Bir şey bir insana nasip ve kısmet olmuşsa, bu onun ayağına gelir.
İnsan nasibiyle doğar, derler. Hayatta talihi açık olan insanlar vardır. Bütün isteklerine ve arzularına kavuşup mutlu olurlar. Bazıları da o kadar nasipsiz ve talihsizdir ki dünyaya gökten altın yağsa, bir tanesi bu bahtsız insanların hisselerine düşmez. Sürekli sıkıntı çekerler.
Eskiden Semerkant, bilim ve sanat merkezi olan bir Türk şehri idi. Semercilik sanatında çok ileri gitmişti. Bir kervancı, bir gün şehrin ünlü semer ustalarından birinin dükkanına gider. Semerci ustası namaza gitmiştir. Çırak dükkanda yalnızdır. Kervancı uzak yola gideceğini, develerinden birinin semersiz olduğunu çırağa söyler. Hemen acele bir semer ister. Çırak, hazır semer olmadığını, sipariş üzre semer yaptıklarını beyan eder. Kervancı işi acele olduğu için, telaşla sağa sola bakınır. Bu arada dükkanın tavanında asılı eski bir semeri görür. Eski de olsa yenisinin fiyatına alacağını söyler. Çırak eski semeri kervancıya satar. Ustası namazdan geldikten sonra bu alışverişi öğrenir, fakat usta bundan memnun olmaz. Meğer, adamcağız bunca yıldır kazandığı paralarını bu satılan eski semerin içinde saklarmış. Çırak bu duruma çok üzülür. Semeri arayıp bulmak için yollara düşer. Ustasının,
“Oğul, gel gitme beyhude, Semerkant'a, Buhara'ya
Bulur elbet seni bir gün, nasip araya araya”(*)
demesine bakmaz, semerin arkasından birkaç ay dolaşır, sonunda bulamadan geri döner.
Usta, çırağının geri döndüğüne sevinir, onu teselli ederek der ki:
“Nasip ise gelir Hint'ten Yemen'den
Nasip değil ise, ne gelir elden” (**)
Altı ay sonra kervancı, eski semerle birlikte dükkana çıkagelir. Çırak adamı tanır ve ustasına da durumu anlatır. Kervancı:
- Oğlum, bu semeri senden satın aldım ama aklıma takıldı. “Ustasının haberi olmadan bu çocuk, bu semeri bana sattı. Ya ustası gelip darılırsa?” diye üzüldüm. Alın eski semeri, bana yenisini yapın, der. Böylelikle semerci ustası, yıllardır biriktirdiklerine kavuşmuş olur.
DİĞER DEYİMLER VE HİKAYELERİ İÇİN TIKLAYINIZ...
www.dersturkce.com
2024