Kurtuluş Savaşı kadınıyla erkeğiyle tüm bir milletin varoluş mücadelesiydi. Kadınlar sadece cephe gerisinde değil, cephede muharip olarak görev alarak Millî Mücadele’nin başarıya ulaşmasında rol oynamışlardır. Kara Fatma, Şerife Bacı, Halide Edip, Çete Ayşe, Halime Çavuş, Tayyar Rahime, Gördesli Makbule Milli Mücadelenin kadın kahramanlarından bazılarıdır.
Türk Tarihindeki diğer savaşlara göre kadınların İstiklal Mücadelesine katkısı ve katılımı daha fazladır. Bunun temel sebebi Kurtuluş Savaşı’nın özellikle ilk dönemlerinde düzenli ordudan çok, gönüllü halk kuvvetleri tarafından yürütülen bir savaş olmasıdır. Osmanlı Devleti’nin yıkıldığı ve yeni Türk devletinin var olma mücadelesi verdiği bu savaşta halk topyekûn bir biçimde mücadeleye katılmıştı. Ayrıca Balkan Savaşları ve ardından I. Dünya Savaşı’nda erkek nüfusunun önemli bir bölümü cephelere sürülmüş, yüz binlercesi hayatını kaybetmiş, yüz binlercesi de sakat kalmıştı. Kurtuluş Savaşı’yla erkeklerin yeniden cepheye gitmesiyle arkada kalan erkek nüfusu oldukça azalmıştı. Bu durum silah ve cephane üretimi ve bunların cepheye taşınması gibi işlerde kadınların katılımını arttırmıştı.
Kadınların Kurtuluş Savaşı’na verdiği katkı farklı şekillerde olmuştur. Mondros Mütarekesi sonrasında başta İstanbul ve İzmir olmak üzere Türkiye’nin farklı bölgelerinin işgali üzerine sivil protesto hareketleri başlamış ve mitingler yapılmıştı. Millî mücadele ruhunun ülkeye yayılmasında bu mitinglerin önemli bir rolü vardır. Kadınlar bu mitinglerde hem konuşmacı hem de katılımcı olarak önemli bir rol oynamıştır. Halide Edip (Adıvar) bu mitinglerde öne çıkan şahsiyetlerden birisidir.
Millî Mücadele’yi desteklemek için kurulan cemiyetler içerisinde kadınlar önemli bir rol oynamışlardır. Kadınlar tarafından kurulan birçok dernek vardır. Bunların en önemlilerinden birisi 5 Kasım 1919 tarihinde Sivas’ta kurulan Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyetidir. Dernek birçok ilde şubeler açarak örgütlenmiştir.
Kadınlar cephe gerisindeki askeri faaliyetlerde önemli bir unsurdu. Silah ve cephane üretimi, askerler için yiyecek ve giyecek hazırlanması, yaralı askerlerin bakımı ve cephanenin taşınması gibi konularda yaptıklarıyla kadınlar Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında büyük katkı sağlamıştır.
Bazı kadınlar bunların da ötesinde bilfiil çatışmalara katılarak savaşmışlardır. Düzenli orduda muharip asker olarak görev alan kadınların sayısı oldukça sınırlıdır. Ancak gönüllü birliklerde ve çetelerde çok sayıda kadın savaşa katılmıştır.
Burada Kurtuluş Savaşı’nın kadın kahramanlarının bazılarının hayat hikayelerini kısaca anlatılmıştır. Ancak cephede veya cephe gerisinde kahramanlık gösteren kadınlar bunlarla sınırlı değildir. İsmini bildiğimiz veya bilmediğimiz yüzlerce kadın farklı şekillerde Kurtuluş Savaşına katılmıştır. Burada Kurtuluş Savaşı’nın kadın kahramanlarından sadece birkaç örnek verilmiştir.
Kara Fatma (Fatma Seher Erden)
Kara Fatma 1888 yılında Erzurum’da doğmuştur. Subay olan eşi Sarıkamış’ta şehit oldu. Erzurum Kongresi’nden itibaren aktif olarak Millî Mücadele’ye katıldı. İstanbul’da ve İzmir başta olmak üzere Batı Cephesinde birçok yerde görev yaptı. Komutanı olduğu müfrezesiyle I. ve II. İnönü, Sakarya ve Dumlupınar Muharebelerinde savaştı. Savaş sonunda üsteğmen rütbesi ile emekli oldu. Hakkında yazılanlara göre, Kara Fatma para için savaşmadığını söyleyerek, emekli maaşını kabul etmedi ve Kızılay’a bağışladı.
Kurtuluş Savaşının kadın kahramanlarından Kara Fatma ve silah arkadaşlarıSavaştan sonra İstanbul’ yerleşti. Kara Fatma’nın İstanbul yılları Türkiye açısından maalesef tam bir vefasızlık örneğidir. Torunlarının bakımını üstlenmek zorunda kalan Kara Fatma yokluk ve sefalet içinde yaşamıştır. 1933 yılında bu durum bir gazete haberiyle kamuoyu tarafından duyulsa da pek bir şey değişmemiştir. Ancak ölümünden bir yıl önce 1954 yılında kendisine maaş bağlanmıştır. 2 Temmuz 1955 tarihinde İstanbul’da Darülaceze’de hayatını kaybetmiştir.
Şerife Bacı
Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul’dan Anadolu’ya gizlice sevk edilen silah ve cephane savaşta çok önemli bir rol oynamıştır. Bu cephane deniz yoluyla Batı Karadeniz limanlarına getiriliyor, oradan Ankara’ya sevk ediliyordu. En yoğun olarak İnebolu limanı kullanılmıştır. Deniz yoluyla getirilen mühimmat İnebolu-Kastamonu-Ankara güzergahında taşınmıştır. Bu taşımanın büyük bir kısmı kağnılarla yapılıyordu ve bu işte asıl rolü kadınlar oynuyordu.
Savaş zamanı bir Ankara yolculuğu sırasında bölgeden geçen Rauf Orbay hatıralarında şunları yazmaktadır: ““İnebolu’dan Çankırı’ya kadar cephe gerisindeki geri hizmetlerin yüzde doksanının kadınlar tarafından erkekleri mahcup edecek derecede gayret ve fedakarlıkla yapılmakta olduğunu görmekteyiz. Bu fedakâr kadınların arkasında emzikte çocukları olan mübarek analar da vardır. Yavruları kucaklarında, kağnıları önlerinde, övendereleri ellerinde, Ankara’ya ve cepheye naklediyorlar.”
Kastamonu’da bulunan Şerife Bacı AnıtıBu analardan bir tanesi Kastamonu’nun Seydiler ilçesinden Şerife Bacı’dır. İnebolu’dan Kastamonu’ya küçük kızıyla birlikte kağnıyla cephane taşırken soğuktan donarak şehit olmuştur. Anlatılanlara göre, Şerife Bacı yanında bulunan ince bir yorganı kendisini ısıtmak için değil, cephaneyi korumak için kullanmıştır. Kağnıyı bulanlar yorgan altında hayatta kalmayı başaran bebeğini kurtarmışlardır.
Halide Edip (Adıvar)
Osmanlı son dönemi ve Cumhuriyet döneminin en önemli kadın edebiyatçılarından Halide Edip aynı zamanda Millî Mücadelenin kadın kahramanlarından birisidir. Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında başlayan işgallere karşı düzenlenen protesto mitinglerinde önemli bir rol oynadı. İstanbul’daki mitinglerde yaptığı konuşmalar büyük bir heyecan uyandırdı. İstanbul’un işgali sonrasında İngilizler tarafından Halde Edip ve eşi Adnan Bey hakkında idam kararı verildi. Halide Edip ve eşi işgal sonrası Ankara’ya geldiler.
Kurtuluş Savaşı yıllarında Halide Edip ve Mustafa Kemal PaşaAnkara’da başlangıçta basın-yayın işlerinde görev aldı. Ankara Kızılay Şubesi başkanlığını yürüttü. Daha sonra savaşa fiilen katkı verme isteğini Mustafa Kemal Paşa’ya yazarak, orduda görev aldı. Cephe karargâhında görevlendirildi. Başlangıçta rütbesi onbaşıydı. Bu yüzden Onbaşı Halide unvanıyla anıldı. Yunanlıların sivil halka yaptığı baskıları incelemek üzere kurulan Tetkik-i Mezalim Komisyonu’nda görev aldı. Savaş sonrasında İstiklal Madalyasıyla taltif edildi. Kurtuluş Savaşı sırasında yaptığı gözlemlerini romanlarında işledi.
Cumhuriyet’in kurulması sonrasında Halide Edip ve eşi Adnan Adıvar, Mustafa Kemal Atatürk’le siyasi olarak ters düştüler. Eşi Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kuruluşuna katıldı. Fırka kapıldıktan sonra 1925 yılında yurt dışına çıkmak zorunda kaldılar. Atatürk’ün ölümünden sonra 1939’da tekrar Türkiye’ye döndü. İstanbul Üniversitesinde hocalık yaptı. 1950’de milletvekili oldu. 1964 yılında hayatını kaybetti.
Çete Ayşe (Emire Ayşe Aliye)
Yunan işgali sonrasında Aydın bölgesinde örgütlenen Kuvayı Milliye çetelerinde çok sayıda kadın çeteci vardı. Çete Ayşe ilk kadın çetecilerden birisidir. 1894 yılında Aydın İmamköy’de doğmuştur. Evlenir ve iki kızı olur. Eşi Çanakkale cephesinde şehit düşünce babası ve kızlarıyla birlikte yaşamaya başlar. İzmir işgalinden sonra Yunanlılar Aydın’a doğru ilerleyip, köyü işgal edince, Çete Ayşe kızlarını komşusuna emanet edip dağa çıkar ve Kuvayı Milliye kuvvetlerine katılır. Yörük Ali Efe önderliğinde 27 Haziran 1919 günü yapılan Aydın baskınına katılır. Kuvayı Milliye güçleri Aydın’ı Yunanlılardan alır. Çete Ayşe köyüne geri döner.
Yunanlılar takviye güçlerle Aydın’ı tekrar ele geçirince Çete Ayşe tekrar Kuvayı Milliye güçlerine katılır. Yörük Ali Efe grubu içerisinde çatışmalara girer. Parmağından yaralanır ve hastalanır. İyileştikten sonra Yörük Ali Efe cephe gerisinde hizmet etmesini ister. Kurtuluş Savaşı sonrasında Çete Ayşe kırmızı şeritli İstiklal Madalyası’yla ödüllendirilmiştir. 1967 yılında hayatın kaybetmiştir.
Halime Çavuş (Kocabıyık)
1998 yılında Kastomonu’nun Duruçay köyünde doğdu. İnebolu’dan Ankara ve Sakarya’ya yapılan cephane taşıma faaliyetlerinde görev aldı. Halime Çavuş asker elbisesi giyerek, saçlarını kısa keserek erkek kılığında askeri faaliyetlere katılmıştır. 1921’de Yunan gemilerinin İnebolu’yu bombalaması sırasında ayağından yaralanması üzerine evine dönmek zorunda kaldı. Savaş sırasında Mustafa Kemal Paşa’yla karşılaşan Halime Çavuş, savaş sonra Çankaya köşkünde ağırlanmış ve İstiklal Madalyası’yla taltif edilmiştir. 20 Şubat 1976 yılında hayatını kaybetmiştir.
Tayyar Rahmiye
Güney Cephesinde savaşan Milli Mücadelenin kadın kahramanları arasındadır. 1890 yılında Osmaniye’nin Kaypak Nahiyesi Raziyeler köyünde doğdu. Fransızların Osmaniye ve çevresinde yaptığı baskılar üzerine Kuvayı Milliye kuvvetlerine katıldı. Tayyar Rahmiye çok cesur ve atak bir kadındı. Bu özelliklerinden dolayı tayyar (uçan) lakabıyla anılıyordu. Müfreze komutanlığı yapıyordu. Çok sayıda çatışmaya katıldı.
Tayyar Rahmiye başında olduğu müfrezesiyle 1 Temmuz 1920 tarihinde Osmaniye’de bulunan Fransız karargahına yapılan saldırıya katıldı. Çatışmanın ön saflarında mücadele ederken vurularak şehit düştü.
Gördesli Makbule
Milli Mücadelenin kadın kahramanları arasında şehit düşenlerden bir diğeri Gördesli Makbule’dir. Batı cephesinde savaşmıştır. 1902 yılında Gördes’te doğdu. Batı Anadolu’da Yunan işgalinin başlamasıyla eşi Halil Efe’yle birlikte Kuvayı Milliye çetelerine katıldı. Gördesli Makbule Kurtuluş Savaşına katıldığında 19 yaşındaydı. Kocasıyla birlikte Gördes-Sungurlu-Akhisar bölgesinde Yunanlılarla mücadele etti. Gördesli Makbule 17 Mart 1922’de Kocayayla mevkiinde çıkan çatışmada şehit oldu.