Unutulmaması için bir şeyi işaret etmek, dikkate almak.
Mim, Arap alfabesinin yirmi yedinci harfi olup “ebced” hesabında kırk sayısına tekabül eder. Aynı zamanda muharrem ayını bildiren bir işarettir
Günümüzde kullandığımız, birinin hoşuna gitmeyen bir davranışı sebebiyle birini, hakkında iyi düşünülmeyenler arasına koymak anlamına gelen “mimlemek” kelimesi buradan doğmuştur.
Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) sıralarında Osmanlı Devleti, Çanakkale, Suriye, Galiçya ve Kafkas cephelerinde savaşıyor, bu savaşlarda birçok asker kaybı oluyordu. Cepheden gelen bütün telgraflarda, “Aman, daha asker, daha asker gönderin.” istekleri doluydu. Onun için hükümet, İstanbul sokaklarına katipler gönderip askere alınabilecek erkekleri tespit ediyordu.
Katip Kaşif Efendi, sokağın başındaki ilk kapıyı çaldı. Çıkan kadına şu soruları sordu:
- Evde kaç erkek var?
- Bir tane gözüm.
- Yaşı kaç?
- 17…
- Güzel… Adı?
- Mehmet.
Hüsnü Efendi, bunları deftere uzun uzun yazdı. Diğer bir kapıya geçtiler. Orada da bir erkek çocuk vardı. Adı Mehmet. Diğer evlerde de erkek çocukların adları çoğu defa Mehmet çıkıyordu.
Kaşif Efendi, arkadaşı Hüsnü Efendi'nin sıkıntısını görmüş, ona bir kolaylık sağlamıştı. Her Mehmet ismi yerine (M) harfi karşılığı olan “mim” koymak daha kolay olacaktı. Bundan sondaki evlerde Mehmet adıyla karşılaştıklarında Kaşif Efendi bağırıyordu:
- Bir mim koy!...
Çağlar arasındaki ortak dil beynimizde ya im'dir, ya imge;
Ve ne yandan baksan mim mim'dir.
Her şeye mim koymalı bu alemde
Elif'in manası eliften önce
(Üstün Dökmen)
DİĞER DEYİMLER VE HİKAYELERİ İÇİN TIKLAYINIZ...
www.dersturkce.com
2025