KİTABIN ADI: HÜYÜKTEKİ NAR AĞACI
YAZARI: YAŞAR KEMAL
Memet; Anadolu’nun bakımsız, kaderine terk edilmiş köylerinden birinde yaşayan ve ağanın toprağını ekip, mahsülün yarısını alarak yani yarıcı olarak geçimini sağlamaya çalışan bir toprak emekçisidir. O yıl, köydeki tüm tarlalarda kıtlık olur. Memet de ekmek parası için, Çukurova’ya gitmeye karar verir. Memet, hanımını ikna eder ve evdeki keçilerden birini satar. Böylece, Çukurova’ya gitmek için gerekli yol parasını temin eder.
Memet’le beraber Hösük, Aşık Ali de Çukurova’ya gitmek için yola düşer. İlk başta, onları Çukurova’ya gitmemeleri konusunda uyaran Yusuf da onlara katılır. Yusuf, Çukurova’nın sivrisineğinden ve içtiği sulardan hastalanmış, ölümle burun buruna gelmiştir. Yusuf, ekmek parası uğruna hastalığını, çektiği sıkıntıları unutur ve o da Çukurova’ya gidecek arkadaşlarına katılır. Yolda, onlara bir kişi daha dahil olacaktır. Bu, Ağa Keklikoğlu’ndan sürekli dayak yiyen, ölesiye çalıştırılan çocuk yaştaki Memet’tir. Gördüğü eziyetler ve dayaklar canına tak etmiş o da, en azından bir öküz parası biriktirme hevesiyle ekibe katılmıştır. Ekibin büyük Memet’i, daha önce yanında çalıştığı ve iyi muamele gördüğü çiftlik ağalarından birisinin hanımına güvenmekte ve orada yine iş bulacağı hayalleri kurmaktadır. Fakat o çiftliğe gittiğinde büyük bir hayal kırıklığı yaşar; çünkü abla dediği, ağanın karısı Memet’in yüzüne bile bakmaz. Ağa, biçerdöverler ve traktörlerin tarımda kullanılmaya başlanmasıyla işçiye daha az ihtiyaç duyduğu için, birçok işçisini çiftlikten kovmuştur. Çukurova’nın garip yolcuları, bu makinelere sövgülerde bulunarak çiftlikten uzaklaşırlar. Fakat gittikleri her kapıdan boş dönerler. Çukurova’nın kuyularından, derelerindeki pis sulardan içerek susuzluklarını giderirler. Günlerce aç susuz kalırlar. Birkaç küçük işte çalışırlar; fakat kazandıkları para oldukça azdır. Birçok köyde, hiç kimse onların yüzüne bile bakmazken; birkaç iyi kalpli insan onlara ikramlarda bulunur ve dostça yaklaşır. Gittikleri bir köyde, yaşlı bir kadın onlara Toroslar’ın tepesindeki hüyükte bulunan nar ağacından bahseder. O nar ağacının dibinde uyurlar, ona el sürerler gölgesinde otururlarsa bolluğa, berekete ve mutluluğa kavuşacaklarını bu garip yolculara anlatır. Umut yolcuları için, şimdiki hedef hüyükteki nar ağacına ulaşmaktır. (DEVAMINI KİTAPTAN OKUYUNUZ.)
Hazırlayan: Mustafa SOLMAZ
www.dersturkce.com
2024