NEDİM ( 18. YÜZYIL)
Gazelleri, kasideleri ve şarkılarıyla tanınan Nedim. İstanbul’da yaşamış, medrese eğitimi gör¬müş. Arap ve Fars dili ve edebiyatını öğrenmiş, yıllar¬ca müderreslik yapmıştır. Patrona Halil ayaklanması sırasında sarayın damından düşerek ölmüştür. Lale devri sanatçısı olan Nedim, şiirlerinde bu dönemin zevk ve eğlence yaşamını. İstanbul’un güzelliklerini anlatmıştır, Şiirlerinde din dışı konuları işlemiş, mesnevi türüne de ilgisiz kalmıştır. Halk şiirindeki türkü ve güzellemeleri andıran şarkı türünü Divan edebiyatına o kazandırmıştır. Hece ölçüsüyle yazılmış bir türküsü de bulunmakta¬dır.
Nedim dili sadeieştirmiş. yerlileştırılmış; halk de¬yimlerini kullanmıştır. Anlatıma senli benli bir hava vermiştir. Gazelde daha da başarılı olan Nedim, şiirlerine günlük yaşamını sokmuştur. Divan’ı vardır.
Günümüzde Osmanlı Divan Edebiyatının en önemli şairlerinden biri olarak görülse de, bu algı ancak yakın zamanda oluşmuş ve sağlığında iken Nedim o kadar büyük takdir görmemiştir. Örneğin Muhammet (???? ??????) (şairlerin reisi) ünvanı III. Ahmet tarafından ona değil, şimdilerde daha az bilinen Osmanzâde Tâib'e verilmişti. Yaşadığı dönemde kendisinden daha meşhur olan başka şairler de vardı. Bu tanınmamışlık ile eserlerinde kullandığı ve kendi zamanında oldukça alışılmadık olan üslubu arasında bir bağlantısı olabilir.
Gerek kaside'lerinde, gerekse tebrik ve kutlama amaçlı yazdığı şiirlerinde çağdaşı Divan şiirlerinde gözüken kalıp, imge ve kelime haznesini tekrarlayan Nedim, şarkı ve gazellerinde ise hem dil, hem de içerik bakımından yenilikçi bir yola girmiş görünüyor.
Nedîm'in içerikçe en bariz yeniliği İstanbul kentini şiirlerinde açılışta (matla) kullanmasıdır. Bu mesela İstanbul'u vasıf zımnında İbrâhîm Paşa'a kasîdesinin matla beytinde görülür:
Bu şehr-i Sıtanbûl ki bî-misl-ü behâdır
Bir sengine yekpâre Acem mülkü fedâdır[1]
Bu İstanbul şehri ki misli benzeri yoktur
Bir taşına bütün Acem mülkü fedadır
Üstelik, önceki şairler soyut ifadeleri çokça yüceltmesine rağmen, Nedîm şarkılarında somut ifadeler kullanmaktan, ve hatta döneminin mekân, moda ve kıyafetlerine temas etmekten geri kalmaz:
Sürmeli gözlü güzel yüzlü gazâlân anda
Zer kemerli beli hancerli cüvânân anda
Bâ-husûs aradığım serv-i hırâmân anda
Nice akmaya gönül su gibi Sa'd-âbâd'a[2]
Sürmeli gözlü güzel yüzlü gazeller onda
Altın kemerli beli hançerli civanlar onda
Hassaten aradığım salınıp giden selvi boylular onda
Niçin akmaya gönül su gibi Sa'd-âbâd'a (Kâğıthane)
Şiirlerinde genellikle zevk ve aşkı işleyen şair, devlet büyüklerine kasideler sundu. Aşk ve şarap kavramlarının sık sık geçtiği gazeller yazdı. Çağının bütün yaşantısı, bayramlar, helva sohbetleri, şehzadelerin doğuşu, düğünler, güzel yapılar onu etkiliyor, bu olaylar hiç değilse bir "tarih düşürmesine" vesile oluyordu.
Eserleri Nedim Divanı adı altında toplanmıştır. Mahallileşme akımı'nın öncüsüdür. Divan edebiyatındaki soyut sevgili ve mekânlar, Nedim'in şiirlerinde somuta dönüşür. Yani sevgilisi beşeri aşkı anlatır ve de gerçektir. Zevk, eğlence, içki şiirlerinin temelini oluşturmuştur. Soğuk ve yapmacı anlatımdan kaçınmış, anlatmak istediklerini içten bir şekilde şiirlerine dökmüştür. Bunları da daha çok gazelleriyle anlatmıştır.
Büyük şair, divan şiirinin katı kurallarına herkes gibi uysa da, bazı yenilikler yapmaktan geri durmamıştır. Bazı eserlerinde aruz yerine hece ölçüsü kullanmıştır.
Divan Edebiyatı Yazar ve Şairleri Kategorisine Dönmek İçin Tıklayınız…
Genel Yazar/ Şair Biyografi Kategorisine Dönmek İçin Tıklayınız…
www.dersturkce.com
2024