime kalmış ki Hz. Süleyman’akalsın?.. Efsanede bile olsa, giden gider!..
M. Ali İNAN - Bursa Defteri
www.dersturkce.com
2024