2012-2013 10.Sınıf Edebiyat Ders / Çalışma Kitabı 109.Sayfa Cevapları (Zambak Yayınları) 2023-2024




2012-2013 10.Sınıf Edebiyat Ders / Çalışma Kitabı 109.Sayfa Cevapları (Zambak Yayınları)



Ekleyen: DersTurkce.COM | Okunma Sayısı: 2053

SAYFA 109
DEĞERLENDİRME
1.DEDE KORKUT HİKAYELERİNİN TÜRK EDEBİYATI AÇISINDAN DEĞERİ VE ÖNEMİ
Dede Korkut Hikayeleri destan geleneğinden halk hikayeciliğine geçişin ilk ürünüdür.Bu hikayeler Türk ruhuna Türk düşüncesine Türk kültürüne ışık tutan en açık belgelerdir.Destan özellikli ve pek çok halk kahramanının mücadeleleri anlatılan Dede Korkut hikâyelerinde; güzel ve hikmetli sözler.Türkler’in tarihine ait rivayetler, han ve beyler hakkında methiyeler, Türk töresine ait pek çok konular işlenerek, iyilere methiye ve kötülere eleştiri vardır. “Dede Korkut Kitabı”nda (Dede Korkut ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan=Oğuzların Diliyle Dede Korkut Kitabı) 12 destan özellikli hikâye yer alır ve bu kitap, İslâm öncesi ve sonrasında Türkler’in yaşayışını, dilini, tarihini, edebiyatını ve kültürünü içerir. Akıcı ve halkın kullandığı Türkçe ile yazılmış olan bu kitap; gerçek bir şaheserdir. Kitapta, “Dede” ve “Ata” olarak geçen ve “Korkut Ata” olarak da bilinen Dede Korkut, Türkmen, Kazak, Özbek ve Karakalpak boyları arasında bu adlarla bilinmektedir.Türk dünyasının bilge atası olan Dede Korkut ve onun hikâyelerinde; Türk toplumunun savaşları ve barışları ile birlikte, aile ve eğitim yapısıyla üstün ahlâk ve karakter sağlamlığı dikkati çeker.
2. (Y)
3.(D)
4.(Y)
5. Danişmentname
6.kahramanlık , aşk
7)(A) aa/bb/cc/dd/ee…
8)(A)
Sayfa 110 ve Sonrası
Hazırlık
NASREDDİN HOCA(1208-1284)
Türk halk bilgesi ve fıkra kahramanı .Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinin Hortu köyünde 1208 yılında doğdu, 1284 yılında Akşehir’de öldü.Babası Hortu köyü imamı Abdullah Efendi, annesi aynı köyden Sıdıka Hatun’dur. Önce Sivrihisar’da medrese öğrenimi gördü, babasının ölümü üzerine Hortu’ya dönerek köy imamı oldu. 1237′de Akşehir’e yerleşerek, Seyyid Mahmud Hayrani ve Seyyid Hacı İbrahim’in derslerini dinledi, İslam diniyle ilgili çalışmalarını sürdürdü. Bir söylentiye göre medresede ders okuttu, kadılık görevinde bulundu. Bu görevlerinden dolayı kendisine Nasuriddin Hâce adı verilmiş, sonradan bu ad Nasreddin Hoca biçimini almıştır. Onun hayatıyla ilgili bilgiler, halkın kendisine olan aşırı sevgisi yüzünden, söylentilerle karışmış, yer yer olağanüstü nitelikler kazanmıştır. Bu söylentiler arasında, onun Selçuklu sultanlarıyla tanıştığı, Mevlânâ Celâleddin ile yakınlık kurduğu, kendisinden en az yetmiş yıl sonra yaşayan Timur’la konuştuğu, birkaç yerde birden göründüğü bile vardır.
13 ve 14. yüzyıllar, Anadolu’da yaşayan Türk insanı için oldukça sancılı geçen yüzyıllardır. Bu yüzyıllar içinde büyük Türk devletlerinden olan Selçuklu Devleti güçlenmiş olsa da aslında Anadolu’da yaşayan Türk halkı için zorlu yıllar yaşanmıştır.
Örgün eğitimin günümüzdeki kadar yaygın olmadığı bu dönemlerde tekke ve medreseler halkın eğitiminde çok büyük bir öneme sahiptir.Tekkeler, tasavvuf düşüncesinin, anlayış ve terbiyesinin derinleştirildiği ve halka takdim edildiği bir yerdir. Tekke , zâviye, hankah, âsitane ve dergâh gibi isimler altında birbirinden hemen hemen farksız olan bu kuruluşlara insanlar, dünya hayatının çeşitli meşakkat ve sıkıntıları ile yorulan ruh ve bunalan gönüllerini dinlendirmek için giderlerdi. Onlar burada bir araya gelip boş zamanlarını değerlendirirlerdi.Tekkeler, özellikle kuruluş yıllarında, şeyhler tarafından seçilen yerlerde kuruluyorlardı. Bundan dolayı onlar, etraflarındaki insanların mânevî ihtiyaçlarını temin ederek, bölgelerinin insanlarına sahip çıkıyorlardı. Böylece Kur’an’ın tavsiye ettiği bir metod olan hikmet ve güzel öğütle insanları dine ve hakikata çağırıyorlardı.13. yüzyılın en önemli oluşumlarından biri Mevleviliktir. Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin düşüncelerinin yaygınlaştırılması amacıyla Mevlana’nın oğlu Sultan Veled tarafından kurulan Mevlevilik, halkı Tanrı’ya davet etmiştir. Tanrı sevgisinden, insan sevgisinden hareketle, insanların isyan etmeleri engellenmiştir. Mevlevilik, insanlara huzuru sunmuş ve onların birbirlerine düşmelerini engellemiştir. Mevlana’nın şiirleri ve öyküleri halkı aydınlatmış ve insanlarımızın sevgi dolu bir ortamda yaşamalarını sağlamıştır. (Aralık 2006 Edebiyat Sandığı) 13 ve 14. yüzyıllarda Bektaşilik ortaya çıkmıştır. Bektaşilik, Hacı Bektaş-ı Veli’nin evrensel insan sevgisini yaymaya çalışmıştır. Din, dil, ırk ve cinsiyet ayrımı yapmadan insanları eşit görmek gerektiği anlayışı halka yerleştirilmiştir. Türk insanının barışçıl yaklaşımı, Mevlana ve Hacı Bektaş-ı Veli gibi düşünürlerin etkisiyle güçlenmiştir diyebiliriz.
13 ve 14. yüzyıllarda çok büyük Türk şairleri ve düşünürleri yetişmiştir. Bu sancılı dönemlerde düşünür ve sanatçılarımız, Türk insanının derdine derman olmuştur. Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre, Gülşehri, Ahmedi, Kadı Burhaneddin, Nasreddin Hoca bunların en önemlileridir.




 Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece dersturkce.com'a aittir. Sitemizde yer alan dosya ve içeriklerin telif hakları dosya ve içerik gönderenlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Telif hakkına sahip olan dosyaları lütfen iletişim bölümünden bize bildiriniz. Dosya 72 saat içerisinde siteden kaldırılır.Telif Hakkı Hakkında|Editör, ziyaretçi ya da üyelerimiz tarafından eklenen hiç bir içerikten dersturkce.com sorumlu değildir.İLETİŞİM:dersturkcem@gmail.com
casibomjojobetCasibom GirişJojobet Giriş YapcasibomCasibomMeritking Girişpusulabet girişholiganbetBets10holiganbet girişmarsbahis giriş
Sitemiz hiçbir şekilde kar amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.