Hak, daima kuvvetli olanındır. Halk tabakasından olan insanlar daima sövülmeye, dövülmeye ve aşağılanmaya müstahaktır anlamında kullanılan bir deyim.
Dürüst, şerefli, hak hukuk gözeten fakat zayıf, fakir ve kimsesiz insanlar her zaman zengin, arkalı, kuvvetli ve nüfuzlu insanlar tarafından ezilmiştir. Hani derler ya, “Zenginin delisi ile fakirin velisi belli olmaz.”
Zenginliğine ve nüfuzuna güvenen insanlar her yerde fakiri, köylüyü ve zayıfı ezmişler, onlara zulmetmişlerdir. Zavallı insanları üç kuruşa çalıştırmışlardır, emeklerinin karşılığını vermeyerek onlara köle muamelesi yapmışlardır.
Eskiden zenginler çuha şalvar, fakir köylüler de aba giyerlerdi.
Şehirli, küstah ve ahlaksız bir zengin, zavallı bir köylünün karısına göz koymuş. İşin içine namus meselesi de girince olay dallanıp budaklanmış. Ağa ile köylü arasında tekme tokat, gırtlak gırtlağa bir boğuşma başlamış. Halk da kavga edenlerin etrafına toplanmış. Dükkân sahiplerinden biri kavgayı yatıştırmak için çıraklarını gönderirken arkalarından da bağırmış:
- Ulan seyre bakmayın, vurun, ayırın!
Genç çıraklar uzaktan ustalarına seslenmişler:
- Usta hangisine vuralım.
Dükkân sahibi şaşırmış, başına dert açmamak için, aklını başına toplamış, çıraklarına:
- Ulan bu da sorulur mu, abalıya vurun, abalıya vurun, demiş.
Zavallı köylü neye uğradığını bilememiş. Uğradığı haksızlığa mı, dayağa mı, alnına sürülen kara lekeye mi yansın!
DİĞER DEYİMLER VE HİKAYELERİ İÇİN TIKLAYINIZ...
www.dersturkce.com
2025