Nasrettin Hoca Hayatı / Nasrettin Hoca Kimdir? 2023-2024




Nasrettin Hoca Hayatı / Nasrettin Hoca Kimdir?



Ekleyen: DersTurkce.COM | Okunma Sayısı: 2710

Nasrettin Hoca (1208-1284)

Sivrihisar'ın Hortu yöresinde doğdu, Akşehir'de öldü. Babası Hortu köyü imamı Abdullah Efendi, annesi aynı köyden Sıdıka Hatun'dur. Önce Sivrihisar'da medrese öğrenimi gördü, babasının ölümü üzerine Hortu'ya dönerek köy imamı oldu. 1237'de Akşehir'e yerleşerek, Seyyid Mahmud Hayrani ve Seyyid Hacı İbrahim'in derslerini dinledi, İslam diniyle ilgili çalışmalarını sürdürdü. Bir söylentiye göre medresede ders okuttu, kadılık görevinde bulundu. Bu görevlerinden dolayı kendisine Nasuriddin Hâce adı verilmiş, sonradan bu ad Nasreddin Hoca biçimini almıştır. Onun yaşamıyla ilgili bilgiler, halkın kendisine olan aşırı sevgisi yüzünden, söylentilerle karışmış, yer yer olağanüstü nitelikler kazanmıştır. Bu söylentiler arasında, onun Selçuklu sultanlarıyla tanıştığı, Mevlânâ Celâleddin ile yakınlık kurduğu, kendisinden en az yetmiş yıl sonra yaşayan Timur'la konuştuğu, birkaç yerde birden göründüğü bile vardır.

Nasreddin Hoca'nın değeri, yaşadığı olaylarla değil, gerek kendisinin, gerek halkın onun ağzından söylediği gülmecelerdeki anlam, yergi ve alay öğelerinin inceliğiyle ölçülür. Onun olduğu ileri sürülen gülmecelerin incelenmesinden, bunlarda geçen sözcüklerin açıklanışından anlaşıldığına göre o, belli bir dönemin değil Anadolu halkının yaşama biçimini, güldürü öğesini, alay ve eğlenme türünü, övgü ve yergi becerisini dile getirmiştir. Onunla ilgili gülmeceleri oluşturan öğelerin odağı sevgi, yergi, övgü, alaya alma. Gülünç duruma düşürme, kendi kendiyle çelişkiye sürükleme, Şeriat'ın katılıkları karşısında çok ince ve iğneli bir söyleyişle yumuşaklığı yeğlemedir. O, bunları söylerken bilgin, bilgisiz, açıkgöz, uysal, vurdumduymaz, utangaç, atak, şaşkın, kurnaz, korkak, atılgan gibi çelişik niteliklere bürünür. Özellikle karşısındakinin durumuyla çelişki içinde bulunma, gülmecelerinin egemen öğesidir. Bu öğeler Anadolu insanının, belli olaylar karşısındaki tutumun yansıtan, düşünce ürünlerini oluşturur. Nasreddin Hoca, halkın duygularını yansıtan, bir gülmece odağı olarak ortaya çıkarılır. Söyletilen kişi, söyletenin ağzını kullanır, böylece halk Nasreddin Hoca'nın diliyle kendi sesini duyurur.

Nasreddin Hoca, bütün gülmecelerinde, soyut bir varlık olarak değil, yaşanmış, yaşanan bir olayla, bir olguyla bağlantılı bir biçimde ortaya çıkar. Olay karşısında duyulan tepkiyi ya da onayı gülmece türlerinden biriyle dile getirir. Tanık olduğu olaylar, genellikle, halk arasında geçer. Hoca soyluların, yüksek saray çevresinde bulunanların aralarına ya çok seyrek girer ya da hiç girmez. Sözgelişi onun tanıştığı söylenen Selçuklu sultanlarıyla ilgili gülmecesi yoktur. Timur'la ilgili "hamam, Timur ve peştemal" gülmecesi de, Timur'dan çok önce yaşadığı için, sonradan üretilmiştir. Halk beğenisi Hoca'yı Timur gibi çevresine korku salan bir imparatorun karşısına hamamda çıkarak, "kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit" türünden bir yergi yaratmıştır. Burada yerilen, dolaylı olarak, kendi toplumun, halkın üstünde gören saray insanlarıdır.

 

Nasreddin Hoca gülmecelerinde dile gelen, onun kişiliğinde, halkın duygularını yansıtan başka bir özellik de eşeğin yeridir. Hoca eşeğinden ayrı düşünülemez, onun taşıtı, bineği olan eşek gerçekte bir yergi ve alay öğesidir. Anadolu insanının yarattığı gülmece ürünlerinde atın yeri yoktur denilebilir. Eşek, acıya, sıkıntıya, dayağa, açlığa katlanışın en yaygın simgesidir. Soyluların, sarayların çevresinde üretilmiş gülmecelerde eşek bulunmaz, oysa at geniş bir yer tutar. Bu konuda, başka bir çelişki sergilenir, gülmecede güldürücü öğe ile yerici öğe yanyana getirilir. Bunun örneği de kendisinden eşeği isteyen köylüye, "eşek evde yok" deyince ahırda onun anırmasını duyan köylünün "işte eşek ahırda" diye diretmesi karşısında, Hocanın "eşeğin sözüne mi inanacaksın benimkine mi" demesidir.

Onun gülmecelerinde, kaba sofuların "ahret" le ilgili inançları da önemli bir yer tutar. "Fincancı Katırları", "Ben Sağlığımda Hep Burdan Geçerdim" başlıklı gülmeceler katı bir inanç karşısındaki duyguyu açığa vurur. Toplumda neye önem verildiğini anlatan "Ye Kürküm Ye" gülmecesi, Hoca'nın dilinde, halkın tepkisini gösterir.

Nasreddin Hoca'nın etkisi bütün toplum kesimlerine yayılmış, "İncili Çavuş", "Bekri Mustafa", "Bektaşi" gibi çok değişik yörelerin duygularını yansıtan gülmece türlerinin doğmasına olanak sağlamıştır. Bunlardan ilk ikisi saray çevresinin oldukça kaba beğenisini, üçüncüsü de gene halkın Şeriat'ın katılığına karşı duyduğu tepkiyi dile getirir. Akşehir, Nasreddin Hoca ile adını Dünya'ya duyurmuştur. 1208-1284 yıllarında Akşehir'de yaşayan ünlü düşünür ve mizah ustası Nasreddin Hoca anısına yaşatmak için uluslararası ve ulusal düzeyde kutlamalar ve festivaller düzenlenmektedir.

Nasreddin Hoca'nın Kişiliği

Nasreddin Hoca, insanlara doğru yolu gösteren, iyilikleri bildiren, doğruya sevkeden ve kötülüklerden sakındıran bir veli idi. Bu işi yaparken tabiatı icabı kendisine has bir yol tutmuştur. Böylece hakkın anlatılması ve cemiyetteki bozuk yönlerin düzeltilmesi için, meseleyi halkın anlayacağı bir dil ve üslub ile, gayet manidar latifeler halinde kısa ve öz olarak dile getirmiştir. Latifeleri hikmet ve ibret dolu birer darb-i mesel gibidir. Bu bakımdan adına uydurulan edep dışı ve nükteden uzak bir takım fıkraların onunla ilgisi yoktur. Manidar latifeleri önce yakın cevresinde şifahi olarak dilden dile dolaşmış, sonraları git-gide yayılmış ve zamanla bir takım değişikliğe uğramıştır. Bu sebeple onun olmayan bir takım bayağı fıkralar da ona mal edilerek anlatılmıştır. Yapılan ilmi çalışmalar, onun ilim ve edeb sahibi bir veli olması, söz konusu sıradan basit fıkraları söylemediğini açıkca göstermektedir. Ayrıca, Nasrettin Hoca´nın efsanevi bir kişi değil, on üçüncü asırda Anadolu Selçukluları zamanında yaşamış salih bir müslüman olduğunu ortaya çıkarmıştır. Çünkü onun nükteleri, bir insanın başından geçen gülünç hadiselerin ifadesi değil, görünüşte güldürücü aslında ince hikmetleri dile getiren, düşündürücü latifelerdir. Ayrıca Türk milletinin zeka inceliğini, nükte gücünü en iyi şekilde yansıtan bu nüktelerin belirli vasfı; Allahü tealanın emir ve yasaklarını bir latife üslubu ile bildirmesidir. Bu latifelerin toplandığı eserlerden biri, Londra´da British Museum´da. Haza Terceme-i Nasreddin Efendi Rahme başlıklı yazma eserdir. Ancak bu eserdeki latifelerin bir kısmı, onun üslubuna ve nükte tekniğine uymamaktadır. Nitekim eserin sonunda bu durum: "İşte Nasreddin Efendinin kibar-ı evliyadan (Evliyanın Büyüklerinden) olduğuna şek ve şüphe yoktur. Merhumun bu kıssalardan haberi var yok böyle yazmışlar. Her kim okuyup tamamında bu merhumun ruhu için bir Fatiha bağışlarsa, Hak sübhane ve teala ol kimsenin ahir ve akibetini hayr eyleye" şeklinde belirtilmiştir. Ayrıca, Nasreddin Hoca adlı eserde başka nüktelerine yer verilmiştir.

Nasreddin Hoca, fert ve toplumu her yönüyle çok iyi tanımış, insanların aile, komşuluk, dostluk, ticari münasebetlerine ait cemiyette gördüğü aksak yönleri düzeltmek ve nasihat etmek maksadıyla nüktelerle dile getirmiş, düşünmeye ve doğruya sevk etmiştir. Sosyologlar ve psikologlar, insanı ve cemiyeti tanıyıp, çeşitli yönlerini incelemek için onun latifelerinden çok istifade etmişlerdir.

Nasreddin Hoca fıkraları, batı dillerine de çevrilmiş ve bu dillerde Hoca hakkında mühim neşriyat yapılmıştır. Bunlar arasında Pierre Mille´in Nasreddin et son epouse adlı kitabı, Edmonde Savussey´in La Litterature Populaire Turque adlı eserindeki Nasreddin Hoca bölümü, Jean Paul Carnier´in Nasreddin Hoca et ses Histoires Turques adlı eserleri zikretmek yerinde olur.

Nasreddin Hoca Hakkında Söylenenler

İlhan Başgöz "...En az 500 yildan beri onun fikralarini dinleyerek, beslenerek buyumusuz. Bu etki cocuk coluk, genc ihtiyar hepimize islemis. Boylece Nasreddin Hoca'yi Turk halki yarattigi kadar, Turk halkini da Nasreddin Hoca yaratmistir..."

Adnan Binyazar "...Nasreddin Hoca, her kesim halkin; koylunun kentlinin, varsilin yoksulun celiskilerini, dusuncelerini, elestirilerini dile getirir. Fikralarda yerellik, sinifsallik ozelligi onemli bir ayrilik yaratmakla birlikte, Nasreddin Hoca'da bu gorulmez. Basta komsu ulkeler olmak uzere, butun dunyada taninmasinin, yayginlasmasinin nedenini, onun bu evrensel yonunde aramak gerekir..."

Toramirzo Cabbarov "...Nasreddin Hoca Turk milletinin yukunu yeniledecek, her bir evde beklenecek, misafirdir. Onun kartviziti kahkahadir. O Dogu ve Bati memleketlerinde faal olan vatandastir. Ulke sinirlarindan esegine binip gecer. Onun pasaportunu sinir erleri yoklamiyorlar. Cunku o dunyanin buyuk insanidir. O yildan yila genclesiyor. Omuzundaki gomlegi eskisiyor, ama gulusu daima yenilesiyor.."

Ahmet Caferoğlu "...Bu aziz halk evladinin sariginda sehir, yani yerlesik, kucuk eseginde ise gocebe Turk yasayisinin bagdastirilmak istendigini sezmekteyim. Bu yolla Hoca'miz keçe medeniyeti ile balçik medeniyetini kendi şahsinda kaynaştirmis bir şovalyedir."

Ziya Gökalp "...Nasreddin Hoca, Turk nekregullugunun en yuksek simasidir." [Nekre: hosa giden, gulunc, ince bir alay iceren soz]

Abdulbaki Gölpınarlı "...Halk Hoca'dir...Hoca, halkin muhayyilesinde; halk, icap edince oz nefsine bile onun nuktesiyle catiyor, onun diliyle sozler sarfediyor. Bedri Rahmi Eyuboglu'nun dedigi gibi yakin zamanda bir gun Hoca, otobuse, dolmusa da binecek, taksiye de binmek isteyecek mutlaka."

Rostislav Holthoer "...Hoca'nin dunyanin baska yorelerindeki fikralarda ve masallarda yasamasi pek muhtemeldir. Ortadogunun pek cok ulkesi Hoca'yi kendi mali yapmak istiyor. Ama turbesi Turkiye'de Aksehir'de bulunuyor. Ne var ki, kisiligi ve unu bu kentle sinirli degildir. Kendisi kozmopolit olup zamanlarin otesinde bulunmaktadir."

Fuat Köprülü "...O, bizim en asli mahsullerimizden biridir." [Fuat Koprulu, Nasreddin Hoca'nin tarihi kisiligiyle ilgili arastirmalara ilk onculuk eden kisidir. A. Kabacali, 1991]

Şükrü Kurgan "...Anadolu Turk mizahi, yorgun bir zihnin dusuncelerini bosaltan, dilimizin guclu bir deyimi ile "lala-pasa eglendiren" basibos bir mizah degildir. Nasreddin Hoca mizahi, Turk halkinin sorunlari ile beraber yuruyen, toplum egitimine yonelmis, yapici bir mizahtir. Turk halki, yuzyillar boyunca dertlerini bu mizahla avutmus, sevinebildigi mutlu gunlerde de, bu mizahin sevinci ile yasamistir...Bu 'Nasreddin Hoca sevinci ile yasamak', hafif olmak, isleri sakaya almak demek degildir, sadece guler yuzu ciddilige engel saymamak, yani Turk halki gibi 'guler yuzle ciddi olmak' demektir..."

Anna Masala "...Nasreddin'in vucudu turbesinde istirahat etmekteyse de ruhu hicbir zaman olmemistir. Hatta gercek mucize sudur: Butun dunya ondan bahsetmekte, edebiyatcilar ondan bahsetmekte, toplumlar ondan bahsetmekte, halk onu kendi gizli koruyucusu olarak tanimakta ve hikayeleri ruzgar gibi yayilip, ekmek gibi kabarmaktadir. Gelecek nesillerin bu ekmekle uzun zaman beslenecekleri suphesizdir..."

Aziz Nesin "...Dogumundan once de, olumunden sonra da yasamis insan Nasreddin Hoca'dir. Olumunden sonra yasamis baska tarihsel ve toplumsal kisiler vardir, ama olumunden once de yasamis olan dunyadaki tek insan Nasreddin Hoca'dir..." "..Nazım Hikmet, Hoca'yi gulen degil, aglayan insan sembolu olarak gostermistir. Nasreddin Hoca fikralarinin ozunde gozyasi vardir. Turk halki bu fikralara, aglamanin yerine, gulmustur. Cunku Nasreddin Hoca yalniz alay etmekle yetinmemis, ezilen halkin da kaltabanligi, o curumus toplumdaki korkakligi, ikiyuzlulugu, yureksizligi, sahteciligiyle de alay etmistir. Aslinda Nasreddin Hoca derken, Turk halkinin kendisini anlamaktayiz. Boylece Türk halkı, kendi kendisiyle alay edebilme olgunlugunu gostermistir. Goethe, 'Kendikendisiyle alay edemeyen, olgun insan olamaz' der. Turk halki, yuzyillar boyunca yarattigi Nasreddin Hoca'nin toplumsal kisiliginde, biyandan ezenlerle alay ederken, biyandan da kendikendisiyle alay ederek, cokuntu nedeninde kendisinin de sorumlu oldugunu, payi bulundugunu gostermistir...

Cahit Tanyol "...bu fikralarda bireysel tek bir iz dahi bulmak mumkun degildir. Hoca'da belli bir aptal kisi degil, belli bir aptalligimiz ve bonlugumuz hicvedilir."

Fikret Türkmen "...Karsimiza, Turkistan'dan Macaristan'a Sibirya'dan Kuzey Afrika'ya kadar Turklerin ayak bastigi her yerde Nasreddin Hoca cikmaktadir..."

 

alıntı...

 




 Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece dersturkce.com'a aittir. Sitemizde yer alan dosya ve içeriklerin telif hakları dosya ve içerik gönderenlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Telif hakkına sahip olan dosyaları lütfen iletişim bölümünden bize bildiriniz. Dosya 72 saat içerisinde siteden kaldırılır.Telif Hakkı Hakkında|Editör, ziyaretçi ya da üyelerimiz tarafından eklenen hiç bir içerikten dersturkce.com sorumlu değildir.İLETİŞİM:dersturkcem@gmail.com
casibomJojobetjojobetCasibom GirişJojobet Giriş YapcasibomCasibomMarsbahisMeritking Giriş
Sitemiz hiçbir şekilde kar amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.