6.SINIF TÜRKÇE KİTABI METİNLERİ
ÇAYDA ÇIRA
Çok eski çağlarda Elazığ'ın Hörsenk çayı kıyısında bir köy varmış. Köyün ağası oğlunu yakın köylerden istediği bir kızla nişanlamış.
Kararlaştırılan günde davullar zurnalar çalmış, gelin alayı gelini alıp Hörsenk çayının kıyısına gelmiş. Burası düz bir alan olduğundan düğün burada yapılacakmış.
Köyün güzel kızları, delikanlıları, taze gelinler, oyunu cümbüşü sevenler toplanmışlar alana. Çalıp oynayacakken, türküler söylenecekken birden ay tutulmuş. Ortalık zifiri karanlığa gömülmüş.
Elazığ halkı bu durumu kötüye yormuş. Ay tutulması uğursuzluktur demişler.
Biricik oğlunun düğününde kararan geceden korkan Pembe Hatun'un dizlerinin bağı çözülmüş. Ağa pek fena üzülmüş. Düşünmüş taşınmışlar, ortalığı aydınlatmanın bir yolunu bulmuşlar.
Pembe Hatun; delikanlıları, servi boylu kızları peşine takıp konağa gitmiş. Ne kadar çıra varsa ince ince kıydırmış. Her birinin eline birer çıra demeti verip öne düşmüş. Çıra meşaleleri ortalığı aydınlığa boğmuş.
Hörsenk çayını geçerken suyun hızından kızlar oğlanlar dönüyor, çıraların alevleri yanıp sönüyormuş. Düğün alanından bakıp bu güzel görüntüye hayran olanlar kızların gelişine, çıralarına yanıp sönüşüne el çırparak eşlik etmişler. Bir de türkü yakmışlar:
Çayda çıra yanıyor Yanıp yanıp sönüyor Usul yürü yavaş bas Engeller uyanıyor Çayda çıra yüz çıra Yanıyor sıra sıra Yârim keklik ben avcı Gezerim ardı sıra
O günden sonra düğünlerde, kına gecelerinde bir oyun oynanmış. Sanırsınız ki ay bulutların ardına girmiş. Çayda çıra demişler adına, doyum olmaz seyretmenin tadına.
Derleyen
Sara Gürbüz ÖZEREN
www.dersturkce.com
2024