Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar,
Kapanırdı daha gün batmadan kapılar.
O afyon ruhu gibi baygın mahalleden
Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın,sen;
Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen
Gözlerin,dişlerin ve ak pak gerdanınla
Ne şirin komşumuzdun sen Fahriye Abla
Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi,
Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi;
Güneşin batmasına yakın saatlerde
Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede;
Yaz kış yeşil bir saksı pencerede,
Bahçede akasyalar açardı baharla
Ne şirin komşumuzdun sen Fahriye Abla!
Önce upuzun sonra kesik saçın vardı;
Tenin buğdaysı,boyun bir başak kadardı;
İçini gıdıklıyordu bütün erkeklerin
Altın bileziklerle dolu bileklerin,
Açılırdı rüzgârda kısa eteklerin;
Açık saçık şarkılar söylerdin en fazla,
Ne çapkın komşumuzdun sen Fahriye Abla!
Gönül verdin derlerdi o delikanlıya.
En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya.
Bilmem,şimdi hâlâ bu ilk kocanda mısın?
Hâlâ dağları karlı Erzincan’da mısın?
Bırak,geçmiş günleri gönlüm hatırlasın;
Hatırada kalan şey değişmez zamanla...
Ne vefalı komşumuzdun sen Fahriye Abla!
Ahmet Muhip DIRANAS
www.dersturkce.com
2024