Hep tepeden konuşuyorsun; ama hiçbir şey bilmiyor, mantıksız, temelsiz laflar ediyorsun. Bundan dolayı sana değer vermiyorum.
Sonradan görme birtakım insanlar, kendilerini fasulye gibi nimetten zannederler. Gerekli gereksiz -sırf konuşmuş olmak için- yüksekten atar, akla mantığa uymayan cahilce laflar ederek gülünç duruma düşerler. Bu duruma düşmeleri umurlarında bile değildir. Kendilerine değer verildiğini zannedip aşağılandıklarının farkına bile varmazlar.
Yolda giderken iki köylü, arkadaş olur. Biri az çok görgülü ve güngörmüş, diğeri ise acemi çaylağın biriymiş. Yolda giderken deniz görünmüş. Toy olanı denizi masmavi görünce, “Bu suları boyamak için kim bilir ne kadar boya katmışlardır?” demiş. Arkadaşı, “Deniz hiç boyanır mı? Bu renk, göğün mavi rengidir.” dese de toy olan inat etmiş. İş, kavgaya ve ağız dalaşına kadar gitmiş sonunda anlaşıp tekrar yola revan olmuşlar.
Daha sonra acemi köylü, yüzünü yıkamak için kıyısından yürüdükleri denizden bir avuç su almış, suyun tuzlu olduğunu anlamış. Bu sefer de, “Bu suyu tuzlamak için ne kadar tuz kullandılar?”demiş. Öfkelenen arkadaşı, “Denize düşenler kokmasın diye tuzlamışlar. Seni de tuzlayayım da kokma.” diyerek arkadaşını denize atmış.
DİĞER DEYİMLER VE HİKAYELERİ İÇİN TIKLAYINIZ...
www.dersturkce.com
2025