HAZIRLIK ÇALIŞMALARI
1. “Elinize sağlık, affedersiniz, kusura bakmayın” ifadeleri aşağıdakilerden hangisiyle ilgilidir?
İşaretlediğiniz kuralların günlük hayatınızdaki yeri ve önemini açıklayınız.
Temizlik kuralları Görgü kuralları ve nezaket
2. Daha önce Karagöz oyunu izlediniz mi? Karagöz oyunu hakkında neler biliyorsunuz?
Öğretmeniniz metni okurken vurgu ve tonlamalarına dikkat ediniz.
KARAGÖZ İLE HACİVAT – İncelik
Hacivat: (Şiir söyleyerek gelir.)
Açarız her akşam biz bu perdeyi,
Neşeyle izleyin siz bu perdeyi.
Sizin alkışınız can verir bize,
Açık tutarız kış yaz bu perdeyi.
Hem çalarız hem söyleriz şarkıyı,
İnletti cümbüşle saz bu perdeyi.
İzlemeye gelen hep mutlu olur,
Açtı kim bilir kaç kez bu perdeyi.
Hacivat: (Devam eder.) Yar bana bir eğlence...
Aman bana bir eğlence...
Karagöz: (Sahnenin köşesinden) Hacivat ne bağırıyorsun?
Hacivat: Vay benim iki gözüm, candan dostum, şekerden
tatlım! Gel aşağıya da biraz konuşalım.
Karagöz: (Hacivat’ın yanına gelir.) Sabah sabah beni
uykudan uyandırdın? Ne konuşacaksın?
Hacivat: Karagöz’üm insan önce bir selam verir, sende
hiç incelik yok!..
Karagöz: Üzerimde gecelik var ya!..
Hacivat: Ne geceliği Karagöz’üm, incelik incelik...
Karagöz: O nasıl şey?
Hacivat: İnsanlar karşılaşınca birbirine selam verir.
Karagöz: Biz karşılaşmadık ki, sen beni uyandırdın.
Hacivat: Neyse efendim, günaydın!
Karagöz: Sabah sabah seni görenin günü nasıl aydın olur?
Hacivat: Efendim, öyle demezler.
Karagöz: Ne derler?..
Hacivat: Hoş geldiniz, safa geldiniz, keyifler nasıl? derler.
Karagöz: Peki öyle olsun. Nereden geliyorsun böyle?
Hacivat: Efendim, başıma bir şapka almak için çarşıya gitmişti. Dönerken yorgunluk
çıkarmak üzere Karagöz’üme uğrayayım dedim.
Karagöz: Ne yapayım şapka aldınsa? Paran varmış da almışsın. Olmayanlar ne yapsın?
Hacivat: Canım Karagöz’üm, öyle mi derler?
Karagöz: Ya nasıl derler?
Hacivat: Güle güle kullan, başında paralansın, demek yok mu!?
Karagöz: Güle güle kullan, başında paralansın!
Hacivat: Hah aferin! İşte böyle demeli ya! Derken efendim, evde odun bitmiş, biraz al,
dediler. Hazır elimde para varken doğru oduncuya gitti Beş on çeki odun aldım. Oradan kömürcüye gitti Beş on çuval da kömür aldım. Odunları odunluğa,
kömürleri de kömürlüğe yerleştirdim.
Karagöz: Güle güle kullan, başında paralansın!
Hacivat: Aman Karagöz’üm, ben odun, kömür aldım.
Karagöz: İyi ya, güle güle kullan, başında paralansın!
Hacivat: Karagöz’üm öyle demezler...
Karagöz: Ne bileyim ben, sen öyle öğretmedin mi?
Hacivat: O şapkaya göreydi.
Karagöz: Oduna, kömüre ne derler?
Hacivat: Güle güle yak, otur da külüne bak derler.
Karagöz: Anladık, güle güle yak, otur da külüne bak!
Hacivat: Eksik olma Karagöz’üm! Derken efendim, geçen günkü doluda evin kiremitleri kırılmış,
yağan yağmur evin içine akıyor. Kimi yerlerin de onarılması gerekiyor. Bir usta çağırdım.
Evi bir güzel onardı. Görme Karagöz’üm, sanki yeni bir ev oldu.
Karagöz: Güle güle yak, otur da külüne bak!
Hacivat: Ben evi yeni yaptırdım, öyle
denmez.
Karagöz: Ya nasıl derler?
Hacivat: Oh, oh! Çok sevindim! Güle
güle oturunuz, içinden hiç
çıkmayınız, derler.
Karagöz: Olur, oh, oh! Çok sevindim!
Güle güle oturunuz, içinden
hiç çıkmayınız!
Hacivat: Eksik olma Karagöz’üm!
Sonra efendim, alışveriş
yapmak için sokağa çıktı.
Bir de baktı ki köşe başın-
da iki kişi kavga ediyorlar.
Ayırayım diye aralarına
girdim. O sırada polisler
gelmez mi? Beni de kavgacılardan sanıp karakola
götürdüler. Oradan da
doğru hapishaneye...
Karagöz: Oh oh! Çok sevindim!
Güle güle oturunuz,
içinden hiç çıkmayınız!
Hacivat: Aman kardeş, sen ne diyorsun? Beni hapse attır.
Karagöz: İyi ya, oh, oh! Çok sevindim! Güle güle...
Hacivat: Onu öyle demezler.
Karagöz: Ya nasıl derler? Ne bileyim ben, sen öğretti
Hacivat: Onu ev için öğretmişti. Bu durumda, yakında biri yardım eder de çıkarır, siz merak etmeyin, inşallah ötekini de çıkarırlar, denir.
Karagöz: Yakında biri yardım eder de çıkarır, siz merak etmeyin, inşallah ötekini de çıkarırlar.
Hacivat: Neyse Karagöz’üm, sonunda benim suçum olmadığı anlaşıldı, bıraktılar. Ben o sevinçle eve
gelirken fırından bir pide alayım dedim. Fırının önüne gitti Bana şuradan iki tane pide
verin, demeye kalmadı, fırıncının biri pide çıkarıyormuş, küreği çekince, kaza ile küreğin
sapı gözüme geldi. Az kaldı gözümü çıkarıyordu.
Karagöz: Yakında biri yardım eder de çıkarır, siz merak etmeyin, inşallah ötekini de çıkarırlar!
Hacivat: Karagöz’üm, gözüm çıkacaktı diyorum.
Karagöz: İyi ya, yakında biri yardım eder de çıkarır siz merak etmeyin, İnşallah ötekini de çıkarırlar!
Hacivat: Canım öyle demezler.
Karagöz: Ya nasıl derler?
Hacivat: Dikkatsiz fırıncıya çıkışırlar; (...) görmü-
yor musunuz, utanmazlar, önünüze
arkanıza baksanıza, derler.
Karagöz: (...) Görmüyor musunuz, utanmazlar,
önünüze arkanıza baksanıza!
Hacivat: Derken efendim, pideleri aldım, eve
geldim. Çoluk çocuk tüm aile sevinçle
bana sarıldılar. Öpmeye başladılar.
Karagöz: (...) Görmüyor musunuz, utanmazlar,
önünüze arkanıza baksanıza!
Hacivat: Aman Karagöz’üm, bunlar benim
çocuklarım.
Karagöz: Seni gidi utanmaz. (Hacivat gider.)
Seni gidi palavracı!.. Yok şapka almış,
yok odun almış, yok evini yaptırmış,
bana ne bunlardan!.. Ben gider
kahvaltımı yaparım. Kendi işime
bakarım. (Gider.)
Suat BATUR
(Kısaltmıştır.)
www.dersturkce.com
2024