6.SINIF TÜRKÇE KİTABI METİNLERİ
SINIF BAŞKANI
Mehmet okulunda oldukça tanınmış bir çocuktu. Arkadaşları ona "Demokrat Mehmet" derdi. Doğrusu bu isim çok hoşuna giderdi. Okuldaki diğer Mehmetlerden farklı olduğunu düşünürdü.
O yıl okullar açıldığında sınıf öğretmenleri kendi istediğine göre bir başkan seçmeyi uygun gördü. Bu seçim türü Mehmet'e her zaman ters gelirdi. Başkan mademki sınıfı temsil ediyordu o hâlde seçim hakkı öğrencilerde olmalıydı.
Öğretmen sınıf başkanını seçeceği gün Mehmet söz hakkı isteyip itiraz etti:
- Öğretmenim, demokrasi çağında yaşıyoruz, başkanı sizin seçmeniz demokrasiye aykırı değil
midir?
- Demokrasi dediğin de neymiş, anlat da bilgilenelim.
Sınıf öğretmenleri aynı zamanda Türkçe dersi öğretmenleriydi. Mehmet'i denemek için sormuştu sorusunu. Bakalım istediği şeyin farkında mıydı?
Demokrasi, kısaca halkın kendi seçtikleri tarafından yönetilmesidir, dedi Mehmet ayağa kalkarak. Halk belli bir süre için kendisini yönetecek milletvekillerini seçer. Tabii ki oy kullanarak. Seçilen insanlar, o belli süre dolunca tekrar millete gitmek zorunda olduklarından, kendilerini millete beğendirmek zorundadırlar. Bu bakımdan halkın isteklerine, arzularına göre hareket ederler.
Öğretmen tekrar sordu:
- Peki, bu yönetim biçiminin tersi nedir?
- Diktatörlük, efendim. Diktatörleri halk seçmez. Yani seçimle işbaşına gelmezler. Ya babalarından kalan koltuğa otururlar ya da zorla yönetimi devirip yerine geçerler.
Mehmet'in cevabını duyunca öğretmen daha da güldü:
- Biraz daha aç bakalım?
Mehmet bütün bu soruların geleceğini bildiği için hazırlık yapmıştı. Araşttırdıklarından öğrendiği kadarını anlatmaya başladı:
- Krallara krallık aileden kalır. Eğer kralın danışığı bir meclis varsa, buna meşrutiyet denir. Kral bütün kararlarda tek söz sahibiyse de mutlakıyet denir. İhtilallere gelince, bunlar milletin seçtiklerini devirip zorla yönetime gelir. İhtilalcilerin başında bazen tek lider vardır, bazen de bir grup. Milletten oy almak, yani seçilmek gibi bir dertleri olmadığından ülkeyi keyiflerince yönetirler. Kötü bir yönetim biçimidir.
Öğretmen artık dikkatle dinliyordu. Mehmet konuşmaya başlarken onu gülerek dinleyen, hatta bazen laf atan arkadaşları da ciddileşmişti. Sıra arkadaşı saf saf sordu:
- Acaba hangisi daha iyidir?
- Elbette ki demokrasi, dedi Mehmet. Demokrasilerde seçmenler -ki bu sınıfta bizleriz- belli bir süre sonra ve beğenmezlerse yönetimi değiştirme hakkına sahiptir. Güç milletin elindedir. Diktatörlüklerdeyse bütün güç birkaç kişinin elinde bulunur. Halkın seçme ve seçilme hakkı ortadan kaldırılır. Güç sahiplerine kimse hesap soramaz.
Sınıftaki bazı öğrenciler öğretmenlerinin kızması için bekliyordu. Onlara göre seçimin ne şekilde olacağı önemli değildi. Birinin seçmesi yeterliydi.
Geçen yılın sınıf başkanı Necdet söz aldı, alaycı bir şekilde konuştu:
- Boş laf bunlar! Mehmet hayal görüyor. Biz kimin bu işi daha iyi yapacağını nereden bileceğiz? Öğretmenimiz en iyi kararı verir.
- Ya çoğunuzun bilemediğini ben nasıl bileceğim, diye sordu öğretmenleri. Bir kişiyim ve hata edebilirim. Çoğunluk daha az hata yapar.
Güldü, gülerken de bir şeye sevindiğinde yaptığı gibi ellerini ovuşturdu:
- Evet, arkadaşınız haklı. Önce seçilmek istenen adaylar çıkmalı. Seçildiklerinde nasıl çalışacaklarını anlatmalılar.
Necdet yine dayanamadı, atıldı:
- Ya palavrası bol, beceriksiz biri seçilirse?
- Bir süre koyarız, diye cevap verdi öğretmen. Diyelim ki üç ay. Eğer başarılı olmazsa üç ay sonra seçimi tekrarlarız.
- Demokrasi denemesi bu şekilde başladı. Necdet, Müfit ve Mehmet sınıf başkanlığına aday oldu. İki hafta süre kondu. Bu süre içinde seçilmeleri hâlinde yapacaklarını anlattılar.
- Doğrusu Mehmet çok çalıştı. Onu destekleyen bir grup arkadaşıyla gazete hazırladı. Seçildiklerinde yapacaklarını madde madde yazdı. Gazeteyi bütün sınıfa dağıttı. Müdürün izniyle okulun kütüphanesinde tam dört kere toplantı yaptı. Arkadaşlarına düşüncelerini bir bir açıkladı.
- Necdet daha önce ne yapıyorsa onu yapmayı tercih etti. Kendisine oy vermeyenleri döveceğini söyleyerek, seçmeni korkutarak başkanlığı kazanacağını umuyordu. Gizli oyla seçim yapılacağını unutmuş gibiydi.
- Müfit ise herkese kalem, silgi ve çikolata dağıtmayı tercih etmişti.
- Sonunda seçimin yapıldığı gün sınıfta bulunan 55 öğrenciden 40 tanesi Mehmet'e oy verdi. Müfit 10, Necdet'se sadece 2 oy alabildi. 3 oy da geçersiz sayıldı. Çünkü bazı öğrenciler iki aday arasında kararsız kalıp iki isme de oy vermişti.
- Seçimi kazanan Mehmet'i öğretmenleri ve okul müdürü kutladı. Seçimi kazanması şerefine kütüphanede "demokrasi toplantısı" yaptılar. Bu toplantının sonunda da ona "demokrat" adını taktılar. O günden sonra herkes başkanlarını "Demokrat Mehmet" diye çağırdı.
Yavuz BAHADIROĞLU
Çalışkanlık İçeri Tembellik Dışarı
www.dersturkce.com
2025