7.SINIF KÜTÜPHANELER METNİ
HAZIRLIK
Yapılan gezinin sonunda öğrencilerinizden kütüphane ile ilgili izlenimlerini paylaşmalarını isteyiniz.
O Öğrencilerinizden, “ Kütüphaneler” metninin yazarı hakkında buldukları bilgileri getirmelerini
isteyiniz (O.2.31).
• Öğrencilerinize, sizi çok etkileyen, kütüphanelerle ilgili bir anınızı anlatınız.
• Öğrencilerinize aşağıdaki soruları yöneltiniz:
1. Niçin kütüphaneye gideriz?
2. Kütüphanelerden hangi alanlarda faydalanırız?
3. Ülkemizdeki araştırma ve geliştirme çalışmalarında kütüphanelerin rolü nedir?
• Öğrencilerinizden, kitap okumanın ve kütüphanelerin önemi konusunda bir araştırma yapmalarını
isteyiniz. Bu konuyu kütüphanelerden, kitaplıklardan, İnternetten araştırabileceklerini söyleyiniz.
7.SINIF METNi
KÜTÜPHANELER
Eskişehir'de, şimdi yerine büyük bir okul dikilmiş bahçe içindeki tek katlı beyaz kütüphane, lise sıralarında
benim saadet duyduğum en güzel yerlerden biriydi.
(...)
İş hayatında başarı kazanamamış olan babam, bir daha geri dönmemek üzere bütün evi Sivrihisar'dan
Eskişehir'e taşımıştı. Porsuk nehrinin ötesinde, demiryolu istasyonuna yakın, tek katlı kerpiç bir evde oturuyorduk.
Evin kerpicini bütün aile -biz- kırmış, kesmiş ve kurutmuştuk. Gece yarıları istasyona gider, süt,
simit, ekmek veya köpük taşı satardım.
Evde okul kitabı, Kur'an ve bir rüya tabirnamesinden başka kitap yoktu. Kışın mangal kömürü ile
ısınırdık. Bilmiyorum, hangi arkadaş, bir gün beni şehir kütüphanesine götürmüştü. Soba gürül gürül yanıyordu.
Masalarda düğmesine basınca yanan ampuller ve istediğim her kitabı saygı ile getiren ciddi çehreli
memurlar... Yaşadığım hayat ne kadar fakir ve ıstırap verici ise bu güzel kütüphanede geçirdiğim saatler o
kadar geniş, zengin ve mesut edici idi. Hayal kurmayı, düşünmeyi, sevmeyi orada öğrendim, diyebilirim.
O zamanlar caddeler böyle gürültülü vasıtalarla dolu değildi. Kütüphane, çarşı ve pazardan uzak bir
yerde, büyük bir bahçe içindeydi. Biraz ötesinde Temyiz Mahkemesi vardı. Saat beşte bu ciddi binadan
yaşlı, hürmet telkin eden adamlar çıkar, yolda bastonlarına dayanarak uzun uzun konuşurlardı. Onların
bende uzak bir memleket izlenimi uyandıran bu hâllerini severdim.
Sonradan içime, kitaplardan geldiğini fark ettiğim bir uzak memleket hayali, bana yıllarca arkadaşlık etti. Kendimi uzak bir diyarda hissediyordum. Bir gün asıl vatanıma dönecektim. O asıl vatanın neresi olduğunu bilmiyordum. Bazı kitaplarda ben oranın tatlı havasını hissediyordum. O ıstıraplı yıllarda benim için asıl hayat, dışarıda değil kitaplarda idi.
Allah’ım, orada neler okumadım! Bütün romanları, felsefe
ve psikoloji kitaplarını, dergileri elden geçirdim. Bu bende bitmez tükenmez bir keyif izlenimi uyandırıyordu.
Kitapların içinde neler vardı; uzak, gidilmedik diyarlar, acayip insanlar, yabancı dinler, örf ve âdetler, çok
eski çağlar, ruh ve kâinatın sırları...
Lisede okuduğumun bin mislini bu kütüphanede okudum. (...) İyi, hayat boyunca kendilerine saygı
duyduğum hocalarım vardı. Fakat ben en büyük hocaları; Goethe’leri (Göte), Nietzsche’leri (Niçe),
Tolstoy’ları (Tolstoy), Hugo’ları (Hügo), Gorki’leri (Gorki) kitaplarda tanıdım. Tabi tercümelerinden. Çünkü
bize okulda yabancı dil okuttular ama maalesef öğretemediler.
Hayalimde uzun yıllar bir beyaz düşünce mabedi gibi hatırası devam eden bu kütüphaneyi, Eskişehir’e
her gidişimde ziyaret ederdim. Onu yıktıklarını duyunca saadet ülkem saldırıya uğramış gibi üzüldüm. Ne
olur kütüphaneleri de böyle mabetler gibi güzel inşa etseler ve onlara hiç dokunmasalar...
Benim gibi fakir, evlerinde kitap, masa, soba olmayan Anadolu çocukları için kütüphane, okul kadar
hatta okuldan da mühim bir saadet ülkesidir. Günlük hayatları dar olanlar, orada genişliği hissederler. Tarihe,
dünyaya, kâinata, varlık ötesine açılırlar. Kütüphaneler, ruhların kendilerini en hür hissettikleri yerlerdir.
Bundan dolayı onlara okullar ve mabetler kadar önem vermek lazımdır.
Mehmet KAPLAN
YAZAR HAKKINDA BİLGİ İÇİN TIKLA...
www.dersturkce.com
2024