TASAVVUF EDEBİYATI SANATÇILARI
Ahmet YESEVİ (?-1166)
* 12. yüzyılda yaşadı. Kendi adıyla bilinen ilk Türk tarikatını kurdu.
* Tasavvuf anlayışını yaymak için halk diliyle ve hece ölçüsüyle hikmetler yazdı.
* Doğu lehçesiyle yazdığı Türkçe manzumelerini Divan-ı Hikmet adlı eserinde topladı.
Hacı BEKTAŞ VELİ (1281-1338)
* Horasan'dan Anadolu'ya göçen mutasavvıflardandır. Hayatı efsaneleştiği için hakkındaki bilgilerin çoğu kesinlikten uzaktır.
* Bektaşi geleneklerini anlatan Makalat isimli Arapça eseri ve Türkçe şathiyesi vardır.
* Bugün ortalıkta dolaşan şiirler sonradan ona mal edilmiştir.
* Yeniçeriliğin ve Bektaşiliğin piridir. Yunus Emre'nin manevi hocası olduğu rivayet edilir.
Yunus EMRE (1240-1320)
* Türk edebiyatının en ünlü sufî şairidir.
* Anadolu'da yarı göçebe bir Türkmen boyu içinde yaşadığı, sıradan bir medrese öğrenimi gördüğü, Melâmetî-Kalenderî şeyhi Baba Tapduk (Emre)'un etkisiyle medrese kültüründen sıyrılıp ilahi aşk yoluna girdiği, fazla bilinmeyen hayatı hakkında verilebilecek ayrıntılardandır.
* İslam tasavvufunu Türk geleneksel kültür zevki ve yapısına göre yeniden yorumlamış; vahdet-i vücut gibi karmaşık bir metafizik sistemi kolay anlaşılır bir tasavvuf söylemiyle Türk halkına sunmuştur.
* Şiirlerinde hoşgörü ve sevgiyle yoğrulmuş bir dinsel temel üzerinde Allah aşkı, insan sevgisi, varlık, yokluk, yaşam ve ölüm gibi temaları işlemiştir.
* Özentisiz, içten, lirik anlatımıyla; yalın ve temiz Türkçesiyle halkın sevgisini kazanmış, kendisinden sonra gelen şairler üzerinde büyük bir etkisi olmuştur,
* Mesnevi biçiminde ve aruzla yazdığı Risaletü'n-Nushiyye didaktik bir eserdir. Genellikle heceyle yazdığı ilahi ve nefeslerini Divan'ında toplamıştır.
HACI BAYRAM VELİ (1352-1459)
* Ankara'nın Solfasol köyünde doğdu. Müderrislik (medrese hocalığı) yaparken Kayseri'de Somuncu Baha'nın yanında kendini tasavvufa verdi. Ankara'ya dönerek Bayramiye tarikatını kurdu. Türbesi Hacı Bayram Cami'nin yanındadır.
* Halkın sevip saydığı, evliya olarak kabul ettiği bir kişi olmuş; çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir. Damadı Eşrefoğlu Rumi ve Fatih Sultan Mehmet Han'ın hocası öğrencileri arasında en meşhurlarındandır.
* Eserlerini yazarak Türkçe kullanımını özendirmiştir.
* Yunus Emre etkisinde ve halk diliyle söylediği ilahilerinden birkaçı günümüze gelmiştir.
EŞREFOĞLU RUMİ (1377 -1484)
* Hacı Bayram Veli'nin öğrencisi ve damadıdır.
* Yunus Emre tarzını sürdürdüğü şiirlerini topladığı bir divanı vardır. Ayrıca nesir biçimindeki "Müzekki'n Nüfus" adlı eseri tasavvuf klasiklerinden sayılır.
KAYGUSUZ ABDAL (1341 -1444)
* Alanya Beyi'nin oğluyken maddi dünyanın tüm zenginliğine yüz çevirerek dervişliği yeğlemiştir.
* Yunus Emre izinden yürüyen Alevi-Bektaşi Halk şiirinin kurucusudur. Hemen bütün Bektaşi tekkelerinde bulunan ve Kaygusuz'a ait olduğu kabul edilen bir resimde, bir yılan, bir akrep ve bir arslan, ayakları dibine yatarak ona boyun eğmiş görünürmüş.
* Heceyle yazdığı şathiyeleriyle tanınmıştır.
* Aruzla yazdığı şiirlerinde tasavvuf öğretisini anlatır.
* Şiirlerinde ince bir alay görülür. Yobazlıkla ham sofuluğu nükteli bir anlatımla taşlar. Tekerlemelerle beslenen temiz bir dili ve kıvrak, tatlı, özgün bir deyisi vardır. Şiirlerindeki zengin çağrışımlar ve hayal dünyası, okuru nerdeyse gerçeküstücü ve modern bir şiir dünyasına götürür.
* Divan'ından başka Budalaname, Vücutname, düzyazı türünde; Sarayname, Dilgüşa gibi şiir ve düzyazı karışık eserleri de vardır.
PİR SULTAN ABDAL (? -1590)
* 16. yüzyıl Alevi - Bektaşi Halk edebiyatının en güçlü ismidir.
* Sivas'ın Yıldız ilçesinin Banaz köyündendir. Asıl adı Haydar'dır.
* Bir ayaklanmaya öncülük ettiği için yetmiş üç isyancıyla birlikte yakalandığı ve Sivas Valisi Deli Hızır Paşa tarafından astırıldığı bilinmektedir. İdam edilmesiyle ilgili söylentiler, onun bir halk kahramanı olarak efsaneleştiğini göstermektedir.
* İyi bir öğrenim görmemiş olmasına rağmen Halk şiiri tekniğini kullanmakta gayet ustadır. Örneğin, hece kalıplarını durak yerlerinde hiç hata yapmadan başarıyla kullanmıştır.
* Halk şiiri geleneğine sadık kalmış, Divan şiirinden hiç etkilenmemiştir.
* Koşma, semai ve türkü biçiminde söylediği nefesleriyle ünlüdür.
* Şiirlerini saz eşliğinde söylemiş, sadece tasavvuf düşüncesini değil, maddi aşk ve acıları, doğa güzelliklerini, köy yaşamını da dile getirmiştir. Toplumsal sorunları yansıttığı şiirleri genellikle siyaset ve eleştiri yüklüdür.
* Sade, pürüzsüz bir dili, coşkun bir lirizmi vardır.
AZİZ MAHMUT HÜDAYİ (1541 -1628)
* Tekke edebiyatının 17. yüzyıldaki temsilcilerindendir.
* Anadolu ve Rumeli'deki görevlerinden sonra geldiği İstanbul'da padişahlara şeyh, halka mürşit olmuş; eserleri, sohbetleri, şiirleri, vaaz ve nasihatleri ile padişahın ve halkın gözünde önemli bir yer kazanmıştır. Devrini idrak ettiği sekiz padişahtan bilhassa Sultan III. Murat ve I. Ahmet'in saygısını kazanmıştır.
* Yalın bir üslupla hikemî içerikte ve ilahi türünde tekke şiirleri yazmıştır.
* Şiirlerinde hem heceyi hem aruzu kullanmıştır.
* Arapça ve Türkçe otuz kadar eseri vardır. Divan'ı ile III. Murat'a ve diğer padişahlarla bazı devlet adamlarına yazdığı mektuplardan oluşan Mektubat'ı Türkçe eserleri arasında en tanınmış olanlarıdır.
NİYAZİ-İ MISRÎ (1618 -1694)
* 17.yüzyıl tekke edebiyatı şairlerindendir.
* Malatya'da doğmuş, Mısır'da öğrenim görmüş, Bursa'da bütün imparatorluğa yayılan bir şöhrete ulaşmıştır. Uğradığı iftiralar yüzünden önce Rodos'a, sonra Limni adasına sürülmüştür.
* Aruzla yazdığı şiirlerde Nesimi ve Fuzuli'nin; heceyle yazdıklarında ise Yunus Emre'nin etkisindedir.
Genel Yazar/ Şair Biyografi Kategorisine Dönmek İçin Tıklayınız…
Tasavvuf Edebiyatı Sanatçıları Sayfasına Dönmek İçin Tıklayınız…
www.dersturkce.com
2024