6.SINIF TÜRKÇE KİTABI METİNLERİ
AKDENİZ'LE RÖPORTAJ
Akdeniz'e sordum:
- Bana kendini tanıtır mısın?
- Memnuniyetle efendim, dedi. Başladı tanıtmaya.
Adım, soyadım Akdeniz. Üç kardeşim daha var: Ege, Marmara, Karadeniz. En sevdiğim renk mavi. Bir de tatlı suları severim. Rüzgâr arkadaşım olur. Onunla bazen fırtınacılık oynarız. Yelkenlileri, gemileri yüzdürürüz. Hobim, ay ile gel-git oynamak. O, gel deyince ben gelirim; o, git deyince ben giderim. Hani siz, deve cüce oynarsınız ya; aynen öyle. Fobim, tsunami. Tarih şahittir ki hiçbir tsunamiye adım karışmadı.
- Peki, sen hep yerinde mi durursun?
- Aşk olsun, dedi. Akdeniz hiç yerinde durur mu? Durmaz tabii ki. Hem yerinde duran sular kokuşur. Azıcık dikkat etsen sen de görürsün. Ben, sessiz sedasız Ege'ye, Marmara'ya, oradan da Karadeniz'e kadar giderim. Elim boş gitmem. Giderken tonlarca zurna balığı götürürüm. Onlar da bana hamsi tava yaparlar. Eksik olmasın, hamsileri bol olsun. Bir ayağım Atlas Okyanusu'ndadır, diğeri Hint Okyanusu'na uzanır. İki adım sonra Büyük Okyanus'a ulaşırım.
- Senin suların neden tuzludur?
- Ah yavrum ah, dedi. Belli ki duygulandı. Mavi gözlerinden sisli dumanlar yükseldi. Bir süre sessizce bekledi. Biraz sonra toparlanıp sözlerine devam etti:
- Benim suyum tuzlu olmasın da kimin suyu tuzlu olsun. Bir kere sıcak bir bölgedeyim. Sıcakkanlı oluşum da bu yüzdendir. Güneş tam tepemde durur. Yaz boyunca ter atarım. Tatlı sularla da yeterince besleniyorum. Tuz rejimi yaptığım hâlde fazla tuzlarımdan kurtulamadım. Atlas Okyanusu üzerinden batıya açılma imkânım vardır. Fakat onunla da yıldızımız barışmıyor. Aramıza bir engel konulmuştur. Onun suları tatlıdır. Benim sularım ise tuzludur. Bu yüzden birbirimize karışmayız. Onun balıkları bana gelmez, benimkiler de ona gitmez. İnan ki bir balığına "kışt" bile demedim.
- Senin çok cömert olduğun söyleniyor, doğru mu?
- Eh tabii ki, dedi. Göğsü kabardı. Saçları kıvrım kıvrım oldu. Her kıvrımı bir dalgaya yol verdi. Kıbrıs'ı bağrına bastı. Mora'nın, Girit'in, Rodos'un başını okşadı. Anlaşılan alçakgönüllülüğe gerek yoktu.
- Son bir sorum daha olacak. Sana neden Akdeniz demişler? Oysa sen mavi ile anılıyorsun.
- Bu ismi verenler siz insanlarsınız. Asıl ben sormalıyım. Neden Akdeniz? Sen söyle bakalım!
Bunun cevabını sahiden bilmiyordum. Teşekkür edip ayrıldım. ''Su gibi aziz ol'' dedi. İki yanağımdan şillop şillop öptü. Nehirlerde, küçük göllerde, akvaryumlarda ne kadar balık varsa hepsine selam söyledi.
Orhan BİLİR
Ağustos Böceğine Mektup
www.dersturkce.com
2024