6.SINIF TÜRKÇE KİTABI METİNLERİ
ÖYLE DENMEZ
HACİVAT: - Akşam şerifler hayrolsun!
KARAGÖZ: - Bugün gidemem.
HACİVAT: - Nereye?
KARAGÖZ: - Bahşiş dağılan yere.
HACİVAT: - Karagözüm, ben sana bahşiş dedim mi?
KARAGÖZ: Ben de sana hediye dedim mi? (Diye Hacivat'a vurur.)
HACİVAT: - Safa geldin.
KARAGÖZ: - Evde unuttum.
HACİVAT: - Neyi?
KARAGÖZ: - Sopayı.
HACİVAT: - Karagözüm, ben sana sopa dedim mi? (Der, Karagöz'e vurur.)
KARAGÖZ: - Ben de sana çelik-çomak dedim mi? (Der, Hacivat'a vurur.)
HACİVAT: - Aman efendim, her ne hâl ise!.. Başıma bir fes almıştım da, gelirken yorgunluk almak üzere Karagöz'üme uğrayım demiştim.
KARAGÖZ: - Ne yapayım fes aldıysan?
HACİVAT: - Karagözüm, öyle mi derler?
KARAGÖZ: - Ya nasıl derler?
HACİVAT: - Karagözüm, "Güle güle başında paralansın!" demek yok mu?
KARAGÖZ: - Güle güle başında paralansın!
HACİVAT: - Haa, aferim, işte böyle demeli yaa!.. - Derken, efendim, onun üzerine evde odun bitmiş, -"Biraz odun al." dediler, Odunkapısı'na gidip beş on çeki odun aldım.
KARAGÖZ: - Güle güle başında paralansın!
HACİVAT: - Karagözüm, sus! Bu fes değil, odun aldım, odun.
KARAGÖZ: - Güle güle başında paralansın!
HACİVAT: - Karagözüm, başım gözüm yarılır.
KARAGÖZ: - Güle güle başında paralansın.
HACİVAT: - Karagözüm, öyle demezler.
KARAGÖZ: - Ne bileyim, sen öğrettin.
HACİVAT: - Karagözüm, o fese göreydi.
KARAGÖZ: - Ey, ne deyim?
HACİVAT: - "Güle güle yak, otur da külüne bak!" demek yok mu?
KARAGÖZ: - Yok yok, var mı? Güle güle yak, otur da külüne bak!
HACİVAT: - Haa, aferim, işte şöyle söyle!
KARAGÖZ: - Güle güle yak, otur da külüne bak!
HACİVAT: - Derken efendim, geçen günkü yağmur, malum ya, evin kiremitleri filan kırılmış, bütün yağmur evin içine akmış; bari bir iki dülger çağırayım da hem kiremitleri, hem de yıkık bazı yerleri yaptırayım, dedim; evi bi güzelce tamir ettirdim.
KARAGÖZ: - Güle güle yak, otur da külüne bak!
HACİVAT: - Karagözüm, bu ev! yeni tamir ettirdim daha.
KARAGÖZ: - Güle güle yak, otur da külüne bak!
HACİVAT: - Karagözüm, yazık değil mi?
KARAGÖZ: - Güle güle yak, otur da külüne bak!
HACİVAT: - Öyle denmez.
KARAGÖZ: - Ya ne denir?
HACİVAT: - Karagözüm, "Oh oh, maşallah, pek memnun oldum! Güle güle oturunuz, içinde hiç eksik olmayınız!" demek istemez mi?
KARAGÖZ: - İs.. is.. ister... şey... Oh oh, maşallah, pek memnun oldum! Güle güle oturunuz, içinde hiç eksik olmayınız!
HACİVAT: - Sonra, bilader, borçlunun biri, "Hacivat zenginleşmiş, evi yaptırıyor." deyip, para almaya gelir; benim de param bitmiş olduğundan, borçluyla boğaz boğaza kavga ederiz; sonra dava edip bizi hapse atarlar.
KARAGÖZ: - Oh oh, maşallah, pek memnun oldum! Güle güle oturunuz, içinde hiç eksik olmayınız. HACİVAT: - Aman bilader, hapisteyim, hapiste!
KARAGÖZ: - Oh oh maşallah, pek memnun oldum! Güle güle oturunuz, içinde hiç eksik olmayınız! HACİVAT: Bilader, yazık değil mi?
KARAGÖZ: - Oh oh maşallah, pek memnun oldum! Güle güle oturunuz, içinde hiç eksik olmayınız! HACİVAT: - Karagözüm, öyle demezler.
KARAGÖZ: - Ya nasıl derler? Ne bileyim ben, sen öğrettin.
HACİVAT: - Karagözüm, ben öğrettiysem ev için öğrettim; buna da öyle mi derler?
KARAGÖZ: - Ne derler?
HACİVAT: - "İnşallah efendim yakında biri sebep olur da çıkarır, siz merak etmeyin; inşallah ötekini de çıkarırlar!"
KARAGÖZ: - İnşallah efendim yakında biri sebep olur da çıkarır, siz merak etmeyin; inşallah ötekini de yakında çıkarırlar!
HACİVAT: - Haa! Sonra, Karagöz, neyse, biz bununla iyice uğraşırız, neyse bizi hapisten çıkarırlar; ben o sevinçle koşa koşa eve gelirken fırıncının biri fırından ekmek çıkarıyormuş, aceleyle küreğin sapı bi gözüme dokunup gözümün birini çıkarmaz mı?
KARAGÖZ: - İnşallah efendim yakında biri sebep olur da çıkarır, siz merak etmeyin; inşallah yakında ötekini de çıkarırlar!
HACİVAT: - Karagözüm, gözüm çıktı!
KARAGÖZ: - İnşallah efendim yakında biri sebep olur da çıkarır, siz merak etmeyin; inşallah yakında ötekini de çıkarırlar!
HACİVAT: - Karagözüm, öteki de mi çıksın?
KARAGÖZ: - İnşallah efendim yakında biri sebep olur da çıkarır, siz merak etmeyin; inşallah yakında ötekini de çıkarırlar!
HACİVAT: - Karagözüm, "İnşallah şifa bulursunuz, yakında hiç görmemişe dönersiniz!" demek yok mudur?
KARAGÖZ: - İnşallah şifa bulursunuz, yakında hiç görmemişe dönersiniz!
HACİVAT: - Memnun oldum efendim memnun!
KARAGÖZ: - Ben de maymun oldum efendim maymun!
HACİVAT: - Karagözüm maymun değil memnun!
KARAGÖZ: - O ne demek?
HACİVAT: "Sevindim, haz ettim" demek.
KARAGÖZ: - Öyle desen ya! "Somun oldum, limon oldum" deyip duruyorsun.
HACİVAT: - Hay terbiyesiz hay! Seni validen terbiye etmedi mi?
KARAGÖZ: - Etti.
HACİVAT: Böyle mi etti?
KARAGÖZ: - Yoo! Geçen gün mutfakta idim, bir yumurta, iki de limon sıkıp birbirine karıştırdı, sonra başıma döküp güzelce beni bi terbiyeledi.
HACİVAT: - Hay meczup hay!
KARAGÖZ: - Zirzop sensin!
Cevdet KUDRET Karagöz,
www.dersturkce.com
2024