ALEKSİ ZORBA (NİKOS KAZANCAKİS)
Rum yazar Kazancakis’in en önemli eseridir. 1946 yılında yazılan bu eser 1957 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilir fakat bir puan farkla ödül Albert Camus’un “Yabancı” adlı eserine verilir. Daha sonraki mülakatlarda, Camus, aslında ödülü Aleksi Zorba’nın hak ettiğini söyleyecektir. Eser 1970 yılında da sinemaya uyarlanır. Zorba karakterini meşhur aktör Anthony Quinn, yazarı yani Basil’i Alan Battes, Zorba’nın şehirdeki genç sevgilisini İrene Papas, Madam Hortense’yi Lila Kedrova canlandıracaktır.
Gerçek bir yaşam öyküsünden yola çıkarak kaleme alınmış eserin kahramanı gerçek hayatta da yazara birçok konuda iham olmuştur. Hatta onun hayata bakışını şekillendiren en önemli kişilerden birisi de Aleksi’dir.
Eser, bir gemide başlar. Yazarın en yakın arkadaşlarından birisi Kafkas Cephesi’nde savaşmak üzere yola çıkar. Yazara ise “Kağıt Faresi” diyerek onun tercihini sürekli eleştirir. Yazar ise Girit’te bir linyit madeni işletmek maksadıyla gemiyle yola çıkacaktır. Gemide Aleksi ile tanışır. Aleksi, yazardan kendisini de yanına almasını ister. Yazara, yemeklerini yapabileceğini ve ona her konuda yardım edebileceğini söyler. Yazar da bu teklifi kabul eder. Kavgacılığı ve zaman zaman sert tavırlarından dolayı ona “Zorba” lakabı verilmiştir. Hatta, Aleksi topraktan kaplar imal eden bir atölyede çalışırken kendisine engel oluyor diye sol elinin işaret parmağını kesmiştir. Bu hikayeyi, Aleksi’nin ağzından dinleyen yazar hayretler içerisinde kalır. Onun en önemli yeteneklerinden birisi de Santur çalmaktır. Bunu, bir Türk ustadan öğrenmiştir. Usta, onun azmini ve istekliliğini görmüş ve Aleksi’nin bedavaya santur öğretme isteğini geri çevirmemiştir. Gemi yolculuğundan sonra Girit’e ulaşılır. Kahvehanedeki kişilerin tavsiyesiyle Madam Hortense’nin kiracısı olurlar. Hortense hafifmeşrep bir kadındır. Yıllar önce adaya yerleşmiş bu Fransız kadın birçok maceralar yaşamış ve hâlâ eski günlerin özlemi içerisindedir. Aleksi, başından birkaç evlilik geçen ve aynı zamanda kadınlara fazlaca ilgisi olan birisidir. Madam ile de kısa zamanda yakınlaşırlar. Aleksi, hayatı hesapsızca yaşayan bir adamdır. Aynı zamanda dünyayı, dini, tanrı kavramını sürekli sorgulamaktadır. Zorba, hayatı boyunca birçok işte çalışmıştır. Buralardan edindiği tecrübeler çok fazladır. Aktif olarak savaşta da bulunan Zorba, yaşadığı birkaç olaydan dolayı savaşa da nefretle bakmaktadır. Ona göre, insan her şeyi dansla anlatabilir. Kendini kelimelerle ifade etmekte yetersiz olduğunu düşünmekte, kendini anlatma aracı olarak da dansı kullanmaktadır. O hayatın kısa olduğunun bilincindedir ve ona göre hiçbir hesap içersine girilmemeli, mümkün olduğunca hızlı yaşanmalıdır hayat. Zorba’nın söylediği her şeyden bir hayat dersi çıkaran yazar, arkadaşının varlığından oldukça memnundur. Zorba, neredeyse tüm işleri üzerine almıştır. İşçileri o yönlendirmekte, projeleri kendisi oluşturmakta ve uygulamaktadır. Hatta, yazarın sosyalist fikirlerin etkisiyle işçilere sevecen tavırlarını da eleştirmektedir. Ona göre, işçileri çalıştırmak için onlara taviz vermemek ve sert davranmak zaruridir. Zorba’nın linyit için uygulamak istediği projelerden birisi de hava ünitesiyle (bir nevi teleferik) kömürü taşıma projesidir. Zorba, birtakım ihtiyaçlar için şehre gider ve orada birkaç hafta kalır. Şehirde bir kızla tanışan Zorba, paranın büyük bölümünü onunla yer ve bu durumu da patronuna mektupla bildirir. Mektubu okuyan yazar içinden kızsa da Zorba’ya çok da öfkelenmez. Aleksi, paranın büyük bölümünü harcamış olmasına rağmen malzemelerle beraber kasabaya döner. Yapılması gereken en önemli işlerden birisi kiliseye ait olan ormanın bir bölümünü satın almaktır. Bunun için de yazarla beraber kiliseye giderler. Orada, kilisenin gerçek yüzünü görmelerini sağlayan birtakım olaylara da tanık olurlar. Aleksi, yazarı işe karıştırmadan birtakım oyunlarla çok ucuza arsayı kapatır. Kilisede tanıştığı meczup keşişlerden birine de rezilliklerin ortadan kalkması için kiliseyi yakma tavsiyesinde bulunur. Aleksi, bu işi haletlikten sonra projeyi daha da hızlandırma gayesiyle işe dört elle sarılır. Bu arada köyün genç dullarından birisini seven genç bir adam aşkına karşılık alamadığı için intihar eder. Kasaba halkı ise bu olay üzerine dula düşmanca yaklaşmaya başlar. Zorba ise bu duruma hiç tahammül edemez. Yazar ve Zorba kasabadaki haksızlıklara mümkün olduğu kadar müdahil olup engellemeye çalışsalar da işler onların istediği gibi gitmeyecektir.
DEVAMINI KİTAPTAN OKUYUNUZ
Özet: Mustafa SOLMAZ
www.dersturkce.com
2024