GURBET
Beni koyup giden cefacı dilber!
Koyduğun yerlerde duramıyorum;
Beni de alsaydın nolur beraber?
Derdimi kimseye veremiyorum...
Çıksam şu dağların yücelerine,
Eş olsam gurbetin gecelerine,
İmrenir dururum nicelerine,
Bir ben mi murada eremiyorum.
Akşam olur, , kuşlar konar dallara,
Susamış yıldızlar iner göllere,
Güzeller dizilir ince yollara,
İçlerinde seni göremiyorum.
Bir akar su görsem melil olurum,
Ben bu dertten hasta olmam ölürüm.
Seni kaybettiğim yerde bulurum,
Durduğun ellere varamıyorum.
Bu gül yaprağımı dudak değil mi?
Ne diye kıvrılmış, yazık değil mi?
Sana giden yollar uzak değil mi?
Korkumdan bir türlü soramıyorum...
Bağrımda koç gibi dağlar yatışır,
Görünmez dallarda kuşlar ötüşür,
Bir yerim var benim, yanar tutuşur,
Bir yerim kanıyor saramıyorum...
Orhan Şaik Gökyay
Gurbet Elde
Gurbet elde bir hal geldi basima,
Aglama gözlerim Mevlâ kerimdir.
Derman arar iken derde düs oldum,
Aglama gözlerim Mevlâ kerimdir.
Hüma kusu suya düstü ölmedi,
Dünya Sultan Süleyman'a kalmadi.
Dedim yâre gidem nasip olmadi,
Aglama gözlerim Mevlâ kerimdir.
Kagida yazarlar ufak yazilar,
Anasiz olur mu körpe kuzular.
Yürek yaralidir, ciger sizilar,
Aglama gözlerim Mevlâ kerimdir.
Pir Sultan Abdal'im böyle buyurdu,
Ayrilik donlari biçti giydirdi.
Ben ayrilmaz idim felek ayirdi
Aglama gözlerim Mevlâ kerimdir.
Pir Sultan Abdal
Gurbet Geceleri
Bekçisiyim, bu serin
Bu siyah gecelerin
Gurbetten daha derin
Bir yara yok içimde!
Korku bilmez ölümden
Her gün yeniden ölen
Bir bade gibi neden
Biteyim bir içimde!
Ne aşkım, ne emelim
Soluk bir karanfilim
Ben gurbette değilim
Gurbet benim içimde!
Kemalettin Kamu
Gurbet Bayramları
Bu kaçıncı bayram vatandan uzak,
Saya saya usandım ben bıktım ben.
Umutlar karlı dağ hayaller kızak
Kaya kaya usandım ben bıktım ben.
Hayal meyal köyüm gelir gözüme,
Mübarek gün ateş düzer özüme,
Dertlerimi dert ortağı sazıma
Diye diye usandım ben bıktım ben.
Bayramlarda seni aziz vatanım,
Daha başka türlü arzular canım,
Heyhat...Hasret benim bayram mintanım
Giye giye usandım ben bıktım ben.
Çaresizlik kement, geçer boynuma,
Ayrılık balyozla vurur beynime,
Boyun büküp ellerimi koynuma
Koya koya usandım ben bıktım ben.
Gurbet beni toprağıyla taşıyla,
İyi tanır iyi her karışıyla,
Yollarını gözlerimin yaşıyla
Oya oya usandım ben bıktım ben.
Her bayram her bayram ‘Allah-u Ekber ’
Kulaklarım ezan sesini bekler,
Lakin çan sesinde acı gerçekler
Duya duya usandım ben bıktım ben.
İşte o gerçekler biner sırtına,
ARİF’in içinde kopar fırtına
Elin vatanında elin şartına
Uya uya usandım ben bıktım ben.
Ozan Arif
Gurbet
Gece gurbet gündüz gurbet yıl gurbet
Gurbet bana ben gurbete alıştım
Akşam ağıt sabah ağıt ne hikmet
Firkat bana ben firkata alıştım
Sazım bana yoldaş oldu geziyor
Şu hasta gönlüme derman yazıyor
Şad olduğum zaman yaram azıyor
Mihnet bana ben mihnete alıştım
Cefa bize düğün bayram dem gelir
Ya gülsem oynasam keder gam gelir
Derdim artar günden güne zam gelir
Dertler bana ben de derde alıştım
Ceza hapishane bize yayladır
Aşıklara zindan cennet'âlâdır
Güzellerin aşkı başa beladır
Hoyrat bana ben hoyrata alıştım
Kazaya belaya dayanır mertler
Sabredenler buldu türlü nimetler
Çileler azaplar acılar dertler
Demişler ki Ali İzzet'e alıştım
Ali İzzet Özkan
Guret
Dağda dolaşırken yakma kandili,
Fersiz gözlerimi dağlama gurbet!
Ne söylemez, akan suların dili,
Sessizlik içinde çağlama gurbet!
Titrek parmağınla tutup tığını.
Alnıma işleme kırışığını
Duvarda, emerek mum ışığını,
Bir veremli rengi bağlama gurbet
Gül büyütenlere mahsus hevesle,
Renk dertlerimi gözümde besle!
Yalnız, annem gibi, o ılık sesle,
İçimde dövünüp ağlama gurbet!..
Necip Fazıl Kısakürek
www.dersturkce.com
2024