SAHUR
Oruç tutacak kisilerin imsak vaktinden önce gece yedikleri yemege sahur denir. Sahur oruca dayanma gücü verdiginden, sahura kalkmak müstehaptir. Hz. Peygamber, "Sahur yiyiniz; çünkü sahurda bereket vardir." buyurmustur (Buhârî, Savm, 20; Müslim, Siyam, 9). Iftarda acele etmek, sahuru geciktirmek sünnettir. Ayrica sahur vakti, dualarin makbul oldugu vakitlerden biridi
İMSAK
Sözlükte "kendini tutmak, engellemek, el çekme, geri durma" anlamlarına gelen imsâk, dinî bir kavram olarak, imsak vaktinden, iftar vaktine kadar yemeden, içmeden, cinsî münasebetten ve diğer orucu bozan şeylerden uzak durmak, el çekmek demektir. İmsakın zıttı iftardır.
İslâm'ın temel esaslarından biri olan orucun, tek rüknü imsâktır. Kur'ân-ı Kerim'de, "Artık (Ramazan gecelerinde) onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için takdir ettiklerini isteyin. Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın." buyurulmaktadır (Bakara, 2/187). İmsak vakti, başka bir deyişle oruç yasaklarının başlama vakti, fecr-i sâdık, yani tan yerinin ağarmasıdır. Bununla yatsı namazının vakti çıkmış, sabah namazının vakti girmiş olur. Bu vakit aynı zamanda sahurun sona erip, orucun başladığı vakittir. İftar vakti ise, oruç yasaklarının sona erdiği, güneşin batma vaktidir. Bu vakitle birlikte akşam namazının vakti girmiş olur. Gündüz ve gecenin tam olarak teşekkül etmediği yerlerde, imsak ve iftar vakitleri, buralara en yakın normal bölgelere göre belirlenir.
İFTAR
Dinî bir kavram olarak iftar, orucu açmak, oruçluya orucunu açtırmak, başlanmış orucu bozmak veya hiç oruç tutmamak anlamlarına gelmektedir. Genel olarak iftar oruca aykırı davranışta bulunma manasına gelmekle birlikte, yaygın olarak, oruçlu kimsenin vakti gelince usulüne uygun biçimde orucunu açması için kullanılmaktadır.
İslâm'ın beş esasından birisi olan oruç; imsak vaktinden iftar vaktine kadar yemek, içmek ve karı-koca ilişkilerinden uzak durmaktır. İftar vakti ise, "Sonra akşama kadar orucu tamamlayın." âyetinde de (Bakara, 2/187) belirtildiği gibi akşamdır. Herhangi meşru bir mazeret bulunmaksızın, iftar vaktinden önce orucun bozulması helâl değildir; bozan kişi günah işlemiş olur. Ancak hastalık, düşkünlük, ihtiyarlık, zorlama, yolculuk gibi durumlarda orucun bozulmasına izin verilmiştir.
Hz. Peygamber, iftar vakti girdikten sonra, oruçlunun iftarda acele etmesini ve oruçlarını hurma veya tatlı bir şeyle, ya da su ile açmalarını tavsiye etmiştir (Buhârî, Savm, 45; Müslim, Sıyam, 48; Ebû Dâvûd, Savm, 21). Oruç açılırken dua etmek sünnettir. Hz. Peygamber, iftar esnasında yapılan duaların kabul edileceğini müjdelemiş ve kendisi de, "Allâh'ım! Senin rızân için oruç tuttuk, Senin verdiğin rızıkla orucumuzu açtık, bizden kabul buyur; çünkü Sen her şeyi işiten ve bilensin" şeklinde dua etmişlerdir (İbn Mâce, Sıyâm, 48; Dârekutnî, II/185).
İftar konusunda Hz. Peygamber'in sünnetinden hareketle, İslâm toplumlarının kültürel birikim ve farklılıklarından kaynaklanan çeşitli âdet ve gelenekler oluşmuştur. Rasûlullah'ın "oruçluya iftar ettiren kimse, onun alacağı kadar sevap kazanır; oruçlunun sevabında da bir eksilme olmaz" hadisinden (İbn Mâce, Sıyâm, 45) hareketle, halkımız arasında iftar konusunda çok güzel gelenekler gelişmiştir
www.dersturkce.com
2024