(Sizler ve 11, 12. sınıf seviyesi öğrenciler için tavsiye edeceğim bir başyapıt.)
FAHRENHEİT 451
Roman, adını kitap kağıtlarının yanıp tutuştuğu sıcaklık derecesi olan Fahrenheit 451’den almaktadır. Ütopya yani geleceğin mutlu ve huzurlu dünyasını anlatan edebi eserlerin zıttı olan distopya tarzında bir romandır. 1953’te Ray BRADBURY tarafından kaleme alınan bu eserde olay bir itfaiyeci olan Montag’ın etrafında gelişmektedir. Eserin anlatıldığı dönemin Amerika’sında itfaiyecilerin görevi yangın söndürmek değil kitap bulunan evleri tespit edip kitaplarla beraber o evleri yakmaktır. Öyle ki kitaplarından ayrılmak istemeyen bazı kişiler evlerini terk etmeyip kitaplarıyla ölüme gitmektedirler. Devlet, hiçbir şekilde kitap okunmasını tasvip etmemekte ve kitap bulunan evleri yakarak okuma eylemini mahkum etmektedir. Halk ise artık duvarlara yansıyan ekranlarla vakit geçirmekte, orada gördüğü dizilerle uyuşturulmakta ve adeta gerçek hayattan tecrit edilmektedir. Gençler ise tamamen kendilerini eğlenceye vermişler ve kötü alışkanlıkların pençesine düşmüşlerdir. Ülkede eski zamanların dev eserlerinin bir nüshası bile kalmayana dek bir yok etme azmi ve kararlılığı vardır. İtfaiyeciler de bu görevi büyük bir keyifle yerine getirmektedirler. İşte, bu itfaiyecilerden biri de Montag’tır. Montag için dönüm noktası ise komşularının kızı olan Clarisse McCellan’ı gördüğü an olacaktır. 16 yaşındaki bu kız, hem arkadaş hem de aile ortamında psikolojik sorunları olan bir birey muamelesi görmektedir. Halbuki o, yağmurda yürümekten hoşlanan; çevresinde gördüğü bitki ve hayvanlara merhametle yaklaşan duyarlı bir kızdır. En ufak şeylerden mutlu olmasını bilir. Dönemin insanları için mantıksız gelen birçok şeyin onun için anlamı büyüktür. Montag, kız ile birkaç kez sohbet etme imkanı bulur ve onun söylediklerinden, tavırlarından çok etkilenir. Montag, artık hayatını sorgulamakta ve yaşamın anlamını aramaktadır. Kitapları yakarak insanların bugününe ve geleceğine verdikleri zararın ne derece büyük olduğunun da ayırdına varmıştır. İşe gitmediği bir gün İtfaiye Yüzbaşısı Beatty onu ziyaret eder. Beatty ondaki değişimin fakındadır. Bu arada, Montag yaşadığı değişimden yaklaşık bir yıl kadar önce evine birkaç kitap getirmiş ve saklamıştır. Eşi Mildred, bunu öğrenince adeta çılgına döner. Çünkü evinde kitap bulundurmak kitaplarla beraber evlerin yakılma ve kitap bulunduran ev sahibinin gözaltına alınma sebebidir. Bir zamanlar aynı değişimi yaşamış ve kitapların hiçbir şeye çözüm olmadığı kanaatine vararak bu durumdan kurtulan Yüzbaşı Beatty anlattıklarıyla Montag’ın kafasını karıştırır. Montag ise o günlerde daha önce kitaplarını yaktığı Prof. Faber’le irtibata geçmiştir. Faber’e sakladığı İncil’i götürecektir. Evinde tek bir kitabı kalmayan Faber’e;” İncil’i verebilirim fakat bana yardım etmelisin.” der. Faber ise başını belaya sokmak niyetinde değildir. Montag’ın incil sayfalarını yırttığını görünce neredeyse krize girecek olan Faber, yardımcı olmayı kabul eder ve kitabı Montag’ın elinden kapar. Faber, Montag’a kendi icadı olan ve haberleşmeyi sağlayan bir cihaz verecektir. Deniz kabuğu şeklindeki bu cihaz kulağa yerleştirilmektedir. Montag, evinde misafir olan kadınlara ve eşine bir şiir okur. Faber, bunu yapmaması konusunda Montag’ı uyarmıştır. Montag’ın okuduğu şiirden etkilenen ve birçok kez evlilik yapmış olan kadın ağlayarak evi terk eder. Montag’ın bu hatası ileride başına büyük işler açacaktır. TAMAMINI KİTAPTAN OKUYUNUZ.
www.dersturkce.com
2024